Føur

80 10 0
                                        

Jisung 7, Chenle da 8 yaşına gelmişti.

Aslına bakarsanız bu iki ilkokul öğrencisinin durumunu şöyle özetleyebiliriz: Chenle ve Jisung okulun en sevilen ve cana yakın öğrencileri. Herkesle arkadaşlar ve herkesle çok iyi anlaşıyorlar. Ama ne kadar çok arkadaşları olursa olsun birbirlerini asla yalnız bırakmıyorlar.

"Sungie, bak!"

Chenle heyecanla Jisung'un kolunu çekiştirip işaret parmağıyla gökyüzünde bir noktayı gösterdi. Bu bir kağıttan uçaktı. Mavi bir kağıttan uçak.

Jisung hafifçe gülümseyip meltemin etkisiyle bahçede ilerleyen uçağın arkasından koşmaya başladı. Chenle da küçük bir çığlık atıp onun arkasından tabii.

Uçak okul duvarından çıkıp gözden kaybolana dek ikisi de koştu, koştu ve koştu... En sonunda durup ellerini dizlerine koydular ve derince nefes alıp vermeye başladılar. Yüzlerindeki parlak gülümseme asla sönmemişti bu süre zarfında. Hatta koşmalarına rağmen sanki üç koli çikolata yemişler gibi daha enerjik duruyor ve daha neşeli gülümsüyorlardı.

"Lele, okuldan sonra göle gitmeye ne dersin?"

__________

İki küçük arkadaş yan yana gölün etrafında yürüyorlardı. İlk uçak uçurup birbirlerine sessiz söz verdikleri göldü bu. 'Solmayan Sözler Gölü'ydü şehir halkı için. Chenle ve Jisung içinse 'Arkadaşlık Gölü'ydü.

Chenle yere çöküp bağdaş kurdu ve çantasından renkli el işi kağıtları çıkarmaya başladı.

"Yeşil olanı istiyorum!"

Büyük olan çocuk yeşil kağıdı alıp karşısında yavaşça yerine kurulan çocuğa uzattı ve gülümsedi.

"Sungie, yarış yapmaya ne dersin?"

Jisung başını yana yatırıp Chenle'ya baktı. "Nasıl bir yarış?"

"Kimin uçağı en uzağa gidecek yarışı. Kaybeden kazananın istediği bir şeyi yapacak. Ne dersin?"

Jisung elini çenesine koyup dudaklarını büzdü.

"Ben varım!"

Chenle mutlulukla ellerini çırpıp gülümsedi. İkili ellerinden geldiği kadar çabuk uçaklarını yapıp ayağa kalktılar.

"Hazır mısın Lele?"

İki çocuk gölün karşısına gözlerinin içi parlayarak ve gözleri kısılana kadar gülerek bakıyordu.

"Hazırım."

Jisung sağ tarafına dönüp arkadaşına baktı ve gülümsemesi onu görünce daha da büyüdü. Hafif esen rüzgar saçlarını dalgalandırıyor ve yüzündeki gülümseme güneşin parlaklığıyla daha da güzel görünüyordu.

"Üç..."

Chenle derin bir nefes alıp dudaklarını yaladı.

"İki..."

Jisung kolunu yavaşça geriye doğru gergin bir yay gibi çekti.

"Bir..."

İkisi de gözlerini sıkıca yumdu.

"Fırlat!"

Şimdi gökyüzünde biri yeşil diğeri pembe olan iki kağıt uçak uçuyordu. İkili kahkahalar atarak uçakların peşinden koşmaya başladılar. Jisung gölün solundan Chenle ise sağından koşuyordu. Koştukları mesafe arttıkça kahkahaları da yükseliyordu ve onları gören yaklaşık üç beş kişi, göle gün içinde sadece bu kadar kişi gelirdi, gülümsemeden edemiyordu.

Uçaklar uçtu, uçtu ve uçtu! Ta ki pembe olan uçak yeşil olan uçağı geçene kadar!

"Ben kazandım!"

Chenle çığlıklar atıp ortalıkta koşturmaya başladı. Jisung da onu izlerken yanaklarını şişirdi ve dudak büzdü.

"Peki ne istiyorsun benden?"

Chenle koşmayı ve çığlık atmayı kesip Jisung'a baktı. Ona birkaç adım yaklaşıp tam önünde dimdik durdu.

"Senden..."

Beyaz tenli olan, Jisung'a bir adım daha yaklaşıp dudaklarını onun kulak hizasına getirdi.

"...bana dondurma almanı istiyorum."





Bazı sahneleri neden sanki karakterler 20 yaşında gibi yazmışım bilmiyorum... Kızmayın...

paper plane | chensungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin