Yenilikler

30 3 5
                                    

Her zamanki gibi 12 olmadan uyandım. Kendimi ilk defa mutlu bir güne uyanmış gibi hissediyorum. Bugün hastaneden çıktığım günün üzerinden tam 1 ay geçti. 1 ay içinde bankadan aldığım paranın sadece 50.000 TL'sini harcadım. Evden çıkasım gelmiyor, bu yüzden fazla para harcayamadım. Kendime yeni bir koltuk aldım evde kaldığım süre boyunca, Derin ile çok vakit geçirdiğimiz koltuğu atmaya kıyamayıp bodruma taşıdım. Bir süre orada kalsa iyi olurdu. Ve bu bir ay içinde parayı gönderen kişiyi bulma fırsatım oldu. Çok uzağım değilmiş meğersem. Derin'in babası Ozan Ertekin tarafından yatırılmış. İşin ilginç tarafı ise adam ortalıktan kaybolmuş, sırra kadem basmıştı. Etrafa bir takım adam saldım fakat ses yoktu hâlâ. Derin ile uzun bir ilişkimiz olmuştu ondan 1 yaş büyüktüm ve bu süre içerisinde babası ile tanışma fırsatım olmuştu. Ozan Bey holding sahibiydi, bununla övünmek yerine çok mütevazi bir adamdı. Onunla tanışmak hayatımda onurlandığım anlardandı. Bilgili ve beyefendi birisiydi, ondan öğrenecek çok şeyim vardı ama adam ortalıkta yoktu. Bana yaptığı bu iyiliği karşılıksız bırakmamam lazımdı çünkü.

Uzun bir aradan sonra Melek Abla'yı arayıp eve temizliğe gelmesini rica ettim. Çok dağınık birisi olmasamda bulaşık durulayıp, oda toplamaktan başka bildiğim bir şey yoktu. Bu yüzden bir yardıma ihtiyacım vardı. Melek Abla aramamdan 1 saat sonra geldi, onu yıllardır tanıyordum. Evi ona emanet edebileceğimi bildiğim için ona yedek anahtarımı verip evden çıktım. Bugün biraz farklılık yapmak istiyordum hayatımda. İlk işim bankaya gidip paranın hepsini almak oldu. Sonra arabaya atlayıp uzun zamandır baktığım yere doğru ilerlemeye başladım. Derin'den sonra evimi bırakmak istemiyordum ama hem eskimiş olması hemde verdiği kasvetten uzaklaşmam gerekiyordu. Bunun için yeni bir eve taşınma kararı aldım. Eski evi ise kiraya verip bir yerden de olsa para kazanmam gerektiğini düşünerek bu işe kalkıştım. Ev şuan yaşadığıma göre büyük ve moderndi çoğu odası eşyalı olsada 5 odayı çok fazla doldurmamışlardı. Eve vardığımda kapıdaki görevliye gülümseyerek selam verip içeriye geçtim. Arabayı park edecek bir yer aradım ve en sonunda buldum.

Burası bir siteydi ve ortasında çok hoş bir süs havuzu vardı. Evler sanki yazlık gibi dekore edilmişlerdi. Her evin farklı bir havası vardı. Son bir kez göz gezdirdim, telefonumdan bloğuna ve dairesine bakıp eve doğru ilerlemeye başladım. Derin'e ihanet etmişim gibi hissedip boğazımın düğümlenmesi bir oldu. Onunla geçirdiğim onca anıyı geride bırakmak canımı sıkıyordu ama artık acı çekmemek için yeni bir hayata atılmaya çalışıyordum. Kafamdakileri bir kenara bırakıp asansöre bindim ve 5. kat için düğmeye bastım. Asansör durduğunda derin bir nefes aldım ve yüzüme güzel bir gülümseme takındım. İşte karşımda Handan Hanım, evin eski sahibi. Öğretmen olduğunu öğrenmiştim önceki konuştuğumuzda. Tayini çıktığı için buradan taşınması gerektiğini ve acil satması gerektiğini anlatmıştı. Ev o kadar hoşuma gidiyordu ki burada huzur bulacağıma emindim. Evi tutmak için el sıkıştık ve işlemleri halletmek için bir süreliğine yeni evimden ayrıldık.

****************************

İşlerimizi halledip bankadan ayrıldık sonunda. Handan Hanım'dan anahtarları teslim aldım ardından vedalaştık. Artık yeni bir eve sahiptim bu mutlu etsede,geride kalan şeyler üzüyordu. Onunla geçirdiğim her dakika özeldi. Her şeyin o gittikten sonra bitmesini isteyip intihar etsemde, o benim yanına gitmeme izin vermedi. Ölmeyi bile başaramadım. Kafamı iki yana sallayıp gökyüzüne baktım. Orada olduğuna inanarak gülümsedim ve arabaya bindim. Arabadan saate baktım '17:34' çok fazla geç olmamış,yaz olduğu için hava erken kararıyordu bu yüzden içim rahattı. Tekrardan yeni eve doğru yol aldım,evdeki eksikleri tamamlamam gerekiyor. Bir an önce taşınmak istediğim için biraz acele ediyordum. Neyse ki ev çok işlek bir yerdeydi, her şey ulaşabileceğim uzaklıktaydı. Eksikleri hemen tamamlayabilirim.

Eve sonunda vardım. Arabayı park edip hızlıca eve giriyorum. Eski evimdeki rahatlığa alıştığım için evin çatı katıda vardı. Evin en sevdiğim yönüyse aynı eskisine benzer dekore edilmiş balkonuydu, bu beni mutlu ediyordu. Anahtarı çevirip içeriye girip,anahtarları özenle çıkartıp aynanın önüne koydum. Evin en büyük eksikliği her zaman dediğim gibi,kokusuydu. En kısa zamanda hanımeli kokusunu almam lazımdı. İlk önce salona göz atıyorum. Koltukları biraz eskimiş olsada tekliler güzel duruyordu. Yeni aldığım koltukta uyumlu olduğu için onu direkt buraya getirebilirdim. Salon çok genişti,girişin tam karşısında boydan bir cam ve tam karşıda deniz manzarası. Bu benim evi almam için çok önemli bir etkendi. Salona yeni objeler alsam iyi olacaktı çünkü her yer bomboştu. Tam o anda bir şey fark ettim. Benim en sevdiğim köşe bu evde yoktu. Ben bunu nasıl fark etmedim. Evde kitaplık yoktu. Evimdeki kitaplık eskimişti ve geçenlerde attığım için kitaplarıma bir yuva lazımdı. Bunu da aklıma kazıyıp mutfağa ilerliyorum. Mutfak ve salon birleşikti. Mutfağa geçince buzdolabının olmadığını fark ettim. Eski evimdekini buraya getirebilirdim. Fazla masrafa gerek duymadığım için getirsem iyi olurdu.

Evdeki eksikleri bulup, bulamadıklarımı zamana bıraktım. Elbet zamanla eksikler belli olacaktı. Asansördeyken AVM'ye gitmeye karar verdim. Evden çok uzak değildi ama alışveriş yapacağım için yine arabaya atlıyorum. 5-10 dakika içinde geliyorum istediğim yere. Otoparka inip arabayı park edip içeriye giriyorum. İlk defa geldiğim için burayı fazla bilmesemde, karışık olmadığını umarak yürümeye devam ediyorum. İlk olarak kitaplık bakmak için bir mağazaya giriyorum. İçerisinin çiçek kokusu evede almam gerektiğini düşündürüyor. Kitaplıkların olduğu yere gelip televizyonun arkasını kaplayacak bir kitaplık aramaya başlıyorum. Sanırım ölçüleri verip sipariş etmek daha iyi olacaktı. Bunu 2. plana atıp aklıma gelen çalışma masasını aramaya koyuluyorum. Neyse ki çok uzak bir yerde değilmiş. Aralarından ahşap işlemeli olanı seçtim. Kitaplıkla uyumlu olması güzel duracaktı. Bir de sandalye seçip çiçek reyonuna gidiyorum. Bir kaç tane kaktüs ve bonzai ağacı alıp kasaya ilerliyorum. İşlemi halledip ölçüleri verdikten sonra çiçeklerle yoluma devam ediyorum. Yeni nevresim takımları da alıyorum. Evdeki kişisel eşyaları kullanmak istemediğim için bir kaç tane havlu ve bir tane bornoz alıyorum. Gördüğüm diş fırçalarından 2 tane alıp sepete atıyorum. Güzel kokan sabunlardan alıyorum ayrıca lif alıp kasaya ilerliyorum. Burada da işim bitti.

Son olarak market işlerimi halledip otoparka inip arabaya aldıklarımı yerleştirmeye başladım. Yorulmuştum. Saate bakmayı bile unutacak bir tempoda ilerlemiştim. Arabaya binip saate bakıyorum yine. Çok geç olmasa da geç olmuştu. Saat '21:52' olmuştu. Eve doğru yola koyuluyorum ve arabadan en sevdiğim şarkıyı açıyorum.

"Eskimiş senelere yan,
Derinlere dal.
Kimine paket hayat,kimi ne bi'dal.
Evinden uzak,derinlere dal..."

Kendimi şarkıya teslim ediyorum.

Umarım beğenmişsinizdir. Bu bölümü biraz kafa dağıtması güzel şeyler olması için yazdım. Yeni bölümde görüşmek üzere keyifli okumalar dilerim...
:)

MÜPTEDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin