Ansızın Gelen Sen / 1. Bölüm

166K 3.1K 543
                                    

(NOT: Kitaplaşacağı için yalnızca ilk 15 bölümü mevcuttur! Serinin iki hikayesini tek kitapta toplayıp, Kasım 2017'de sizlere kavuşturacağız! Güzel sevenlerin hikayesine birlikte şahitlik edelim... )

Multimedia; Nazlı. Hepinize keyifli okumalar dilerim. Bu kurgu fazlasıyla içime sindi benim, umarım sizin de beğenerek okuyacağınız ve sonuna kadar yanımda olacağınız bir hikaye olur. Hepinizi kocaman seviyorum. ❤

- Ansızın Gelen Sen – 1. Bölüm

"Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim.
Yaşamak: Seni sevmek gibi ciddi bir iştir."

Ümit hoca, edebi açıdan şaheser; bende oluşturduğu etki açısından bakıldığındaysa koca bir yıkım olan bu dizeleri gür sesiyle okumuş, bitirdiğinde gözleri beni bulmuştu. Dizelerden anladıklarımı, şaire katılıp katılmadığımı, kısacası hislerimi soracaktı. Sonrasında cevaplarımdan hoşnut kalmayacak ve ders bitiminde konuşmak için yanına çağıracaktı beni... Bu, bizim için rutin bir olay halini almıştı.

Şiir kitabını kürsüye bıraktığında gözleri bende sabitti. "Mümkünse, bu dizeler hakkındaki naçizane görüşlerini alabilir miyiz Nazlı?"

Böylece kendimi -gereksiz yere- saklama çabalarım son buldu. Bana çevrilen gözleri görmezden gelip, aklımdakileri belirli bir düzene koydum. "Yaşamanın ümitli bir iş olduğuna katılmamakla beraber, sevmenin ciddi bir iş olduğu konusunda Nazım Hikmet'le hemfikirim hocam."

Beni onaylamadığını belirten klasik bakışından atarken omuzlarımı silkmek istesem de yapamadım.

"Pekâlâ. Bugünlük bu kadar. Çıkabilirsiniz."

Rahat bir nefes verecektim ki, kaş göz hareketleriyle beni çağırdığını fark ettim. Yine boşuna boğaz patlatacak demekti bu. Boşuna, diyordum. Çünkü sözlerinin bir kulağımdan girip diğerinden çıkması birkaç saniyemi alacaktı. Aslında kendisi çok sevdiğim bir hocamdı. Hatta öğrencilik hayatım boyunca en çok sevdiğim ve saygı duyduğum hocamdı. Ama her dersimizden sonra benzer konuşmaları yapmasaydı daha iyi olabilirdi. Umutsuz vakaydım işte. Herkes çabalamaktan vazgeçmişken o neden zorluyordu?

Kitaplarımı kolumun altında toplayıp amfinin merdivenlerini indim. Koridora çıkmıştı. Ona yetiştiğimde, konuşacaklarımızdan bihabermişim gibi, "Buyurun hocam," dedim. "Sizi dinliyorum."

"Seni, ümidini yitirmene sebep olacak kadar derinden etkileyen olayın ne olduğunu bilmiyorum Nazlı..." Duraksadı. Gözlerimin içine bakarak sürdüreceğini bildiğimden bekledim. "Ama taktığın bir maske var ve kimselerin görmesini istemediğin asıl benliğin bunun arkasında gizli. Bu benliği gün yüzüne çıkarabilmek için elimden geleni ardıma koymayacağımı bilesin. Neticede senin gibi kıymetli bir öğrenciyi bulup da heba olmasına göz yummak, benim gibi bir hocaya yakışmasa gerek?"

Gülümseyip sırtımı sıvazladığında belli belirsiz gülümsedim. Yine söyleyeceğini söylemiş ve bana pek konuşma payı bırakmamıştı. Böylelikle kaçınılmaz son gerçekleşti. İşte, en çok bu yüzden, bu konuşmaları yapmaktan hoşnut değildim. Çünkü her konuşmamız sonrası, gözlerimin önünde film kareleri misali beliriyordu yaşadıklarım. Bu acı karelerle görüşüm daraldığında, derin nefesler almaya çalıştım. İhtiyacım olan şey, aldığım nefesi hissedebilmekti. Enkaz altındaki yüreğimi şiirler aracılığıyla daha da dağlamak değil.

Gülümsemek için kendimi zorlamam gerekti. "Eğer istediğiniz buysa... Size karşı çıkamam hocam. Ancak sandığınız kadar kolay olabilecek bir şey değil bu. Hatta bence imkânsız." diyerek bir nevi gözdağı verdim.

Ancak etkilenmişe benzemiyordu. "Göreceğiz bakalım."


Gözden kayboluşunu buruk bir tebessümle izledim. Her bir öğrencisiyle ayrı ayrı ilgileniyor, sorunlara titizlikle koşmaya çalışıyordu. Sadece dudaklarımızın değil, gözlerimizin içinin de gülebilmesi adına takdire şayanlık bir çaba sarf ediyordu. Ama benim sorunlarımla uğraşmak yerine, diğer öğrencilerin sorunlarına yoğunlaşması daha mantıklı olurdu. Çünkü taktığımı söylediği o maskeyi, çıkartmamakta kararlıydım. Çünkü ancak bu şekilde nefes alabiliyordum. Acılarımın arkasına saklanarak, hatta onları bulundukları yere hapsedip, kimseyi ortak etmeyerek. Belki korkaklıktı, acizlikti bu yaptığım. Aslında... Ne olduğu umurumda değildi. Netice itibariyle, yapabildiğimin en iyisi buydu.

ANSIZIN Serisi (KİTAP)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin