"Mete , dur.! Yoruldum. "diye isyan ettim. "Olmaz sevgilim. Beni yakalamazsan oyunun tadı çıkmaz. " Dedi heyecan , neşe barındıran sesiyle. Gülümesedim. Kıkırdadım. Mete bana bakınca dudak büzüp kafamı eğdim. Üzgün gibi yaptım. "Gel ,gel. " kafamı kaldırıp Mete'ye baktım. Kollarını iki yanına açmış,sarılmak için hazırdı. Kocaman gülümseyerek ona doğru koşmaya başladım..." Birinin üstüme atlamasıyla uyandım. Rüya olduğunu anladığım an içimi büyük bir hüzün kapladı. Ona sarılmayı özlemiştim. Gerçek sanmıştım. Sarılmama çok az kalmıştı. Rüyam bölünmüştü. Keşke hiç uyanmasaydım. "Uyan artık be kızım. " Selim'in bıkkın sesiyle uykumdan tamamen ayrıldım. 2 yıldır ortada yoktu piç. Şimdi burdaydı. Kollarını sarılmam için açtı. "Özlemedin mi ?" Affallamıştım. Hemen kollarının arasına girip kollarımı geliştirmiş olduğu bedenine doladım. " Nerelerdeydin ?" Diye sitemle sordum. "Almanya , uzun zaman oldu. "Evet uzun zaman olmuştu. Almanya 'ya gidiyordu zaten ama kimseye söylemeden gitmişti bu sefer. Ona hiçbir şekilde ulaşamamıştım. Özlemişim. Aklıma gelen soruyla "İçeri nasıl girdin? " Dedim. Evde tektim. Anahtarda onda yoktu. Nasıl girmişti içeri? " Annen açtı güzelim. " Dedi sırıtarak. Gelmiş olmalılar o zaman. " Yeni gelmişler o zaman evde yoklardı. " Diye açıklamada bulundum. "Sana hep iyi , hemde kötü haberim var. " Meraklandırmıştı beni. "Kötü olan haberlere alışığım. İyi olandan başla." Diyerek konuşmasını bekledim. "Kendini kaybetmeyeceğine söz ver. " Nefesimş dışarı üfledim , kafamı salladım. "Bak , bu haber hem iyi hem kötü bir haber. Yani nasıl başlasam bilmiyorum. Bana annen söyledi. O sana söylemeye cesaret edememiş. " Susturdum onu. Annemin söylemeye cesaret edemediği tek şey Mete 'ydi. Kesin Mete ile ilgili birşey vardı. "Hemen anlatmazsan kafanı koparacağım. " Diye yalancı bir tehditte bulundum. Yerinde kırdandı. Korku tırmanmaya başlamıştı vücumda. " Mete' nin cesedini bulmuşlar. Bugün defnedilecek. Biliyorum. Bu senin için yeniden bır yıkım olucak. Ama artık onun yanına gideceksin. " Donuk bir ifade ile onu dinledim. İlk sözlerinden sonra gelenleri bir uğultu gibi duymuştum. Selim uzanıp elleriyle gözaltlarımı sildiği zaman ağladığım farkına varmıştım. Yatak altımda dönüyor gibiydi. Mete'nin yanına gidebilecektim. Artık ona manevi olarak dokunabilecektim. Selim beni kendisine çekti ve sarıldı. Başımı boynuna gömdüm ve gözyaşlarım hiç dinmeyecekmiş gibi akmaya başladı. Selim saçlarımı sıvazladı. " Ağla güzelim. " dedi. Artık hıçkırarak ağlıyordum. " Bugün orada olmak istiyorum. Lütfen. Beni götür. " Sesim onlara doğru fısıltıya dönüşmüştü. "Ailesi seni orada görmek istediğinden pek emin değilim. " dedi. Bir acı gerçeği yüzümd vurarak. Ailesi benim yüzümden intihar ettiği için beni sevmiyorlar. " Uzak bir yerden izleyeyim. Ailesi gidince yanına giderim. Bunu bana çok görme. " Kafasını olumlu anlamda salladı. "Teşekkür ederim Selim. " Dedim minnet dolu bir ses ile. "Ben aşağıdayım. Hazırlanıp gel. Seni bekliyor olacağım. " dedi kapıya doğru ilerlerken. Kafamı olumlu anlamda salladım. Kapı kapattığı zaman toparlanıp ayağa kalkmaya yeltendim. Ama olmadı başım dönüyordu. Derin bir nefes çektim. Tekrar kalktım. Banyoya yürüdüm.
Duş alıp çıktım. Hazırlanmama öEn göstermedim. Siyah bir pantolon , siyah bir tişört. Saçlarımı tepeden topuz yaptım. Aşağı inmeleri için ayaklarıma komut verdim. Merdivenlerden inerken annem ile Selim'in birşeyler konuştuğunu gördüm. Ama duyamadım. Görüş alanlarına girince sustular. Selim kolunu bana uzatarak "Gidelim". diyerek beni yönlerdirdi.
Kapıdan çıkıp arabasına yerleştik. İçim daralıyor. Bir el kalbimi sıkıyordu. O günü tekrar yaşayacakmışım gibi hissediyordum. Selim bana güç verirmişcesine omzunu sıktı. Kafamı salladım. Mezarlığa gelinceye kadar hiç konuşmadık. Arabayı mezarlığı görebileceğim ,onların bizi göremeyeceği şekilde park etti. Dua töreninden sonra toprağı kazmaya başladılar. Ama ben gözümü tabuttan alamıyordum. Tek parça halindemiydi , parçalara mı ayrılmıştı ? Hala yüzünde hiç eksik olmayan gülümsemesi var mıydı ? Beni özlemiş midir ? Beni görüyor mu ? Ona dokunmak istiyordum. Hissetmek istiyordum.
Mezar kazma işi bittikten sonra tabuttan cesedi çıkardılar. Hazırladıkları yere yavaş hareketler eşliğinde koyarlar iken , hıçkırıklarımı tutamıyordum. Nutkum tutulmuştu. Beni onu her türlü şekilde görmeyi hayal etmiştim. Ama asla kefenin içinde hayal etmemiştim. Yakıştıramıyordum ona ölmeyi. Öylede olmuştu. Ona ölmek yakışmamıştı. Ona herkesin ihtiyacı vardı. En çok benim.
Herkes dağıldıktan sonra ailesi kaldı bir tek. Annesi yere çökmüş " Oğlum " diye feryat ediyordu. İçimden birşeyler koptu. Onlarda çok özlemişlerdi.
Kimse kalmamıştı. Arabadan inmek için hazırlanırken Selim'e " Yalnız kalmak istiyorum Mete'yle. Lütfen. " Selim kafasını olumlu anlamda salladı. Arabanın kapısını açıp Mete'ye doğru yürüdüm. Ellerim terliyor , ayakta durmakta zorlanıyordum. Mezarın başına gelince diz çöktüm. Toprağı elime alıp sıktım. Neden ? Neden bıraktın beni ? Beni seni affetmeye gelmiştim. Sana sarılmaya , oradan beraber gülerek ayrılmaya gelmiştim. Neden bıraktın ?" Kendimi kontrol edemiyordum. "Neden ,neden, neden?" Artık bağırıyordum. Etrafta olan birkaç kişinin bana baktığını hissedebiliyordum ama umrumda değildi. Yanına uzandım. "Artık sana sarılıp uyuyabileceğim. " dedim. "Yanındayım , güvendesin. " Birin beni çekmesiyle , kafamı o tarafa doğru çevirdim. "Bırak Selim. Özledim onu anlamıyor musun ? " dedim içler acısı sesimle. "Almi , lütfen güzelim. Hadi. Gidelim. O seni böyle görmeyi istemezdi. Seni görüyorsa üzülür. Onun üzülmesini istemezsin değil mi ?" Haklıydı. O üzülmeyi hak eden en son kişiydi. Ama onu bırakmak istemiyorum. Selim beni tutup kaldırdı. Ona yükümü vererek yürümeye başladım. Dizlerimin bağı çözülmüştü. Ayaklarım yok gibi hissediyordum. "Artık mezarı var. Yeni bir mekanım var. Üşümez değil mi ? " Selim kokumu sıktı. "Üşümez güzelim. Üşümez. "dedi iç çekerek. O da Mete'yi özlemişti. Hissediyordum. Herkes onu özlemişti. Ama artık mezarı vardı.
Artık mezarı var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Böyle Bırakma
ChickLit-"Beni böyle bırakma. " diye haykırdı kız. Sevdiği adamı böyle görmeye dayanamıyordu. O güçlü , sert biriydi. Her zaman öyleydi. Şimdi de öyle olması lazımdı. -"Özür dilerim sevgilim. Gitme vaktim geldi. " dedi genç adam. Kanserle daha fazla savaş...