the matchmaker, taennie

0.1

Merhaba!

Daha önce kaldırdığım bu kurguyu yeniden yayımlamaya karar verdim, çok iyi olmadığını biliyorum ama yine de kafamı dağıtmak için ara sıra bölüm atacağım :)

Beğenirseniz yorumlayıp vote verirseniz çok mutlu olurum.

İyi okumalar ☆

"Harikasınız Bayan Kim, sayenizde hayatımın aşkını buldum. Size ne kadar teşekkür etsem az. Siz gerçek bir Afrodit'siniz!"

Bir kez daha başarılı olmanın verdiği gururla gülümsedim. Modern zamanın Afrodit'i olarak anılmak artık alıştığım bir şeydi.

Peki ya ben kim miyim?

Kim Jennie.

Kore'nin en çok tercih edilen ve en yetenekli çöpçatanı.

Eşleştiremeyeceğim çift, başarsızılıkla sonuçlandırdığım bir aşk görülmedi.

Ve ben güçleri zihninde saklı bir aşk tanrıçasıyım.

♡

Bugünün son müşterisi de gidince derin bir oh çektim. Afrodit'im desen de yorulabiliyordun nihayetinde.

İçeri Kai'nin girmesiyle gözlerimi ona çevirdim.
O, bu işteki ortağımdı, arkaplandaki meselelerle o ilgilenirdi ve hayatımı düzene sokmamda büyük payı vardı.

"Jen, bir saat sonra Elle dergisiyle röportajın var, hazırlan hemen gitmemiz gerekli."
"Siktir.." diye mırıldandım. "Tamam ceketimi alıp geliyorum." Bu işteki ünüm arttıkça bu tarz durumlar sıklaşıyordu ve göz önünde olmayı sevsem de fazla yoğunluk beni yormuştu.

♡

"Ve son soru olarak, Kore'nin en çok tercih edilen ve en yetenekli çöpçatanı olmayı nasıl başardınız, Bayan Kim?"

Artık gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutuyordum. On saattir aynı şeyi anlatıyordum zaten ve dönüp dolaşıp aynı şeyleri soruyorlardı.
Yapmacık bir gülümsemeyle soruyu yanıtladım.

"Açıkçası bulunduğum konuma gelmek hiç kolay olmadı. Bu işe ilk başladığımda insanlar, hayatının aşkının kaderlerinde yazılan zamanda geleceklerine inanıyor ve çöpçatanlık olaylarıyla pek ilgilenmiyorlardı. Zamanla başarılı sonuçlarla bu algıyı yıktım ve insanlara ruh eşlerinin çok da uzakta olmadığını gösterdim. Zamanı olmayanlar için zaman algısını, daha fazla beklemek istemeyenler içinse sabır kavramını yok ettim. Kısacası bir aşk kadını olarak bu işi aşkla yapıyorum ve zirvedeyim."

"Peki, işinizi böyle bir aşkla yapmanızı teşvik eden özel biri var mı hayatınızda?" diyen kıza teşekkür ederek ayağa kalktım. Sonuçta son sorusunu soracağını söylemişti ve onun sonradan gelişen merakı beni ilgilendirmezdi.

Her lafımda dilimden eksik etmediğim aşk, benim için evet ya da hayır diyerek insanların merakını sonlandırabileceğim basitlikteydi.
Ama ben, güya aşk hayatımı gizli tutmayı tercih edip medyada bir gizem yaratıyordum.

❝ İşin aslı, yüzlerce kişiye aşk lütfetmiş bir kadının aşka inanmadığının bilinmesi pek hoş olmazdı. ❞

Yorgunluğun verdiği sersemlikle arabama doğru ilerledim. Her zaman olduğu gibi, Kai arkamı toplamak adına gerekli açıklamaları yapacak ve ertesi gün beni bu davranışımdan ötürü kınayacaktı.

♡

Eve geçtiğimde hemen kendimi duşa atıp gevşedim. Ardından her gece yaptığım gibi bilgisayarımın başına oturdum. Bu durum benim için bir rutin haline gelmişti.

'The Matchmaker Miss. Kim' adlı internet siteme girip bekleyen randevularımı incelemeye koyuldum.

İlk aşamada kişiler hakkında fikir sahibi oluyordum ve kafamda bir kurgu oluşuyordu.

Daha önceden siteye üye olan kişiler hakkında yalnızca benim görebileceğim bir bilgi havuzu vardı ve bu sayede randevuya gelen kişiye en uygun eşleşmeyi ayarlıyordum.

Yarın daha önceden eşleştirdiğim çiftler görüşmeye gelecekti. Onun dışında yalnızca bir tane yeni müşteri kabul etmiştim.

Bu talihli kişi de...

"Lalisa Manoban" olmuştu.