10 - Kraliçenin Planı

84 8 20
                                    

Aellesia ve Vallerion şerefine verilen yemekte Rhalla rahatsızca şarabını yudumladı. Gergin bedenini rahat tutmaya çalıştı. Rhael çocukları şerefine verilen yemeğe katılmamıştı. Üstadlar Eulalie'nin doğurmak üzere olduğunu söylediğinde Rhael kadının yanına koşmuştu. Rhalla haberi aldığında yere çökmüştü ama ağlamadı, zira onun gözlerinde gözyaşı kalmamıştı.

Bu krallıktan nefret ediyordu. Bu tahttan, bu lordlardan, kafasının üstündeki altın, gümüş rengi saçlarının üstünde tüm endamıyla duran devasa taçtan bile. Kaybetmekten korktuğu her şeyi kaybetmişti. Önce babası bırakmıştı onu. Yaşlı Kral Aegon, kalbi kırık ayrılmıştı bu dünyadan. Sonra hayatının aşkı, uğruna her şeyi yaptığı kocası Rhael gitmişti. Rhael hala nefes alıyordu ama Rhalla onu çoktan kalbinde öldürmüştü.

Annesi Kraliçe Daena uzun zamandır hastaydı. Üstadlara göre ikizlerin birinci isim gününü göremeyecekti. Rhalla annesi ile iyi ilişkilere sahip olmasa da Daena onun annesiydi ve onu kaybedecek olmak onu daha savunmasız hissettiriyordu.

Rhalla elini yanında duran kardeşi Aerea'nın elinin üstüne koydu. Aerea ölmüş kocasının bebeğini taşıyordu. Rhalla onun için üzgündü. Vallerion Aerea'dan küçüktü ama Aerea için iyi bir eşti. Rhalla Aerea'nın yeniden evlenmesini istiyordu ama bu seferki evliliğini kendisinin seçmesini istiyordu.

Bir asker Rhalla'ya yaklaşınca Rhalla'nın kalp atışları hızlandı. Eliyle şarap bardağını kıracak gibi tutarken kalbi acıyla doğdu.

"Leydi Eulalie doğuruyor, kraliçem."

Rhalla acıyla gözlerini yumdu.

*

Eulalie'nin odasına giderken zaman durmuş gibiydi. Zemin altında hareket ediyor gibiydi. Rhalla kapıyı hızla açtı. Eulalie'nin siyah saçları alnına yapışmıştı. Odada Eulalie'nin ablası ve babası, Rhael ve birkaç nedime vardı. Rhael kucağında bebek ile Eulalie'nin başucundaydı. Herkes Rhalla için eğilirken Rhalla sadece Rhael'e bakıyordu.

Rhalla ellerini bebeği tutmak için uzattığında Rhael tedirgin oldu. Bebeği vermek ve vermemek arasında kalmıştı. Bebeği Rhalla'nın kucağına bıraktı.

"Bir erkek. İsmi sizin karar verdiğiniz gibi Daeron olacak." Rhalla Lord Aarys'in sözlerini duymadı bile. Kucağındaki bu bebeği boğma isteğini bastırmaya çalışıyordu.

Gözleri Eulalie gibi koyu mordu. Gümüş saçları ile bir Targaryen'den farksızdı. Daeron... Rhalla kalbinin sıkıştığını hissedince bebeği aceleyle bir nedimeye uzattı ve odadan koşar adım çıktı. 

Odasına girdiğinde kapıyı kilitleyip yere çöktü. Hıçkırıklarını serbest bırakırken kafasındaki tacı karşısındaki duvara attı. Taç paramparça olurken Rhalla yere kıvrılıp ağlamaya devam etti. Askerlerinin kapıyı kırarcasına çalmasına rağmen hiçbir şey söylemedi. Kapı kırıldığında muhafızları ve nedimeleri odaya daldı. Rhalla nedimeleri tarafından soyulup yatağına yatırıldığında gözyaşları akmaya devam ediyordu. Rhael odaya girdiğinde Rhalla'nin sinirle parçaladığı elbisesine ve kırılmış tacına baktı. İki muhafızın kapının önünde nöbet tutmasını emrederken yatağa, Rhalla'nın yanına yattı ama ona dokunmadı. Rhalla öbür tarafa döndü.

O gece ikisi de hiçbir şey söylemedi.

Rhalla sabah uyandığında içinde bir şeylerin öldüğünü biliyordu. Rhael yanında uyurken ona son kez baktı. Derin bir uykudaydı. Rhalla onu son kez öpmek istese de onu uyandırmadı. Hizmetçilerini çağırmadı. Üstüne şimdiye kadar giydiği en sade elbiseyi giydi. Simsiyah, dümdüz bir elbise. Bunu babası öldüğü gün giymişti. Uzun gümüş saçlarını topladı. O an herhangi bir leydiden farklı olan tek şeyi gümüş saçları, lila gözleriydi. Kafasına sade bir taç taktı. Hayır, dedi kendine. Bir daha benim kraliçe olduğumu unutmalarına izin vermeyeceğim.

THRONE FOR QUEEN. (Kraliçe #5)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin