BÖLÜM 2

28 1 0
                                    

onu duymamazlıktan geldim ve kendi kendime söylenmeye başladım 
"Allahım birde yüzsüz yüzsüz beni dövüyor
"abi nasıl nasıl herkese başka bir şey söyler
neyin içine düştüm ben kıza bak yaaa"

"nefes almayı unuttun"

Derin bir nefes aldım ve sinirden ağlamaya başladım. Yine yanıma oturdu. Aynı park aynı bank aynı çocuk yine konuşmuyordu yine ağlıyordum.

"sana dediklerimi dinlediğini düşünüyordum"

sessizliği bozan cümlesi imalıydı. "dinledim. 2 günde olsa birinin 3 günlük aşkı için namusumu kimsenin dilinde oyuncak edemem diye düşündüm"
bu sefer o cevap vermemişti. montunun cebinden sigarasını çıkardı dudaklarına götürdü ve yakarken içine çekmeye başladı.
öylece onu izliyordum. İçine çektikten sonra bana baktı bi kaç saniye göz göze durduktan sonra "kızlardan korkuyorum" dedi.
"canlarını yaktığında" dedim ve bir iki saniye etrafa bakıp devam ettim "korkmalısın"
"canın yanıyor mu?" Nedense bu konuşmama olmamışta gelmiş sormuş gibi hissettim. Bunu duymaya ve olanları anlatıp sarılarak ağlamaya ihtiyacım vardı. Sadece buruk bir tebessüm ettim. "herkesin canı yanıyor. Şuan o kızında canı yanıyor"
"sakın bana onun canının yandığını söyleme kıvırcık sakın"
güldü "Yiğit" uzattığı elini tuttum.
"Beyza" elimi çektim ve önüme döndüm.
"herşeye ağlarsan güçsüz olduğunu düşünürler"
"güçsüz olduğumu mu düşünüyorsun?"
"sadece yanlış zamanlarda karşılaştık"
cevap vermedim. Etrafı izlerken olanları düşünüyordum.Sigarasını bitirince sinirle ona döndüm "ne diye ayırdın ki bizi neden tuttun beni ne güzel özür dileyecekti herkese yalan olduğunu söyleyecekti"
"öyle bişey yapmayacaktı. Eğer o kız üstüne çıkabilseydi seni öldürücekti"
sonra devam etti "O kızı korkutmadın kızdırdın sende özür mü dileyecek daha büyük mü oynayacak? bu adım yanlıştı öbür adımlarını düşünerek at"

"eski sevgilimi benden önce görüp sevmeye başlamış güya. anlamamı ve çıkmamamı beklemiş. Oysa söyleseydi ona bu gözle bakmazdım. Gidip herkese onla yattığımı söylemiş ve bile bile çıktığımı"

"olay basit. çocukla çıktığın tarihte kızın sevdiği beğendiği çıktığı ve ya bi ifşası mutlaka vardır siz kızlar" durdu
sonra gülerek devam etti "siz kızlar tek kişiyi sevemiyorsunuz da"
laf yetiştirmedim ve düşündüm. Doğru söylüyordu bizim buğrayla çıktığımız tarihte tuğçe'nin flörtü vardı resimlerini yollamışlardı.

"var" dedim biraz heyecanla"var Tuğçe'nin biz çıkarken bir flörtü vardı"

"tehdit edeceksin"

ilk başta tereddüt etsem de düşününce mantıklı geldi.

"sağol kıvırcık kullanıcam bunu"

"yiğit" dedi sinirle.

"görüşürüz YİĞİT"

Hemen yanından kalkıp eve doğru yürümeye başladım dediği mantıklıydı hemen galerimi kurcalayıp resimlerini buldum.
Tuğçe'ye atarken eve girdim. 
"Buğra görmemeli değil mi?" yazıp yolladım.
bu sefer annem evdeydi yemek yapıyordu.
selam verip odama çıktım üstümü değiştirdiğimde bildirim gelmişti
"yapamazsın."
"yediğin boku temizlemesen ben temizletirim"
yazıp çıktım götü tutuşmuştu. Şu olayı abimin kulağına gitmeden atlatırsam şu kıvırcığın boynuna atlayacaktım!
aşağı inip annemin yaptığı tavuk pilavı yedim. bu sıra da biraz sohbet ettik
"sınavlar başlamıyor sanırım"
" haftaya başlıyor"
"hazır mısın peki"
"sence? deli gibi çalışıyorum"
"aferin kızım dişini sık son senen"
"neysee ödevimi yapayım bari ellerine sağlık"
"afiyet olsun"

Odama çıktım. abimle odamız karşılıklıydı. Onun odasının kapısına baktım. Bu gün evde olacaktı. kapısını tıklattım "gir" sesini duyunca kapıyı açıp içeri girdim.
"Bişey mi oldu"  hmm hangisinden başlasam?
"hayır seni görmek istedim."
"öyle mi gel bakayım" dedi yatağında yana kayarak. yanına uzandım ve başımı omzuna koydum. İşte burası kendimi güvende hissettiğim tek yerdi. Çünkü ne olursa olsun abim beni asla bırakmazdı.  "anlat hadi noldu"
"gerçekten birşey olmadı biraz yorgun hissediyorum"
"var mı okulda canını sıkan" klasik ne zaman yanına gelsem sorduğu soruydu bu.
"yok. hem sen boşversene beni sen anlat neden içip geldin o gün"
"anlatsam anlar mısın ki"
"ordan bakınca 5 yaşında gibi mi duruyorum"
"evet. 3 te olabilir"

bu söylediğine sadece göz devirdim.
"abin aşık oldu"
"NE" imkansız ne bu odun birine aşık olabilirdi ne de sevdiği buna bakardı
"bağırma kızım aşık oldum işte"
"anlatsana nası biri nerde gördün o sana aşık mı ona söyledin mi yoksa sevgilisi mi var"
"ya sus sus bu kadar yeter yürü hadi"
"koray nolurrr anlat canım sıkılıyor zaten"
"koray kim lan it"
"abi nolurrr"
"Beyza ikile"
ikilemezsem beni ikiletirdi. bende öfleyip kapıyı çarpıp çıktım bunun için odasından çıkıp beni dönmediğine şükrederek odama girdim.
Tuğçe'den bir ton mesaj ve arama gelmiş telefonuma baktım. Gerçekten rezil olacaktı.
engelleyip telefonu kapadım.
****
Sınıfa girdiğimde büyük bir kalabalık gördüm aldırmadan sırama oturdum beni gören çağrı tam bir it gibi bağırarak geldiğimi söyledi herkes bana yönelirken aralarından rimeli akmış bir Tuğçe bana doğru geliyordu. tam önüme geldiğinde bana sarıldı. napıcağımı bilemez bir şekilde onu bekledim.
"yapma beyza onu seviyorum nolur"

"seni anlardım Tuğçe. bana iftira atıp aramızı bozarak adımı çıkararak yapman neyi yoluna soktu ki"

"herkese yalan olduğunu söyleyeceğim o fotoğrafı yayma"

"izliyorum"

"hepsi yalandı" dedi bağırarak "Beyza'yla buğranın arasında bişey geçmedi ben iftira attım"
sınıftan ooo sesleri gelirken Buğra sınıfa girmişti. Nolduğunu sorarcasına etrafa bakıyordu. Tuğçe'nin ağladığını görünce benim üzerime yürüdü.
"naptın lan naptın ona"
"buğra dur. dinle"
"ne" dedi ifadesizce.
"Ben yaptım. o yalanı beyza değil ben söyledim"
"Senin yüzünden nelerle uğraştığımdan haberin var mı senin!"
"Buğra özür dilerim. senin içindi"
"böylece ne yaptın biliyor musun Tuğçe?"
Tuğçe çaresizce gözlerine bakıyordu.
"bizi bitirdin beni soğuttun Senin yanımda yerin yok"

sınıftan çıktı. okulun diline fena düşmüş 2 haftalık gündemiydi şu an. Bana baktı. kırgınlık pişmanlık hırs ne varsa işte hepsi gözlerindeydi. benden tepki bekliyordu.
istediğini vermek için kendimde deli gibi savaşsamda yapmadım. Ona sarılmadım barışmadım. bu gün bir erkek için bunu yaptıysa o benim dostum olamazdı.
bende sınıftan çıktım.
Dersler boş geçiyordu konular bitmişti haftaya sınav haftası diye test çözmek için bizi serbest bırakıyorlardı. Bense sadece uyuyordum.
Çıkışta Rabia Emre ve Sıla yanıma geldi sınıftan samimi olduğum arkadaşlarımdı.
"kanka gelsene lahmacuncuya gidiyoruz az kafa patlatırız"
"lahmacuncuda kafa patlatmayan da ne bileyim" deyip gülmeye başladı rabia
Annemi arayıp gideceğimi söyledim ve dördümüz lahmacuncuya gittik. Bu üçünü çok seviyordum Hepsi çok değerliydi eğer onlar olmasaydı o sınıf asla çekilmezdi bu bir gerçek! 
3 saat beraber takıldıktan sonra herkes evine dağılıyordu. Sılayla biz aynı yoldan gidiyorduk bool sohbet ve dedikodunun sonunda sıla evine girmişti saat 8 di ve ben daha yeni mahalledeydim. şu meşhur parkın önünden geçerken parkta bir kişi gördüm merakıma yenik düşerek eve parkın içinden geçerek gitme kararı aldım. bu kişiyi tanımıyordum ve hızlanıp parktan çıkmaya başladım. Arkamdan gelen kalın ses ile yerimde durdum ve arkamı döndüm
"BEYZA"
nasıl gidiyor:D

BulutkilitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin