I Lost My Mind°Jirosé

7 •About the fall in love•

7 yıl önce...

(About the fall in love)

"Selam"

Kütüphaneye giren Jungkook ve Jimin ikilisi karşısında Lisa ve Rosé gülümsemişti. Akşam bu saatte kimse olmayacağı için kütüphanede rahat rahat konuşabiliyorlardı.

"N'abersiniz?"

Jungkook'un Lisa'ya söylediği bu söz karşısında Lisa gözlerini kaçırmıştı. İkiside birbirinden hoşlansalarda daha çocuklardı. Saflardı. Aşkın bile ne demek olduğunu bilmiyorlardı.

"İyiyiz siz nasılsınız?"

Ortamda bulunduğunu fark ettirmek için konuşan Rosé iki genç çocuğa sert bir bakış attı. Birkaç gün önce yapılan su savaşının intikamını alma isteğini bulundurarak.

Jimin bir anda kahkahalarla gülmeye başladığında Rosé kalem kutusunu eline aldı ve ayağa kalkarak Jimin'in başına vurmaya başladı.

Her vuruşta Jimin hem gülüyor hem de ahlıyordu. Rosé de halinden memnundu. Rosé'yle uğraşmak Jimin'in hoşuna, Jimin'in kendisiyle uğraşması da Rosé'nin hoşuna gidiyordu.

"Seni pislik ukala Park Jimin. O gün annem bana ne kadar kızdı haberin var mı?"

Jimin, Rosé'nin kalem kutusu saldırısı bittiğini düşünerek kollarını başına siper etmeyi bıraktı. Rosé'ye döndüğünde kafasına bir darbe daha yemişti.

"Ah acıtıyorsun ama."

Rosé kalem kutusunu masaya fırlatarak Jimin'e döndü. "Oh canıma değsin."

Yerine oturduğunda karşısında Lisa'yı görememişti. Etrafında bir tur atarak kütüphaneyi taradı ama Lisa yoktu.

Oflayıp elini saçına daldırdı ve yanaklarını şişirdi. Ardından da söylenmeye başladı.

"Al işte ne güzel yarınki matematik sınavına çalışıyorduk. Siz geldiniz ve herşey mahvoldu."

Üzgünce Jimin'e baktığında Jimin gülümsedi.

"Belli ki okulun içinde bir yerlerde dolanıyorlar. Gidip bulmaya ne dersin?"

Rosé gözlerini belertip Jimin'e baktı. "Saate bakar mısın? Ayrıca çok karanlık. Gitmeyelim."

Jimin kıkırdayıp yüzünü ekşitti. "Ne o yoksa korkuyor musun?"

Rosé kollarını göğsünde bağladı ve sert bir bakış attı. "Evet korkuyorum ve gitmek istemiyorum."

Jimin ayağa kalkarak Rosé'ye baktı. Sonra minik ellerini Rosé'nin kilerle buluşturdu. "Ben seni korurum."

İşte ilk defa o zaman Jimin için atmaya başlamıştı Rosé'nin kalbi. İlk defa etkilenmeye başlamıştı karşısındaki çocuktan.

"T-tamam gidelim."

Ellerini çekip yürümeye başladı Rosé. İçine gelen titreme ve yanaklarının aniden alev alması konusunda daha yeniydi.

Ama arkasında kalan, iki yıldır onun için atan kalpten habersizdi.

Jimin, Rosé'ye yetişmeyi başararak aynı adımlarda yürümeye başladı. Rosé az önce hissettiği yakınlıktan sonra Jimin'den bir süre uzak durmaya kararlıydı. Yanlış birşey yapmaktan korkuyordu.

Fakat Jimin kıza her saniye daha yakın olmak istiyordu.

Okula girdiklerinden dudağını dişlemeye başladı Rosé. Karanlıktan gerçekten çok korkuyordu. Önüne bir anda herhangi bir şey çıksa bayılabileceğini düşünüyordu.

"Sınıfların olduğu kata çıkalım."

Jimin'in koridorda yankılanan sesine karşın tırsmıştı Rosé. Kendini sakinleştirmeye çalışırken Jimin'i arkasından takip ediyordu.

İki kat çıktıklarında Rosé etrafın çok daha karanlık olduğunu görerek Jimin'in yanına yürüdü.

"Jimin. Çıkalım. Burası çok korkunç."

Jimin Rosé'ye omzundan bakarak cevap verdi. "Işıkları bulabilsem açacağım. Sakin ol."

Bir anda yankılanan 'fıs' sesiyle Rosé çığlık attı ve Jimin'e sarıldı. Jimin heyecanlanmaya başlamıştı. Kalbiminin yavaşlaması için tanrıya dua ediyordu.

"J-jimin n'olursun gidelim."

Korkudan elleri titremeye başlayan kıza baktı Jimin. "Tamam gidelim."

Rosé geri çekildiğinde bir anda ayağı kaydı. Düşerken kolunu Rosé'nin belinden geçiren Jimin ona iyice yaklaştı. Şu anda neredeyse burunları birbirine değiyordu.

Göz göze gelen bu ikilinin kalp atışları okulu inletiyordu sanki. Onlara öyle geliyordu. Kalp atışları kulaklarında atan bu ikili ne yapacağını bilemiyordu.

İşte o gün aşkın içine düştükleri gündü...

....

Selam.

Coincidence'a final vermem bu kitaba daha hızlı bölüm gelicek demek değil maalesef. Yine birkaç gün bekleyeceksiniz :(

Liskook okumayı sevenler liskook kurguma da bakabilir mi?

Oy sınırı:25

ÖpüldünüÖpüldünüz❤