kutsal bakire

30.9K 302 34
                                    

pazartesi günü. skor tablom 20ydi. tuğçe'yi sikmek skor tabloma iyi gelmişti.

okula geldiğimde bahçede berk'in yanına gittim. cuma gününden bahsederken merdivenlerde oturan bir kız gördüm. sarı pembe saçları.

siktir...

meryem?

okul kıyafeti değildi üzerindeki. ne olduğu umrumda da değil. o kadar güzel duruyordu ki. siyah sweat altına giydiği beyaz etek. bacakları bembeyaz, uzun ve inceydi. pembe ayakkabılarının saçıyla olan uyumundan bahsetmiyorum bile.

yanımda oturan berk'i dürttüm.

meryem'e baktığımı anladı ve,
"işte meryem. kutsal bakire. anlattığım kadar var mı?"

kekelemeye başladım,
"ha-hayır. fazlası."

gözümü ondan alamazken o kalktı merdivenlerden ve okula girdi.

berk beni dürttü,
"çabuk koş çantanı çek o sıradan."

"niye?"

"kavga çıkarır." dedi net bir şekilde.

...

"hangi aptal sırama çantasını koydu?" dedi yüksek bir sesle.

kapıdan içeri girdim. ve hayranlıkla bakakaldım kıza. yakından daha güzelmiş, diye geçirdim içimden.

"ben koydum." dedim ani bir özgüvenle. ama onun özgüveni benimkini yıkıp geçti,

"sen kimsin?"

kaşları çatılmıştı. bana dikkatlice baktı. beni ilk kez görüyordu sonuçta.

"ben can. memnun oldum."

elimi uzattım. belki tutardı.

tutmadan,
"başla sıra yok mu?"

sınıf parti iyiliğinden sonra beni kurtarmayı göze almıştı anlaşılan. hep bir ağızdan "yok" dediler.

"neslihan?" diye sordu ilk gün oturmadığım kilolu kıza.

"benim yanıma sığmaz." diye kestirip attı hemen.

"didem?" diye sordu önümüzdeki sarışın kıza.

yüzüme baktı bir süre. ben yalvaran gözlerler baktım kıza. resmen kıza yalvarmıştım.

"eğer senin de bi bahanen yoksa bu çocuğun cenazesi çıkar didem." dedi kararlılıkla.

"biz kavga ettik. ondan nefret ediyorum." dedi ve ayağa kalktı. meryem'e yalvaran gözlerle bakarak,
"lütfen yanına oturtma onu." dedi fısıltıyla.

düşünceli görünüyordu.

anlamıyorum. ne olur yanına otursam?

dudaklarını kemirmeye başladı. ah yapma güzelim. o kadar çekici oluyorsun ki.

"tamam." dedi sonunda.

tam hevesle oturacakken,
"dur. benim sıram, benim kurallarım."

tereddütle baktım. sözlerine şöyle devam etti,

"ben her zaman sağda otururum. sakın oturayım deme."

hiç bana karşı koyan bir kızla tanışmamıştım hayatımda. ne yapacağımı şaşırdım. ve sola oturdum.

sağa oturdu ve bacak bacak üstüne attı. güneş ışığı bacağına vururken eteğini düzeltti. bacakları kristal gibi parlıyordu. teninin yumuşacık olduğunu buradan bile anlayabiliyordum.

KUTSAL BAKİRE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin