9|Yağmur ve papatya

936 132 117
                                    

Bts- let me know

İyi okumalar 。◕‿◕。

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar 。◕‿◕。

Temmuzun sonu.

Çiçekler hala güzel kokuyor, ılık rüzgarlar esiyor, denizler sıcak, insanlar mutlu ve aşık. Şu an ise yağmur damlaları yumuşak bir şekilde camlara vuruyor ve evdeki sessizliği bozuyordu. Yoongi yağmurlu havaları severdi ama ya yanında biri olması gerekiyordu ya da aklında, birilerini düşündüğü zaman camdan akıp giden damlalar içinde kendini kaybederdi ve kafası oldukça rahat olduğu için her zaman daha iyi düşünürdü. Tam da bu yüzden penceresinin önüne bir koltuk çekmiş ve orayı en iyi şekilde donatmıştı. Kendisi buraya rahatlama köşesi diyordu. Haklıydı da, verebileceği en iyi kararları burada alıyor ve buraya her oturduğunda aklını toparlamış bir şekilde kalkıyordu.

Şimdi ise yağmur yine caddeleri yıkarken sarı saçlı olan önünde üzerinden buharlar tutan papatya çayına bakıyor ve düşünüyordu, kimi düşündüğü ise oldukça barizdi.

Jeon Jungkook.

Bazen ona sinirleniyor, bazen hak veriyor, bazen nefret ediyor, bazen ise şu anda olduğu gibi sadece düşündürüyordu. Yani... ikisinin birlikte geçirdiği yıllara bakacak olursak her şeyin nefret üzerine kurulu olduğunu kolay bir şekilde söyleyebilirdik ama kahverengi saçlı olan çocuk sürekli diğerinin kafasını karıştıracak hamlelerde bulunuyor ve geceleri uyuyamamasına sebep oluyordu.

Jeon Jungkook, oldukça farklı bir kişilikti. Yoongi daha yeni öğrenmişti onun hakkındaki çoğu gerçeği. Çocuk gitar çalıyordu, küçüklüğünden beri doktor olmak istiyordu, sesi oldukça güzeldi ve üç kuzeni vardı. Tanışalı neredeyse üç sene olacaktı ve sarı saçlı olan bunları daha yeni öğreniyordu. Tabii bundan önceleri onun hakkında hissettiği tek şey nefret olduğu için, onunla ilgili bilgileri öğrenmeyi gereksiz görüyordu. Bugün ise değişenin ne olduğunu bilmiyordu ve ilk defa bu koltuktan kalktığı zaman aklının toparlanacağından pek emin değildi. Normalde bu koltuğa oturduğu zaman her şeyi çözebileceğinden emin olarak otururdu. Yoongi doğru soruları sorduğu zaman cevaba ulaşabileceğini biliyordu ama Jeon Jungkook hakkında belirli bir soru soramıyordu kendine ve soru sormadan cevabın peşinde koşmanın hiçbir anlamı yoktu.

Papatya çayını dudakları arasına götürürken sıcak çayı midesine göndermiş ve derin bir nefes vererek koltuğunda iyice geriye yaslanmıştı. Üzerindeki pembe battaniyeyi düzeltirken kapı zilinin çalmasıyla oflamış ve battaniyeyi üzerinden atmıştı. Bu yağmurlu havada gelen kim olabilirdi ki?

Uyuşuk adımlarla kapıya yürüyüp, kapıyı açtığında tir tir titreyen Taehyung ve Jimin'i görmesiyle onları hemen içeri almış ve nasıl ıslak olduklarını görünce, enselerinden tutarak banyoya sokmuştu. "S-siz neden bu havada dışarıdasınız?"

「️90's Daisy Days」️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin