1

23 3 5
                                    

Yaz havasının mükemmelliği ile kuş cıvıltıları arasında kitap okumak,benim için en iyi aktivitelerden biri olabilir.Tabii bir ses bu harikalığı bozmadan önceydi.

"Selam!"

Kitabımı okumaya ara vermeden bir şekilde.

"Selam."
"Romeo ve juliet mi?"

En sonunda biraz sinirlendim yani,okumamı bölüp duruyor.Kitabımı kapatıp yana koydum.

"Evet,sever misin?"
"Severiz Shakespeareimizi."
"Shakespearinizi(!)ne güzel."
"Bu arada ben Sinan."

Elini uzattı ve sonra iki ayrı balkonda olduğumuz için aramızdaki büyük bir mesafe olduğunu hatırladı.Ama eli hala havadaydı.

"Ben de Deniz."

Ona aynı şekilde karşılık vererek elimi uzattım,tabii elimiz bi süre karşılıklı havada kaldı.Ardından da güldük.

"Kitap okumayı seviyorsun yani."
"Evet,okumak beni mutlu ediyor.Sen sever misin?"
"Kim sevmez ki?"

Telefonum çalmaya başladı ve baktığımda Yeliz arıyordu.Telefonu açtım.

"Tamam Yeliz,yarım saate çıkarım."

Telefonu kapattım ve kitabımı aldım.

"Benim gitmem lazım,görüşürüz."
"Görüşürüz."

İçeri girip kıyafetlerimi değiştirdim,çantamı alıp aşağıya indim.Karşımda sinirli bakışlarıyla yüzüme dik dik bakan Yeliz duruyordu.

"Deniz sen geç kalmayı çok mu seviyorsun?!"
"Yeliz abartıyorsun,geldim işte ne var?"

Ardından bir taksiye bindik,hastaneye gelmiştik.Buradaki küçük çocuklara oyunlar oynuyorduk.

"Kızlar napıyorsunuz?"
"Keremciğim hoş geldin,biz de oyuna yetişmeye çalışıyorduk.Deniz sağ olsun."
"Sen bu Yeliz'e bakma Kerem,biliyorsun işi gücü benle."

Yukarı çıktık ve hazırlanmaya başladık.Her şey tamamdı,yavaş yavaş çocuklar yerlerini almıştı.Ve oyun...çocuklar büyük bir ilgiyle izlediler.Yüzlerinde mutluluk veren bir ifade ile alkışlamaya başladılar.Oyun bitiminde kostümleri değiştirip,Mert'in yanına gittim.

"Nasıl beğendim mi oyunu?"
"Beğenmez olur muyum bayıldım,bir daha ki oyununuzu heyecanla bekliyorum."
"Beğenmene sevindim!"
"Denizciğim,çok güzel oynadın."
"Bu kadar övgü fazla ama duygulandırıyorsunuz beni hahah."
"Yani biz gerçekleri söylüyoruz değil mi Mert?"
"Evet,bence de Deniz abla çok güzel oynuyor."
"Artık gitme vakti Deniz,görüşürüz Mert"
"Tamam,görüşürüz Mert kendine dikkat et."
"Görüşürüz."

Hastaneden çıkmıştık.

"Bir şeyler yapmaya ne dersiniz?"
"Bana uyar."
"Ya ben eve gitsem."
"Deniz,gel işte."
"Yani bilmiyorum Kerem."
"Ne bilmiyorsun?gel işte."
"Bence ben eve gideyim,siz takılın.Sonra görüşürüz."
"Tamam,eve gidince mesaj çek."
"Tamam anne."

Taksiye binip eve gittim,yorulmuştum.Bu aralar kendime yüklenmemem gerekiyordu.Kıyafetlerimi değiştirip kahvemi aldım,ardından da balkona çıktım.Sesizliği dinleyip manzarayı izlemeyi seviyordum.

"Hoş geldiniz Deniz Hanım!"
"Ne yani beni mi bekliyorsun?"
"Aynen ne yapacaksın benimde böyle bir huyum var,bolkana çıkıp karşı komşunun balkona çıkmasını beklemek."
"Büyük hastasın."
"Ne demezsin,bakıyorum da buradan ayrılamıyorsun."
"Manzaraya baksana ne güzel,hele yıldızlar."
"Di mi çok güzeller."
"Güzel ne demek,müthiş!bir yıldız olmak vardı,gökyüzünde parlamak.İnsanların gözünü kamaştırmak,insanların umut kaynağı olmak."
"Her insan bir yıldızdır aslında,sadece parlamazlar."

Yüzüne baktım ve gülümsedim.Gülümsedi.

Yıldız'dan BalkonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin