-Bildirimleri okudum Ali kim?
+Seni ne ilgilendirir benim telefonuma bakma hakkını nerden buluyorsun?
-Zeynep sana bir soru sordum.
+Sen kimsin ya? Seni ne ilgilendirir diyorum.
Görüldü.Olan şeylere sinirlenip kitabıda okumamaya karar verip kendimi uykunun huzurlu kollarina bıraktım.
....
Çalan telefonun sesiyle uyandım saat 1e geliyordu arayan Aliydi.
"Saat bir oldu Zeynep nerdesin kaç saat oldu seni bekliyorum!"
Ben onuuuuu uunuttum yataktan fırladım hemen giyindim elimi yüzümü yıkayıp aceleyle evden çıktım çorap giymediğimi fark ettim pekde bir önemi yoktu çorapsız ayaklarıma ayakkabıları giydim.
Annemin arabasının anahtarlarını aldım ve arabaya binip gaza bastım. Aliyi orda otururken gördüm garibim ne çok beklemis beni. Arabayi park edip Alinin arkasından gidip gözlerini kapattım. Sesimi değistirerek:
"Bil bakalım ben kimim?"
"Mmmm beni saatlerce bekleten güzellik?"
"Evet doğru cevap" Ali ellerimi gözlerinden indirim dudaklarına götürüp ellerime minik öpücükler kondurdu.
Ellerimi Aliden uzaklaştırıp yanına oturdum.
"Çok beklettim mi seni?"
"Yani 2 saatcik bekledim önemli değil."
"Özür dilerim Ali uyuya kalmışım."
Ali yüzünü ekşitip bana "Affedemedim kendini affettir bakalım."
Aliye sarılıp özürler diledim umarım affetmiştir.
Aliyle rüya gibi geçen bir kahvaltı yaptık Ali her zamanki gibi beni güldürmek için her şeyi yapıyordu kendimi çok değerli hissediyordum onun yanındayken.
Ali hesabı ödeyip yanıma geldi hesabı ödemek için biraz tartışmıştık ama kazanan o olmuştu.
Ali elimden tutup beni kaldırdı karışıdaki parki gösterip.
"Sen parkta oynayacaksın bende seni izleyeceğim Zeynep anlaştık mı?"
Cevap bile veremeden Ali çocuk gibi elimden çekiştirip parka koşar adımlarla girdi.
"Hadi binde salliyım seni." Dedi karşıdaki sakıncaları göstererek etrafimizdaki insanlsr hep çocuklu insanlardi ve bizi izliyorlardı.
"Ali bakar mısın insanlar bize bakıyor ben binmem."dedim çok utanmıştım.
"Zeynep binicek misin yoksa zorla mı bindireyim?"
"Binmiyorum Ali burdaki en büyük çocuk 8 yaşında."
Ali önümde eğilip dizlerimden tutup beni kaldirdi omzuna aldığı gibi salıncağa oturtturması bir oldu.
"Napiyooooorsun Aliii!!!"
Ali salıncağın arkasına geçip beni sallamaya başladı. Alinin telefonu çaldı.
"Efendim anne? Evet, evet , tamam geliyorum." Dedikten sonra bana dönüp
"Hadi bakalım bitti salıncak keyfi sen evine ben dükkana."
Oflaya puflaya tamam dedim ve arabama doğru yürüdük ben binip geri geri çıktım ve Alinin önünde camı indirdim.
Alide içeri kafasını sokup burnuma minicik bir öpücük kondurdu.
"Görüşürüz prenses"
Eve geldiğimde annemden bi ton azar işittim. Akşam yemeği hazırdı. Offff en sevdiğim yemekler vardı zeytinyağlı sarmmaaaa.
"Offffff Aysel ablacım döktürmüşsün." Diyip sarmaya uzanıyordum ki annem elime vurup aldığım sarmayı düşüttürdü.
"Kaan aradı gelip seni akşam yemeğine çıkaracakmış."
"Anne ben kabul etmemiştim onu hem çok yorgunum."
"Beni aradı izin istedi kıramadım hem sende git kafani dağıtırsın."
Anneme ofladım ben bu sarmalardan nasıl uzak kalacaktim.
İti an çomağı hazırla Kaan zili çaldı. Gidip kapıyı açtım.
"Kaan aysel çok güzel sarmalar yapmış yemeğe hiç gerek yok burda yiyelim."
"Tamam :|" dedi şaşırdım kabul etmemesini bekliyordum. Yemeğe oturduk.
Kaan sofrada kulağıma doğru eğilip.
"Bana bir yemek borcun var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞTE KAL
RomansaBir gemi misali hırçın dalgalar üzerimde. Köpük köpük içimdeki boşluk isyanlarım dilimde sahildeki kumtaneleri gibi her an üzerimde. Ezilen birben miyim. Gözlerinin siyahında. Seyredaldım denizin mavisinde. Boğuldum birkez daha hayallerin en derin...