BÖLÜM 4

13 1 0
                                    

Kel kafasıyla ve çatık kaşlarıyla içeri bakan bir yiğit. Bu oydu. Anlamsız sevincimi ve aklımda ki tonla soruyu bir kenara bıraktım. Eminim oda beni beklemiyordu.
"hoşgeldin Ferhat abi" Kalın ve erkeksi sesiyle babamın yanına gelip elini tuttu.
"sende hoşgeldin Hümeyra abla" Annemle kafasıyla selamlaştı.
Abim ve ben yanyanaydık. Abim ayağa kalkınca napacağımı bilemeyerek bende ayağa kalktım.
Abime "yakışıklı abim gelmiş yaa" yaptı ve güldü.
Beni görünce... gülümsedi Elimi tuttu ve "sende hoşgeldin" dedi elini çekerken arkamda ki kumandayı almak için eğildiğindeyse sadece benim duyacağım şekilde "kedi" deyip çekildi.
Babasının yanına oturduğunda Babamın sorularını cevaplıyordu. Hakkında merak ettiğim tonla soruyu babam sayesinde öğreniyordum.
"Okulu napacaksın oğlum"
"bıraktım ferhat abi. 18 e 3 ay kaldı. babamın yanına gireceğim"

Demek okumuyordu. Annesi nerdeydi? 3 ay sonra doğum günüydü.

kendine gelsene sana noluyor

iç sesim yine haklıydı...

arada göz göze geliyorduk. Gözleri kızarıktı ve her an uyuyacakmış gibi duruyordu. Kel kafasıyla hala komik olsa da buna gülmeyi bırakmıştım.

Babamla babası sohbet ederken babası birden
"Oğlum Beyza sıkıldı. Beraber aşağıdaki  pastahaneye gidin bir baklava alıp gelin hadi"

bana baktı. Sert bakıyordu. babam ise "aynen kızım eve uğrayın odamda çekmecedeki anahtarı da getirin"

annem çantasından evin anahtarını çıkarıp vermişti. tedirgin oluyordum ve bitmesi için yalvarıyordum. Çünkü kötü bakıyordu.

"hadi Beyza?" ayağa kalktı ve beni bekledi.
ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledim.
Ayakkabımı giymek için eğildimde yanımdan geçip çıkmıştı. Benden önce aşağı inmesi son konuşmamızda yanlış birşey söyleyip söylemediğimi düşünmemi sağladı.Kıvırcık dedim diyemiydi yani? 

Aşağıya indiğimde kapıda bekliyordu.
Yanından geçtim o konuşmuyorsa bende meraklısı değildim. Bizim eve doğru yürümeye başladım. "kovalayan mı var" diye bağırdığında arkamı döndüm. Hala kapıda duruyordu ve ben sokağın başına gelmiştim. Cevap vereceğim sıra da bana doğru yürümeye başladığı için konuşmadım yanıma gelmesini bekledim. Buraları bilmediğini bildiğim için
"önce bize gideceğiz anahtarı alalım" hıhı diye onaylar bi ses çıkardı. arkamdan yürüyordu.
Eve geldiğimizde kapıda durdu. "gelmiyor musun"
"napıyosan hızlı yap" bu gün kesinlikle tersinden kalkmıştı.  Evden anahtarı alırken camdan onu izledim. Etrafa bakıyordu evi inceliyordu. kendi kendine söylenmeye başladığında aşağı indim.
"Anahtarı yeniden mi ürettin"
"işin ne? bekle işte"
gözdevirdi ve yürümeye başladı
"pastahane bu tarafta"
"Ben burdan gideceğim"
"ordan gidilmiyor kel geliyor musun?"
"ne dedin" yanıma geliyordu.
"ordan gidilmiyor buraya gel dedim"
"başka birşey daha söyledin sen" bana daha çok yaklaşınca
"kel dedim tamam mı KEL"
" saçlarımla sorunun ne senin"
"asıl senin derdin ne tersinden mi kalktın"
"kedi gibisin işte"
"ne saçmalıyosun yiğit"
" beyinsiz"

cevap vermedim. sinirle kafamı çevirdim ve yürümeye devam ettim. Pastahanenin önünde durdum gitsin baklavasını alsın gelsin.

içeri girdi 5-6 dakika oyalanıp çıktı yürümemi beklediğini anladığımda hızlanıp eve doğru yürümeye başladım.

"bize gidiyoruz?"
"Burdan da gidiliyor"
Bişey söylemeden peşimden geldi. Onlara geldiğimizde elinde ki baklavayı mutfağa götürdü bende anahtarı adem abiye verip mutfağa gittim. Annesi nerdeydi acaba?
evde bir kız olmadığı için anneminde kalkması saçma olacağı için onun açtığı baklavayı elinden aldım ve tabaklara koydum. Tepsi çıkardı ve eline verdiğim tabakları tek tek dizip içeri götürdü.
Fazlasıyla etkileniyordum.
İçeri gittiğimde tepsiyi yemek masasına koymuş oturmuştu. İçeri geldiğimi görünce bana bakmaya başladı. Ona sen bi salaksın bakışımı atıp tepsiyi aldım ve tabakları sehpalara dizdim. Kaşlarını havaya kaldırdı ve gülmeye başladı. Birde bana beyinsiz diyor.
yarım saat daha oturduktan sonra odasına gitti.
Annemde artık sıkıldığını belli edercesine babama kaş göz yapıyordu. 5-10 dakika sonra kapıya doğru geçtik.
"Birdahakine siz gelin ortak kapınız hep açık"
"bilmez miyim kardeşim. Geliriz tabi"
"delikanlıya selam söyle görüşürüz"
"görüşürüz"

asker arkadaşıymış babamla babası. Sonra aynı meslekte çalışmışlar ortak olmuşlar. Kardeşten öte olmuşlar. Ama ben bu adamı yeni tanıyordum.
eve giderken babama "karısı neredeydi?"
"vefat etti sen daha 2 yaşındaydın"
"evlenmemiş mi sonra"
"evlendi. yiğitle anlaşamamışlar galiba boşandılar sonra"
"anladım."
"yazık ya 2 yaşında annesiz kalmış çocuk" dedi annem.
"Çok iyi çocuktur ama babası tek başına yetiştirebildi onu"
beraber dedikolarını yaparken ben yine kendi köşeme çekilmiştim.

Odama çıkıp üstümü değiştim. Eteğime baktım.
Oda sarı t-shirt giymişti dimi?
Kel olmasına rağmen çok yakışmıştı.

kendine gel aptal

bence de. Ne diyorum ben?! hem öküzün biri.

ama annesi ölmüş

tamam öküz değildi. Hem ağlarken ona sığınmıştım. ama kabaydı.

Telefonumu çıkarıp sanal arkadaşlarım melih ve sudeyle konuştum. Onları seviyordum biri trabzon'da diğeri ise ankara da yaşıyordu.
18ime girdiğimde ilk işim yanlarına gitmek olacaktı.

kıvırcıkta 3 ay sonra 18 oluyordu dimii

Neden çıkmıyordu aklımdan. Saçmalama yani Beyza kendine gel. O sana bakmaz.

ama seni bekledi

verdiği taktiğin işe yaradığını Merak ettiği içindi.

etmeyedebilirdi. onane ki?

derin bir nefes alıp camdan baktım.
3 günde salak salak düşüncelere kapılmam hiç hoş değildi. Kendime gelmek için gidip duş aldım. Üstümü giyip hemen uyumaya çalıştım...

*****

bu gün günlerdir bahar hocanın çalıştığı kitap yarışması vardı. Bizim sınıfımızdan Rümeysa yusuf ve yunus emre katılmıştı. Onları desteklemek için konferansa bizde inmiştik. En güzel anılarımdan biri olmuştu bu anda.
Kübra 3 gulhü bir elham diye bağırırken hepimiz okuyorduk. Rümeysanın heyecandan elleri titriyordu. Karşı takımı yenmek bizim için önemliydi. Çünkü o sınftan nefret ediyoruz.

İlk yarıyı kazandık ve finallere kalmıştık 20 soruda 20 yapmıştık. Deli gibi çığlık çığlığa sevinç nidalarıyla sınıfa çıkmıştık. Neşemiz yerindeydi ve ders matematikti. Evren hoca okuldan gittiği için bu ders boştu. Herkes sohbet ediyordu.
Çıkışta En yakın erkek arkadaşlarımdan samet gelmişti. Şubat ayında olmamıza rağmen hava güzeldi ve parka gitmiştik. Kimisi sigara içiyor kimisi sevgilisiyle köşeye çekilmiş diğerleriyse bankta oturmuş çekirdek çitliyordu. Sametin omzuna yaslandım ve bankta yatar gibi oturmaya başladım. Hep beraber deli gibi sohbet edip eğlenirken parkın girişinde gördüğüm kişiyle gülüşüm silinmişti.

BulutkilitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin