the matchmaker, taennie

0.8

"Hayır kabul etmeyeceğim, imkanı yok. Ben bu işe saçmasapan oyunlar için yıllarımı harcamadım!" Sesli bir şekilde içimdekileri dışa vururken bir yandan da odada deli gibi ileri geri gidiyordum.

"Ben Bayan Kim'im. Ben modern zamanın Afrodit'iyim. Ben kimseyi kandıramam. Ben.."

Chaeyoung'un menajerinin dediği şeylerden sonra sinirden titremeye başladığımı gören Kai, müsade isteyerek beni kendi odasına getirmişti.

Ben de yan odada cevap bekleyen meraklı gözleri umursamadan sinir krizi geçirmekle meşguldüm.

"Jennie, lütfen sakin ol, büyüttüğün kadar büyük bir şey değil. Sadece onlar sevgili rolü yaparken sen de bu ilişkinin mimarı olarak anılacaksın." Bana yaklaşarak iki kolumu durmamı istercesine tuttu.

"Bana bak Jen!" Demesiyle ancak kendime gelebilmiştim.

"Saçma sapan düşüncelere kapılma. Sen Taehyung gibi insanların duygularıyla oynamayacaksın. Sadece iki idole yardım edeceksin, böylelikle hem onlar hem de biz kazanacağız."

Ardından bana sarıldığında afalladım. Normalde olsa gözlerimi kaçırıp uzaklaşacak olan ben, buna ihtiyacım varmışçasına kollarımı ona sardım.

"Hem bundan sonra işler daha da patlayacak ve belki de bir sürü hayata dokunacak, yeni aşklar yaratacaksın." Gözlerimden ne zaman aktığını bilmediğim yaşları silen Kai, benden onay istercesine baktı.

Derin nefes alarak bıkkınca onu yanıtladım.

"Tamam.. Ama şartlarım var."

♡

"İlişki en az 6 ay sürecek, taraflar bu sürede başka biriyle hiçbir türlü ilişki kurmayacak, randevularda benim sözümden çıkılmayacak ve eğer bu durum sizin hatanız yüzünden basına yansırsa sözleşmede de belirttiğim tazminat bana ödenecek."

Odaya girdiğim gibi nefes almadan kurduğum cümleler sonucunda Chaeyoung ve menajeri şaşkına dönmüştü.

"Jennie, çok teşekkür ederim." Hızlıca bana sarılan arkadaşıma göz devirmeden edemedim.

O da şirketinin zorlamasıyla bu işe girmişti muhtemelen.

"Bizim de şartlarımız olacak elbette. Ama bunları iki tarafın da bulunduğu zamanda konuşalım. Sizin için yarın öğle arası uygun mudur?"

'Senin gelmeyeceğin herhangi bir zaman daha uygun aslında' diye içten içe homurdanarak menajeri onayladım ve elini sıktım.

♡

Ertesi gün erken denilebilecek bir saatte uyandım ve kahvaltı etmek üzere aşağı indim.

Evde yalnız yaşıyordum, ancak benim için fazlasıyla büyük bir evim vardı. Hafta içi yardımcım Bayan Choi ev işleriyle ilgileniyordu, onun dışında ara sıra gelen Jongin dışında pek uğrayanım olmazdı.

Aileme gelince, annem ve babam ben daha küçükken ayrıldığından hiçbir zaman bir aile ortamında büyümenin ne demek olduğunu bilememiştim.

Annem yeniden evlenip mutlu bir hayat kurarak yurtdışına taşınmıştı, babam ise Kore'de olmasına rağmen beni pek tınlamıyordu, daha çok gününü gün etmekle meşguldü.