DÜŞMAN

200 132 34
                                    

Daha gidişine alışamamışken anılarının beni boğduğu adam...

Kapıyı toprak geldi umuduyla açmışken kafama dayanmış silah iyiye işaret degildi.

Kapıyı hemen kapatmaya çalışırken kafama silah dayayan adam ayaklarına araya koyup beni engellemişti.

Biraz zorlasamda yorgun bedenim daha fazla dayanamamış geriye savrulmuştum.

"Kimsin sen çık!"

Bağırınca kapıda duran genç adam içeriye hızla dalıp arkasından gelen adamlarına evi aramalarını söylemişti.

"Toprak nerde?"

Yutkundum.bu dün bahsettikleri adam olmalıydı hani şu toprağı öldürücek olan.

Sadece sustum evde onu bulamıyınca bakışları bana dönen adamlara karşı.

Benden cevap alamayınca düştüğüm yere hızla gelip kollarımdan tutup beni kaldırdı.

Kollarımı öyle sıkıyorduki kan dolaşımım durmuştu sanki.

Ama buna rağmen korkmuyordum şu anda ağlamıyordum sadece ela gözlerine nefretle bakıyordum.

"Şöyle toprak nerde?"

"Bilmiyorum?"

Burnundan soluyan genç adam kolumdan tutup beni kapının dışına sürüklerken ona karşı çıkamıyordum çok küçük ve güçsüzdüm...

"Bırak beni!"

"Toprağın yerini söyleyene kadar misafirimizsin küçük hanım"

Sözü bittikten sonra beni kendine çekti arabanın önünde dururken.

Gözleri gözlerime acır şekilde bakarken arkasındaki izbandut gibi adama seslendi.

"İp ve ağzını kapatmak için bant getirin"

Adam bagajdan dediklerini çıkartırken alayla güldüm sadece.

"Neden bağırıp yardım dilenmiyorsun"

Yüzümü kulagına yaklaştırıp kulağına fısıldadım.

"Senden korkmuyorum."

Yutkunduğunu görmüştüm.şaşırmıştı ama benim kaybedicek bişeyim kalmamıştı büyük ihtimalle beni öldürüp bir ağaç dibine gömüceklerdi.

"Bağlayın!"

Beni sinirle diğer adamlarına fırlatıp arabaya binmişti.

Hayvan gibi bir adam elindeki halatla ellerimi arkada birleştirip halatı sıkıca dolamaya başladı.

Canım acımıştı. ayaklarımı aynı şekilde bağlarkenyerde oturuyordum sabahın bu saatinde beni kurtarıcak kimsede yoktu zaten.

Adam beni bir çırpıda havaya kaldırıp bagaja bıraktı ve bandı ağzıma yapıştırdı.

Bagajın kapısını kapattıktan bir süre sonra araba hareket etmeye başladı.

Üzerimde sadece Toprağın üzerimde kısacık kalan siyah kazağı vardı.

Dar olan bagajda nefes almak bile zorken terlemiştim.

Uzun süre devam eden yolculuktan sonra sonunda araba durmuştu.

Bi süre sonra bagajı ela gözlü bey açmıştı.

Açıkta kalan bacaklarım utanmamı sağlıyordu.

Üzerindeki siyah ceketini çıkartıp üzerime attı ve beni kucakladı.

Depo gibi bir yere geldiğimizi görebiliyordum ama pekte kendimde değildim .

SİYAH KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin