Ben senin beni sevme ihtimalini sevmişken...neden kalbim yokmuş gibi davrandın?
Şarkı:şebnem ferah mayın tarlası.
"T_toprak"
Elindeki silahı Tarık'a uzatmışken ona doğru bir hamle yapınca kolumdan tutmuştu tarık.
Gözlerimiz bir birini bulunca kafasını olumsuz anlamda salladı.
Aynı şekilde oda elindeki silahı toprağa uzatmıştı.
"Demekki geldin"
"Bırak kızı Tarık bu bizim aramızda "
Tarık kahkaha atmaya başladı bu çok rahatsız ediciydi.
"Hesap günü geldi toprak kılıç!"
"Yapma!"
Kısık çıkan sesim dikkatini çekmiş bana dönmüştü.
Ve bir el silah sesi...
Dikkati dağılan tarığı bacağından vurmuştu toprak.
Elindeki silah düşmüşken yerde acıyla kıvranıyordu.
Toprak onun silahını alıp beline yerleştirdi önce ve silahı ona çevirdi.
"Ölmeyi sen istedin Tarık ona dokunmuycaktın!"
Ona dediği benmiydim yani.her neyse.
Silahın emniyetini açıp ateşlemeye hazırken kendimi siper ettim önüne.
"Yapma...nolur"
Yutkunduğunu görmüştüm.
Silahını yavaşça indirdi ve kollarını açtı.
Önunde durdum ama sarılmıycaktım kızgındım ona göğsünü yumruklayıp ağlamaya başladım.
"Neden bıraktın beni neden, neden?"
Bana karşı çıkmıyordu yüzünde en ufak bir tepki yoktu.
Elimdeki sargı bezinin kan olduğunu görünce o kanın bana ait olmadığını anlamam biraz zaman almıştı.
"Bu kan?"
"Küçük bir sıyrık hadi itleri buraya toplanmadan gidelim"
Omzundaki yarayı öylesine boş vermişti.
Elimi tutunca kalp atışlarım hızlanmıştı.
"Gidelim küçük"
Kocaman gülümseyip karşılık verdim.
"Bu burda kalmadı toprak hesabını ödüyceksin dikkat et kendine"
Uzaktan geken araba seslerini duyunca önden toprak arkadan ben koşmaya başladık.
Arabanın ışıkları uzaktan gözükürken biz ormanın içine dalmıştık karanlıkta.
Hâla koşmaya devam ederken arada düşüyor yeniden kalkıyordum .
Peşimize düşüceklerdi büyük ihtimalle ama nasıl kaçıcaktık.
Ormanın derinliklerinde motorunu gördüm.
"Ama ben böyle binememki ona"
"Sende iyice alıştın benim kıyafetlerime"
Umarsızca omuz silktim .
Üzerindeki uzun asker yeşili parkayı çıkartıp bana verdi .üzerime geçirince dizimin biraz üstünde bitmişti.
Üzerindeki mavi kazak yarısı kırmızı şekilde duruyordu.