Gözlerini kapatmış, başını masanın üstüne koymuş bir şekilde etrafi sadece sesten ibaretmiş gibi dinliyordu. Basketbol sahasından gelen o ağır topların sesi , arkadaki bankalarda oturan kızların gülüşmeleri, futbol oyunların birbirlerine kızma sesleri, telefonundan tiktok açanlarin telefonundan gelen bir sürü karışık müzik sesleri geliyordu. O sırada kendini yokladı Mert,ileride acaba hangi kıza aşık olacaktı hangi meslek onun mesleği olacaktı . İlerideki arkadaşlarını düşünceleri ne olacaktı. Acaba hangi zorlukları yaşayacak ileride insanlara hayatından nasil kesitler anlatacaktı. Yada hayat sadece bunlardan mi ibaretti. Son olarak aklından geçen onun en zayıf olduğu noktasıydı ama üstüne düşünmeden hemen gözlerini açtı ama beklemediği bir manzarayla karşılaşmıştı.Daha bahçeye inmeden önce kantinden aldığı simiti yanına koyduğunu unutmuştu. Beyaz ama kafasını üzerindeki sarı tüylerinin ona verdiği şirinlikten gözlerini alamıyordu. İşte o şirinlik sahibi olan kedi oturmuş onun simitini kemiriyordu. Onun başını okşadı kucağına aldı bir kedi bu kadar zayıf olamazdı. Hemen kantine gitti bir süt aldı sonra futbol oynayanları önemsemeden koşarak kedinin yanına gitti. Eğildi kediyi besledi. O yeşile çalan gözlerine değen güneş ışıklarına baktı. Okul bitiş zili çaldı. Hemen o beğenerek aldığı siyah çantasını masanın üzerinden aldı ve okul çıkışına doğru yönelecekti ki o sırada arkadaşı Kaan geliyordu uzaktan uzun boylu, siyah saçlı beyaz tenili oluşu ve yüzünün güzel şekili ona hava katıyordu. Mert de onun kadar yakışıklı siyah kıvırcık saçlı uzun boylu mavi gözleri ve uzun siyah kirpikleri onu da havalı yapıyordu ama kıvırcık saçları onu egosuz gösteriyordu.Kaan tam yanına geldi."nasılsın kuzu" dedi yılışık bir sesle çirkin bir bakış attı Mert. Birşey demeden yüzünü çevirdi. Kaan biraz bozuldu gibi oldu. Birkaç adım attılar o sırada arkadan bir kız bağırıyor ve koşuyordu
- Kaaan!
Kaan arkasını dönmeden kız sırtına zıpladı ve "naber yakışıklı" dedi. Kız çok güzeldi ve üstüne üstlük makyajda yapmıştı bunun için kusursuz gözüküyordu. Kulağındaki üç delikteki küpeleri omuzlarına düşen kumral saçlarının yandan ayırması ve ağzındaki sakızın verdiği asilik güzel duruyordu. Bu gelen kız Kaan'nin sevgilisydi. Kaan sırtına yapışmış olan kız düşmesin diye bacaklarindan tutuyordu okuldan çıktılar kız Kaan'nin sirtindan indi ve yürümeye devam ettiler. Kaan ve kız sürekli konuşuyorlar. Mert ise hiç ilgilenmiyordu. Sanki daha önemli birşey düşünüyormuş gibi davranıyor önemsemiyordu. Çünkü ona bu yaşta sevgili olmak saçma geliyordu. Sanki birbirini kullanıp sıkılınca atmak gibiydi. Kız evlerine yaklaştığını artık onlardan ayrılması gerektiğini söyledi. Yanlarindan ayrılırken Kaan'a Mert için neden böyle,ilgilen Mert'le dermiş gibi göz işareti yaptı ve gitti. Kaan Mert'i dürtü
-Oglum bak sana birşey mi oldu? Sabahtan beri ağzını bıçak açmadı.
Mert yine önemsemeden gözünü kaçırdı
- Kaan hadi görüşürüz pampa dedi.
Ve hemen oradan ayrıldı ve etrafına bakmaya başladı evine iki ev kalmıştı artık yorulduğunu anlıyordu bacaklarindaki sizidan eve geldi annesini o güzel yüzünü gördü. Ama ona ilgi gösterecek kadar ne ruhen nede beden olarak güçte değildi. Hemen çantasını kapını önüne bıraktı oturma odasına geçti asla izlemeyecegi programları izledi aslında zamanın geçmesini istiyordu. Annesi aç mısın, aç ise mutfağa gelmesini soyledi. Mert ise aç olduğunu ama gelmicegini söyledi. Ama annesi bu duruma alışıktı ve gene dayanamadi hemen aldı sofrayı oturma odasına kurdu. Mert hemen yemeye başladı hızla bitirdi. Bu sefer annesine eline sağlık demeyi unuttu ve hemcecik odasına gitti uyumak istiyordu ama hiç uyanmamak üzere yatağındaki yorganı kaldırdı üstünü değiştirmeden öylece yattı. Annesi biraz vakit geçtikten sonra Mert'in odasına gitti ve ufak dokunuşlarla Mert'in üstündekileri değiştirdi. Aslında hayatında öyle önemli bir şey olmamıştı ama neden bu kadar hayattan bıktıgına anlam veremiyordu. Eve babası geldi. Ama Mert çoktan uyanmış çalışma masasina oturdu ders çalışması gerekiyordu özelikle de matematikte çember konusunda sıkıntısı vardı. Babasınin eve gelmesi onun için hiçbir şey ifade etmiyor gibi hissediyordu çünkü küçükken yeterince ilgi göstermediği düşünüyordu. Babasını sadece onun rahatını sağlaması için bir görevli olarak görüyordu. Ondan dolayı hoşgeldin bile demek için yanına bile gitmedi. Annesi mutfaktan bağırdı
-Yemek hazır Mert,hadi oğlum yemeğe gel,dedi.
Mert de mutfağa doğru bağırarak birazdan geleceğini söyledi. Kitaplarını topladı masanın sağ köşesine diziverdi. Kapıyı açarken derin bir nefes aldı çünkü babasını mutfakta olan televizyondan yüksek sesle açacağı haberlerin gürültüsünü düşündü. Mutfağa gitti çok garipti babası ilk defa haber bülteni izlemiyor Mert'i bekliyordu. Babası
-Oğlum sana birşey mi oldu neden bu gün bu kadar durgunsun bugün Kaan'la karşılaştım bir griplik olduğunu söyledi.Eve geldim annede aynı dertten yakındı ne oldu eğer aciklarsan yardım etmeye çalışacağım.
Mert içinde bulunduğu boşluğu anlatsa babasına, olur öyle şeyler bizde böyle yollardan geçtik diyeceginden korkuyordu onun için anlatmamayi sadece öyle birşey olmadığını söylemekle bu işten sıyrılabilecegini düşündü
-Yok baba ben bu gün biraz yorgundum onun için biraz etrafimdakilere ilgisiz davranmış olabilirim.
Mert çaktirmamak için masanın üzerinde duran çorbadan yemeğe başladı. Babası böyle birşeyin yalan olduğunu anladı çünkü Mert normalde çok kibar ve esprili bir çocuktu aniden bu şekilde sessizleşmesi olanaksızdı. Mert'in kolundan tutarak dikkatini ona vermesini istermiş gibi davrandı.
-Mert bak oğlum senin bir sorunu olursa ben ve annem her zaman hazır tamam mı? Sen benim tek çocuğumsun ve sen olmasan annen ve benim yikilicagimi bil tamam mi?
Sen bu mal ve mülkün tek varisisin.
Mert tamam dermiscesine başını salladı ve babasını birşey olmadığına dair bakış attı. Babası artık tatmin olmuştu. Çünkü Mert'e arkasında olduğuna dair güven verdiğini düşündü. Mert ilk defa mutfağın bu kadar sesiz olmasını sevmişti. Yemek yeme süresini biraz uzatarak yedi. Kalkdı bu sefer annesine eline sağlık demeyi untmadi ve annesine sarıldı kokladı ve öptü. Tam mutfaktan çıkarken durdu babasına döndü
- Gerçekten birşey yok ben iyiyim dediğim gibi sadece biraz yorgundum o kadar endişelenip kendinizi yıpratmayin,dedi.
Odasına artık rahat bir şekilde gidebilirdi. Aklına Kaan geldi herhalde ona bu gün çok sert davrandım sanırım dedi içinden halbuki o endişelenmiş hatta babasıyla dahi konuşmuştu. Kaan'nin gönlünü almaliydi. Hemen telefonun internetini açtı. Çok bildirim gelmişti biranda ama nerdeyse hiçbirine bakmadan direk Kaan'ı buldu WhatsApp dan ve "benim için bu kadar endişelenme pampa"diye mesaj attı. Hemen internetini kapattı. Hemen ders çalışmaya başladı. Birazda anne ve babasını baskısı olmuştu küçükken ders çalışma konusunda çünkü babası ünlü bir mühendis annesi ise girişimci bir öğretmendi. Diğer arkadaşlarının ailelerine göre daha tanıdık bir ailesi vardı ki babası sürekli ailesini okulda temsil ettiğini onun için örnek bir öğrenci olması gerektiğinin üstünde duruyordu. Babasına göre örnek öğrenci demek başarılı öğrenci demekti bu yüzden babasıyla ders konusunda çok tartışmalar yaşamıştı.Gece üç'e kadar ders çalıştı.Yarın olamasını istemiyerek uyudu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farkında Değildim
Teen FictionMert'in hayatındaki travma yaratacak değişiklikler karşısındaki hayatı ve insanları anlamalandirma çabasının sürekli ertelenmesi sonunda karşısına çıkan bir umut Mert'e neler vââd edecek? Belki de her anında bir umut olan Mert'in farkındalık hikaye...