gelsene"
bu bizim kıvırcık mıydı? hayır hayır olamaz.
Yanına doğru yürümeye başlarken içimde tutamadığım kahkahayı patlattım.
"gülme" dedi dişlerini sıkarak.
Ama asla şu tipine bakınca korkmuyordum aksine daha komik oluyordu.
"hayırdır sen bu gün ağlamıyorsun ya"
ciddileştim ve kazıttığı saçlarına bakıp
"gerçekten bunu yapmak için çok düşündün mü" dedim
"düşünmedim gittim ve kazıttım" dedi gereksiz bir rahatlıkla.
cevap vermedim ve gülümseyip oturduğu banka oturdumYine cebinden sigarasını çıkardı. Yine diğer cebinden çakmağı çıkardı. Önce sigarayı dudaklarına sonra çakmağı götürdü yakarken içine çekti ve çektikten sonra yine bana baktı.
Rutin haline gelmiş gibi hissediyordum.Sessizliği bu sefer ben bozdum. "Hep burda mısın sen evine gitmez misin hiç"
bana baktı bi kaç saniye bu gün o durgundu sanki ifadesizdi. Sigarasından çıkan dumanla kendini saklamak ister gibi o dumana sığınmak ister gibi.
konuyu değişterecek bir soru sordu orda
"Kapandı mı şu günlerdir ağladığın olayı"
"ahh evet! nasıl ağlıyordu görmelisin buğranın sınıfa gelip artık biz bittik senden soğudum demesi yok mu..."
gülümsedi.
"gerçekten teşekkür ederim kıvı.... " hafifçe kıkırdayınca yine sinirlendi.
"YİĞİT" " beni duyuyor musun? benim adım YİĞİT. Ve bak.. BAK" dedi saçlarına dokunup
kafasını elledi sonra ellerimi tuttu ve kafasında gezdirdi "ben artık kıvırcık değilim"
Ne yani Neden bu kadar sinirleniyordu ki sanki? kıvırcık olması hoşuma gidiyordu?
"çok abartmıyor musun"cevap vermedi ve yeni bir sigara yaktı. 5 dakikaya yakın ikimizdende ses çıkmadı.
"nerdeydin" dedi pekte merak etmediği bariz ortadaydı.
"arkadaşlarımlaydım"
"seni bekliyordum"Beni mi bekliyordu. Bu söylediğine afallamış olsam da ona belli etmedim. Belki verdiği tavsiye işe yaramış mı diye sormak içindi.
"bu parka sürekli gelmem" dedim yani beklememesi için
"bilerek burdan geçtin"
"nerden çıkardın"
" bu parka sürekli gelmiyorsan, neden burdan geçiyordun"
"kendine pay mı çıkardın şimdi"
"olanı söylüyorum"
haklıydı bilerek geçmiştim. ama merak ettiğim için.
"hangi bölümü okuyorsun" dedi konu açmak için.
"eşit ağırlık. psikolog olmak istiyorum"
"bu kafayla zor"
dalga geçiyordu. zaten ne diye tanımadığın bir insana derdini anlatıp ağlarsın ki? salaktım.
"beni ne kadar tanıyorsun ki"
"sandığın kadar kolay bir meslek değil hassasın yapamazsın"
"sinirden ağladığımı söyledim"
"napıcaksın? hastalarına gidip onları dövmelerini mi söyleyeceksin?"
"amacın ne senin"
"bi amacım yok"
"sus o zaman"
"dediklerimi kanıtlıyorsun" dalga geçer gibi güldü. "iyi geceler kedi"
kalkıp giderken arkasından bağırdım
"kedi mi"
kedi ne alaka şimdi.
gerçekten psikolog olamaz mıydım.
bu keli bi daha nerde görecektim.
Çalan telefonumla düşünmeyi bıraktım.
Abim arıyordu ağzıma sıçmak için
Telefonu açmadan eve doğru yürümeye başladım.
Eve geldiğimde kapıyı sinirden köpüren annem açtı.
"nerdesin sen bana 9 da geleceğini söylemedin"
arkadan babam bağırdı
"hayırlı olsun kızımız evin yolunu unuttu"
abim eksik olur mu?
"sen bidaha 9 değil dışarı bile çıkamayacaksın iyi eğlenseydin bari"
