Saat 17:07 idi. Tam iki saattir yolculuk yapıyoruz ve daha beş saat yol var. Tam uykuya dalacakken günlüğümü evde unuttuğum aklıma geldi. Ama anneme söylemedim. Çünkü kızardı. Günlük olmadan ne yapacaktım? Ama çok ta önemli bir şey değildi benim için bu günlük. Bir kağıt parçasına yaşadığım olayları yazmasam ne olacaktı ki? Önemsemeyip kafamı annemin yanında getirdiği yastığa koyup uykuya daldım. Bu yastık benim bebekliğimdeki yastıktı. Bu yastığı hiç sevmezdim. İçindeki pamuklar sert bir biçim alıp kafamı her hareket ettirdiğimde kafamı rahatsız ediyordu. Ama bu uzun yolculuğun bitmesi için uyumam gerekiyordu. Yaklaşık yarım saat sonra uykuya daldım. Bir süre sonra uyandığımda saatin 21:32 olduğunu gördüm ve çok mutlu oldum. gelmemize 1 saatten az kalmış. Her yerim ağrıyordu. Bu yastık denen taş yığınını hiç sevmiyorum. Uyandığımı gören annemin sesini duydum;
- Can?🤨
- Efendim anne.
- Uyandın mı?🤔
- Sence uyuyor olsam seninle konuşuyor olabilir miyim?🤔
- Hayır.
- E o zaman?🙄
Ses gelmedi.
Yolculuğumuzun bitmesine yarım saatten az kalmıştı. Bu yarım saatti iyi bir şekilde değerlendirmek için en sevdiğim yazar olan Stephen King'in Korku Ağı kitabını almak için arkaya uzandım ve kitabı aldığım anda kaldığım yerden devam ettim. Yarım saatte sadece altı sayfa okuyabilmiştim. Çünkü yollar çok taşlı olduğundan kitap titriyordu ve bu yüzden okuyamadım. Taksi aniden durdu ve "İneceğiniz yer burası hanım efendi" dedi. Annem cüzdanından fazla miktarda para çıkardığını gördüm. Olması gereken de buydu zaten. Yol çok uzundu. Taksi bizi ahşap bir evin önünde bıraktığı gibi anında karanlıkta yok gözden uzaklaştı. Artık motorunun sesi bile gelmiyordu. Annemle ben ise birbirimize bakıyorduk. Tabii arada o ahşap eve bakmayı da ihmal etmiyorduk...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYANDIRIN BENİ!! [TAMAMLANDI]
Mystery / Thrillerİlk başta bir şehirde yaşayan anne ve oğlu babasının ölmesi üzerine bilinmedik bir şekilde ormandaki eve giderler. Can ilk başta eve alışmışken, mutlu bir yaşam sürmeye başlayacakken kendini bir felaketin ortasında bulur...