Kelebek olasım var...
Bir günlük ömrüm olsun ama yarını görmek istiyorum...Hayat o kadar karmaşıktırki en güzel giden şey bile bi gün kâbusa dönerdi.
Karanlık iyice basmış tenha sokaklar kalbimi huzursuz etmisti.
Babamın beni emanet ettiği adam bu pekte tekin olmayan tenha sokaklardan birinde yaşıyordu.
Adımlarım daha hızlanmış nefesim kesilmek üzereydi geçtiğim her sokakta bi gurup serserinin içki içerken bana pis pis bakmaları rahatsız etmişti beni.
Sokaktaki evler en fazla iki katlıydı ,yollar sık ve dardı kaldırımlara park edilmiş arabalar yürümeyi zorluyordu.
Ama yinede korkmuyordum...
Yalan söyledim ölesiye korkuyordum gözlerim acıyor ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.Üzerimdeki kıyafetler biraz uygundu buralara .
Diğer arkadaşlarım gibi cicili bicili pembe elbiseler giyip beni olduğumdan farkli gostericek makyajlar yapmıyordum.Sokak tarzında giyinmekdaha rahat gelirdi .
Elimde adres yazan kağıda baktım yaklaşmıştım kalp atışlarım göğüs kafesimi kırıcak kadar hızlıydı.
Adreste yazan yere geldim ama yalnışmı gelmiştim bilmiyorum .
Geldiğim yer iki katlı bi yerdi tabelada kocaman harflerle OTO TAMİR yazıyordu.
Daha sonra pes etmek yerine bi umut kapıyı çalmaya karar verdim.
İlk yavaş bi uslupla kapıyı tıklattım .
Biraz daha bekledikten sonra kapının açılmadığını gördüm .Ama yine pes etmedim kral babasının güçlü pirensesiydim ben.
Bu sefer biraz daha şidetli çaldım kapıyı.Pes edip arkamı dönmüştümki kapının açılmasıyla kalp atışlarım hızlandı.
Neden böyle hissetim bende bilmiyorum bi süre arkamı dönmedim taki arkamdaki seslenene kadar.
"Kimsin?"
Cesaretimi toplayıp usulca arkamı döndüm .
Benim beklentim yaşını başını almış kel göbekli bi tamirciyken gördüğüm manzara beni şaşırtmıştı.
Karşımdaki ;uzun boylu ,siyah saçlı , derin bakan kahveleri olan bi genç vardı .
Ben karşımdaki manzaraya dalmışken yine konuşamaya başladı.
"Kim olduğunu söyliycekmisin?"
Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım.
"Toprak kılıç la konuşucaktım ben"
"Benim_ de niye sordun ?"
"Şey ben..."
"Evet ne sen?"
Elimdeki mektubu ona uzattım hemen almamıştı biraz bekledikten sonra mektubu aldı.
Okumaya başladığında gözleri duygudan duyguya sürüklendigini ,ruhunun acıdığının kanıtıydı.
Mektubu okuduktan sonra katlayıp ellerime tutuşturdu.
"Sen haluk arslan'ın kızımısın"
Sonlara doğru sesi kısılmış gibiydi .
Konuşmaya hazırlanmak için yutkundum."E-evet."
Sesim titremiş gözlerim dolmuştu ne tepki vericeğini kestiremediğim adama baktım bi kez daha .
"Git burdan"
Kapıyı yüzüme kapaması bi anlık şoka girmemi sağlamış bi kaç saniye ne olduğunu anlamaya çalışmıştım.
Nasıl yani babamın beni emanet ettiği adam beni kovmuş ve ben sokaktamı kalmıştım.
Ne yapıcağımı bilmiyordum hiç bişey yolunda gitmiyor her şey sarpa sarıyordu.
Gitmek için hazırlandm icinde pek bişey olmayan çanta bile tonlarca ağırlıkta gelmeye başlamıştı.
Yağmur yağmaya başlamış belime kadar gelen uzun saçlarım yanaklarıma yapışmıştı .
Üstüm incecikti soğuk hücrelerime işlerken sıcak göz yaşları yanağımı ıslatıyordu.
Bir an duraksadım ve beni kovan admın kapısına kpşmaya başladım.
O kadar öfkeliydimki babama ,anneme,arkadaşlarıma beni terkedip giden herkese.
Çantamı yere fırlatıp kapıyı yumrulamaya başladım hıçkırıklarım nefes almamı zorlaştırıyordu.
"Aç kapıyı aç!"
Ses yok...
"Sana güvendi o sana emanet etti!"
Yine ses yok...
"Ne halt edicem ben kimsem yok"
Dizlerimin üzerine çökmüştüm bitmiştim artık dakikalarca kapiyı yumruklamış sesim kısılana kadar bağırmıştım.
Son kez şansımı denedim son kez seslendim.
" senden başka kimsem yok."
Artık ayağa kalkıcak halim bile kalmamıştı.
Gözlerim yavaşça bulanıklaştı artık bedenim ruhumu taşımak istemiyordu adeta .
Kelebek olasım var bir günlük ömrüm olsun.
Ama yarını görmek istiyorum.&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Bu kitabı mavi kelebegime ithaf ediyorum iyiki doğdun iyiki benim minik mavi kelebeğimsin 🖤💙