Ali odasına gidip derin bir uykuya dalmıştı ertesi sabah annesi Leyla hanım kahvaltıyı hazırlayıp Alinin odasına gidiyor.
Aliyi dürterek uyandırıyor "Ali oğlum hadi hazırlan dedenlere gidicektin."
Annesi odadan çıkınca bir hışım valizi çıkarıp içine kıyafetleri tepeleme koyuyor.
Zeynep aklına geldikce daha çok sinirleniyor.
Çantayı aldıp odadan çıkıyor hazır olan kahvaltıya göz ucuyla bakıp yemek istemiyor. Sinirden ellerinin titrediğini çalan telefonu alırken fark ediyor.
Arayan zeynep. Ali telefonu kapatıyor şuan sesini duymak istediği en son kişi zeynep olabilirdi.
Zeynep olup bitenden habersiz Aliyi defalarca arıyor. Ali durumdan rahatsiz olup telefonu tamamen kapatıyor.
Alinin babasi Kemal bey
"Oğlum bi kahvaltı yapsaydın."
"baba otobüs 1 saat sonra kalkacak ne kahvaltısı yolda yerim bir şeyler."
Babasının cevabını dinlemeden evden çıktı.
Yolda kavga eden çocuklari görüp.
"Sorun ne abicim?"dedi
"Ali abi bu beni oynatmıyor bu top benim topumu da aldı topumu isteyince bana vurdu." Dedi yan komşunun oğlu atakan.
Vurdu diyerek gösterdiği küçükken Aliyi döven Mehmetin kardeşi yusufdu.
Küçüklük anılari canlanınca o sinirle yusufa daldı.
Ali vurduklarını saymazken uzun bi araba kornası duyuldu. Ali kafasını çevirince gelenin zeynep olduğunu gördü.
"Senin ne işin var burda?"
"Asıl sen ne yapıyorsun Ali çocukla çocuk olunur mu?"
Yusuf yerden kalkıp "Abla seni Allah gönderi."
Ali çocuğa dönüp "yürü git bak şimdi elimde kalacan."
Yusuf topuk.....
Atakan tapu alıp "ali abi teşekkür ederim sağol."
"Telefonumu neden açmıyorsun." Derken zeynep Alinin valizini yerden kaldırdı "çok şükür yetiştim sana."
Ali de öne bir adıp atıp valizini zeynebin elinden çekip aldı.
"Niye böyle yapıyorsun Ali?" Dedi zeynep.
"Yok bir şey hadi evine."
Aliyi ilk defa böyle gören zeynep şaşırdı.
Yoldan geçen taksiye el kaldırdı Ali.
Zeynep de Alinin elini tutup "ben bırakayım seni lütfen."
Ali duran taksiciye devam et dedikten sonra Zeyneple arabaya bindi.
"Telefonumu neden açmadın?"
Alinin aklına bir fikir gelmişti. "Telefonumun şarjı bitmişti açamadım."
Zeybep bahaneye inanmasada çok üstelemedi konu değişsin diye "Neden böyle davranıyorsun sana bir şeyler olmuş."
"Beni apar topar gönderdikten sonra konuştuğun kim?" Dedi biraz sesini yükselterek.
Zeynep biraz afaladı bu soruyu beklemiyordu. "O kaan."
"Kaan kim? Senin hakkında hiç bir şey bilmiyorum zeynep!"
Zeynep arabayı durdurup "Bak Ali kaan babamın yakın arkadaşının oğlu bizde kaanla çocuktan bu yana tanışıyoruz babam onların avukatlığını yapıyor. Şimdi sakinleş lütfen."
Duydukları Aliyi rahatlatmamıştı.
"Sana yetişeyim diye kahvaltı bile yapmadım." Diye sözlerine devam etti zeynep.
"Birlikte yeriz bir şeyler telefonunu versene bi annemle konuşayım dediğim gibi şarjım yok."
Zeynep telefonunu çıkarıp Aliye verdi. Ali mesaj bölümüne girip Zeynep ve Kaanın mesajlarını görüyor. Göz ucuyla biraz bakıp annesinin numarasını tuşluyor.
Ve arıyor telefon bir kere çaldıktan sonra annesi açmasın diye kapatıp biraz bekliyor.
Telefonu geri zeynebe verip teşekkür ediyor.
Gördükleri Aliyi hiç şasırtmamıştı zaten bekliyordu. Ali penceren dışarı bakarak derin düşüncelere dalıyor.
"Aa buldum Ali hadi kahvaltı edelim."
Masaya oturunca zeynep her şeyden sipariş etti. Ali sadece demli bi çay istedi.
Yarım yamalak bi kahvaltı yapıp. Zeynebe geç kalıyorum diyerek acele ettirdi.
Cebindeki az parayla kahvaltı masraflarını ödedi ama ali bu durumu takacak biri değildi.
Arabaya tekrar dönüp otogara gittiler. Otogara varlıklarında otobüsün kalkmasına 20 dk vardı. Zeynebe kağıt helva yer misin diye sordu Ali.
Birlikte kağıt helva yediler. O sırada yanlarına miyavlaarak bi kedi geldi kediye de kağıt helva uzattılar kağıt helvayı yalayan kediyi zeynep sevmeye başladi.
Zeynebin bu tatlı halini gören Ali biraz yumuşamıştı.
Ali telefonunu açıp bir fotoğraf çekti. Patlayan flaşı fark eden zeynep kafasını Aliye çevirip.
"Senin şarjın bitmemiş miydi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞTE KAL
RomanceBir gemi misali hırçın dalgalar üzerimde. Köpük köpük içimdeki boşluk isyanlarım dilimde sahildeki kumtaneleri gibi her an üzerimde. Ezilen birben miyim. Gözlerinin siyahında. Seyredaldım denizin mavisinde. Boğuldum birkez daha hayallerin en derin...