Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi okumalar(๑•̀ㅂ•́)و✧
"Haha sen o boyla nasıl basketbol oynayacaksın ya?" Taehyung sırıtarak konuştuğunda Yoongi'nin iyice kaşları çatılmış ve ardından histerik bir şekilde gülmüştü.
"Lisedeyken basketbol takımındaydım, aptal velet." Yoongi ellerini sarı saçlarından geçirerek konuştuğunda, Namjoon kolunu onun omzuna atmış ve küçük bedeni kendine çekmişti. "Evet o harika oynuyor, isterseniz bir maç yapalım."
Taehyung'un aniden yüzü düşerken, onun yüzünün düştüğünü gören Jimin pis pis sırıtmış ve başını sallamıştı. "Aynen, madem o kadar iddialısın neden bir maç yapmıyoruz?"
"Aaa--- siz üç kişisiniz ben tekim, Jungkook abiyi falan çağırmam gerekecek."
Yoongi omuz silkti. "Pekala o zaman, beşte sahada olalım. Zaten sabah sabah güneş tepemizdeyken bütün potansiyelimizi göstereceğimizi düşünmüyorum."
Jungkook sigarasını dudaklarının arasından çıkarırken nefes nefese yanına gelen küçüğüne bakmış ve tek kaşını kaldırmıştı. Taehyung'un fit bir bedeni olsa da fazla koşmazdı (kaykay kullanmasının en büyük sebebi de buydu) ve kahverengi saçlı şaşırmıştı. "Ne oldu?"
"Y-yoongilerle beşte basketbol maçı var. Seninde gelmen gerekiyor yoksa öleceğim! Lütfen, lütfen, lütfen!" Taehyung onlara tek başına kafa tuttuğu için hafif bir pişmanlık yaşasa da abisinin bunu kabul edeceğinden yüzde yüz emindi bu yüzden diğerlerine haber vermeye gitse iyi olurdu--
"Ne? Hayır. Onlarla maç falan yapmayacağız. Yoongi'nin ne kadar güzel oynadığını biliyorsun ayrıca şort falan giyer muhtemelen asla odaklanamam." Jungkook gözlerini kapatıp tekrar sigarayı dudaklarının arasına koyarken, Taehyung omuzlarını düşürmüş ve kahverengi saçlının yanına, kaldırıma oturmuştu.
"Ne kadar güzel bir tıp öğrencisisin. Ayrıca... Neden? Birkaç kişi daha buluruz, muhtemelen onlar dört falan olacak, iki kişi daha bulmamız gerekiyor. Ya sen Yoongi'nin bacaklarını kesmek için yanıp tutuşuyordun, ne oldu sana? Benim tanıdığım Jungkook her zaman rekabetçidir, asla pes etmez." Taehyung onun omzuna vurduğunda Jungkook sigarasını yere atmış ve üstüne basmıştı.
"İyi, tamam. İki kişi de daha bul. Ben oynarım ve... ah, sadece ben oynayacağım gibi geliyor." Jungkook dudaklarını birbirine bastırdı ve ellerini ceketinin cebine soktu. "İyi gidelim, zaten o iki kişiyi bulana kadar saat beş olur ancak gideriz sahanın oraya."
"Haklısın..." Taehyung ve Jungkook yürümeye başladığında, yaklaşık iki saat içinde iki kişi daha bulmuşlar (kaykaycıların çoğu basketbol oynamaktan bir haberdi ve kaykaycılardan nefret etmeyen biri bulmak bazen oldukça zor olabiliyordu) ve kahverengi saçlı çocuk acı çekiyordu resmen çünkü buldukları kişiler hem kısaydı, hemde çelimsizdi. Tabii Yoongi'de böyleydi ama o cidden aşırı iyi bir basketbol oyuncusuydu bu yüzden anlık olarak Jungkook kesinlikle yenileceklerini düşünüyordu.
