Seonghwa kimdi? Gerçekten adı Seonghwa mıydı? Benden ne istiyordu? Melek değilse, neydi o?
~
Zor ve ağlamaklı geçen birkaç günümün ardından ilk kez odadan dışarı adımımı atacaktım. Normalde çıkmazdım aslında ama Yunho beni ve Wooyoung'u yanına çağırmasaydı...
Odadan ayrıldığımda Wooyoung kapımın önünde beni bekliyordu. Zoraki olarak gülümsedim ve Yunho'nun yanına gittik.
Yunho bizi görmesiyle yanımıza gelmiş ve bizi cennetin bahçelerinden birine ışınlamıştı. Yunho'nun seçimleri her zaman çok hoşuma gidiyordu. Üçümüz bir banka oturarak sohbete başlamıştık.
"Ee Yeosang sen nasıl oldun?" Yunho'nun sorusuyla beraber tebessüm etmiştim.
"Daha iyiyim merak etmeyin beni."
Yunho banka duran elimin üstüne elini koyarak elimi okşamıştı. Biliyordum bana güven vermek istiyordu. Çocukluğumdan beri Woo ve o yanımda olmuştu.
Wooyoung aramıza girerek duygusal ortamı bölmüştü.
"Seonghwa'dan bir haber var mı Yeosang? Ya yeniden seni bulursa? Sana ne yapmak istediğini de pek anlamadım... Ama melek olmayan bir varlık bize her koşulda zarar verir."
Wooyoung haklıydı. Ama Seonghwa o kadar nazik ve iyi biriydiki... Neden buluştuğumuz zamanlar bana hiç zarar vermedi? Yoksa güvenimi kazandıktan sonra mı istediğini yapacaktı? Hiçbir şey bilmiyordum."Onunla görüşmek istiyorum öğrenmek istediğim şeyler var ama nasıl görüşeceğim bilmiyorum..." Söylediğimle Yunho elimi bırakmış ve sinirli bir hâl almıştı.
"Bu saçmalık. Onunla görüşmeyeceksin Yeosang. O bir melek değildi, seni kandırdı. Bu kadar. Hislerinden de vazgeçmek zorundasın. Eğer bunu melek konseyi duyarsa ne tür cezalar alacağından hiç haberin var mı senin?"
Yunho tamamen haklıydı. Melek konseyi... Onu hiç düşünmemiştim. Onların duyması benim ölümüm demekti. Zaten yasak olmasına rağmen yeryüzüne iniyordum birde onu öğrenseler tamamen biterdim. Ama Seonghwa'yı çok merak ediyordum...
"Hakılısın Yunho. Onu unutacağım endişelenme." Desem de kimi kandırıyordum... Ama Yunho bana inanmıştı. Bana sarılarak saçlarımı okşadı ve öpücük kondurdu.
O gün, o süreden sonra hiç Seonghwa hakkında konuşmamıştık. Sadece Wooyoung, Yunho ve ben beraber takılmıştık. Ve gerçekten bana iyi geliyorlardı.
Odama döndüğümde kendimi yatağıma bırakarak birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım. Sonra birden anlam veremediğim bir ışık gözümü almaya başlamıştı. Hemen uzandığım yerden doğrularak kaynağına doğru baktım.
Işık... Seonghwa'nın bana verdiği kolyeden geliyordu. Doğrusu onu çıkarıp attığımdan beri unutmuştum.
Peki neden şuan ışıldıyordu ki?
~
![](https://img.wattpad.com/cover/213161261-288-k810510.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Temptation: Seongsang
Fantasy"Güven bana sevgilim, her şey senin için. Sen benim meleğimsin, sadece benim meleğim." © seongsangtrㅣseongsang [texting & fantastic story] all rights reserved start: 02/02/20 end: -