Telefondan Gelen Haber

61 8 8
                                    

"Beni bırakamazsın tek başıma değil mi? Söz vermiştin. Hayır beni lütfen bırakma güzelim. Seni çok özlerim gitme." Telefonun sesine ter içinde uyandım. Yine aynı kabusu gördüm. 2 senedir aynı kabusu görmek kalbimi acıtıyor. Çok sevdiğim canımdan çok sevdiğim kişiyi kaybetmek onsuz kalmak çok zor. Hayata bağlanma sebebimdi ve beni bırakıp gitti. Dayanamadı acıya. O bırakmadı bıraktırıldı o gün onu kovalamasam araba çarpmayacaktı, tüm suç benim. Keşke bende ölseydim,keşke. Beynim zonklamaya başladı yine. Düşünmemem lazım. Sakin olmam lazım "1,2,3..." sakinleştim sonunda. Kalbim hala hızlı atıyor ama iyiyim.

Telefon tekrar çalmaya başladı. Kim bu arayan ve defalarca arıyor,canımı sıkmaya başladı artık. Soğuk bir sesle açtım telefonu. "Efendim." dedim "Merhaba Emre Bey." yine aynı düz sesimle "Merhaba. Siz kimsiniz?" dedim. "Emre Bey bugün kim tarafından bilmediğimiz bir miktar para hesabınıza yattı haberiniz var mı diye sormak için aramıştım." Kim olduğu bilinmeyen mi?Kim bana para gönderir ki? "Bende bilmiyorum kim olduğunu, yarın gelirim yüzyüze konuşuruz." dedim ve kapattım. Kafam karıştı iyice bana kim bunu yapardı. Ben tek kalalı çok oldu hayatımda kimse yokken bu da ne şimdi. Neyse diyerek ayağa kalktım. Yüzümü yıkarken karnımın aç olduğunu fark ettim ve mutfağa indim.

Mutfaktan yemek kokusu geldiğine eminim.Benden başka kimsede anahtar olmayan eve kim girmiş olabilir. Evde biri mi var? "Kim var orada?" diye seslendim. "Benim Emre." kafasını uzatan Eylül'dü. Eylül çocukluk arkadaşım aynı mahallede büyüdük. Annelerimiz iyi arkadaştı Elif teyze güler yüzlü bir kadındı kızı da onun gibi hep mutluydu. Ama Eylül eve nasıl girdi. "Sen... sen nasıl girdin eve Eylül." gözlerini devirdi ve "Anahtarı kapıda unutmuşsun akıllım. Dikkatli olmazsan girerler evine dua et de ben girdim yoksa seni çalmaya gelirlerdi." kıkırdadı. Gülerken gözleri kısılıyordu ve çok tatlı oluyordu. Gülmesine karşılık verdim hatta birlikte kahkaha attık. Kafam bu aralar karışık olduğu için unutmam normal, kendime gelmem lazım artık en kısa zamanda bir iş bulup işlerimi yoluma koymam şart. "Özledim seni deli kız gel buraya." kollarımı açtım. Ve sımsıkı sarıldım. "Hastaneye niye hiç gelmedin Eylül. Kimse yoktu yanımda sen bile gelmedin?" kızmıştım biraz. "Emre sen hastanedeyken annem kalp krizi geçirdi ve sonra felç geçirdi. Ona bakacak tek ben olduğum için hiç bir yere gidemedim. Özür dilerim dostum." gözleri dolmuştu. "Hayır Eylül ağlama sakın, özür de dileme orada bana iyi baktılar merak etme annen daha önemli tabiki." saçını okşadım. Yemekleri hazırladığını söyleyince beni oturma odasına kovdu. Tıpış tıpış yürüdüm tabi kızınca asabi oluyor bizim kız. Her şeyi hazırlamış. Güzelce yedik yemeğimizi , kahkahalarımız ve ağzımız durmadı. Özlemiştim birisiyle konuşmayı.
Eylül annesine bakmak için evden çıktıktan sonra bulaşıkları doldurdum makineye.

Tekrar odama çıktım ve üzerimi değiştirdim. Biraz hava alsam iyi olacaktı. Hırkamı ve anahtarımı alıp çıktım evden. Garaja doğru yürüdüm, babamın arabasını görünce sinsi bir gülücük oluştu suratımda. Vay be babamın arabası bana mı kalacaktı. Arabanın kapılarını açtım ve oturdum. Hızlı kullanmaya alışık olduğum için hızlıca çıktım yola ve dolaşmaya başladım. En sevdiğim mekana yani "Dark'a" geldim. Kaan buranın sahibi kardeşim gibidir. İlk zamanlar hastaneye gelirdi yanıma sonra gelmemeye başladı, çokta umrumda değil,yalnız olmak güzeldi. "Oo Emre, seni burada görmek büyük bir şeref. Hoşgeldin kardeşim." kafamı sallamakla yetindim. Biraz içmek iyi gelebilirdi. 2 kadeh içtikten sonra ayağa kalktım. Kaan'a hesabı sonra halledeceğimi söyleyip çıktım. Galata Sokağında hoş bir mekandı. Konumu ve dekoru çok hoşuma gidiyor her zaman. Yıllardır tek geldiğim yer burasıydı ta ki hastaneye yatana kadar. 22 yaşındayım ama yaşadıklarım ağır şeyler. Annemi küçük yaşta kaybettim, başka kardeşim yok. Küçüklükten beri babam içip bana şiddet uygulardı. Canımı çok yakmıştı eğer ölmeseydi bende onun canını yakacaktım. Cehennemde ona mutluluklar.Kimseye yararı olmayan boş herif. Dolaşmaya başladım yürümeyi seviyordum. Sahile gittim ve bir banka oturdum. Şimdiyse kafamdaki sorulara cevap bulma zamanı.
*******
Saat 01:00 gibiydi arabama bindiğimde. Yorulduğumu fark ediyorum sonunda eve döndüğümde yorgunluktan televizyonun karşısında uyuyakalmışım. Kabusu görmedim ilk defa.Belimin ağrısına uyandım bu seferde. Boyum uzun olduğu için sığamadım tabi. Bir şeyler atıştırıp evden çıkmaya karar verdim. Bugün şu banka işini halletmem gerekiyordu, yoksa kafayı yemek üzereyim. Bankaya vardığımda dün arayan numarayı aradım ve geldiğimi haber verdim. 50'li yaşlarının sonunda olan adam karşıladı beni. "Buyurun Emre Bey odama geçelim konuşacaklarımız var." Merdivenleri çıkıp odasına girdik. Deniz manzaralı hoş bir oda. "Sizi dinliyorum dedim ve oturdum koltuğa. "Emre Bey dediğim gibi dün 17:00 civarında hesabınıza 1 Milyon TL para yatırılmış. Ayrıca bugün bir adam geldi adını söylemedi. Sizi tanıyormuş ve parayı o yatırmış."
Beni tanıyan birisi hesabıma para yatırmış yanlış duymuyorum umarım. Benim kimsem yok ki. Bunun peşini bırakmayacağım umarım kötü bir şey çıkmaz. Umarım...

Lütfen önerilerinizi belirtin. Okuduğunuz için teşekkürler.

MÜPTEDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin