Bölüm 28

1.2K 152 23
                                    

Anlatırken ağlarım diye, anlatmadığım çok şey var.

İlk öldüğünde 16 yaşındaydı. Havanın buz tutmuş yüreğine nispet yapar gibi sıcak ve güneşli olduğu bir gündü.Uyuduğu son huzurla uykunun koynundaydı. Sanki son olduğunu hissetmiş gibi gözlerini sımsıkı kapatmış, uyanmayı reddediyordu.

Sonra odanın kapısı çalınmadan açıldı. İlk defa ve son defa. Uykudan mahmur gözleri babasının düşmanca bakışlarıyla buluştu. Baktı, baktı. Elindekileri suratına çarptığında bile anlamadı Taehyung. Babasını ilk defa böyle görüyordu. Ona kıyamayan, saçını okşamaya doyamayan adam yoktu karşısında. Düşmandı,düşmanıydı.

Korku beynindeki hücreleri yumruklamaya başlarken zorlukla yatağın üzerine dağılan fotoğraflardan birini eline aldı.Kahretsin. Korku ve utanç birleşmiş , kaskatı olmuş bedenini titreme aldı. Onun fotoğraflarıydı. Onun sevdiği adam istedi diye hiç düşünmeden attığı fotoğraflarıydı. Yanlış görüyor olmak istedi. Bunu ona yapmış olmasındı, olamazdı. Yapmıştı.

Hiçbir şey söylemedi. Keşke söyleseydi. Keşke vursaydı. Ama öylece bakıp,susmasaydı. O sustu, Taehyung hayallerini astım. O sustu, Taehyung bileklerini kesti. O sustu, Taehyung öldü.

Sustu ve öylece ölümünü izledi babası. Sormadı ona. Hiçbir şey sormadı. Sesini bile duymak istemedi belkide. Gerçi sorsa ne söyleyecekti ki babasına?

Taehyung, onu dinlemeden hayatından çıkardı diye ona nasıl kızabilirdi ki? Oğlunun cinsel yönelimini anlatsa bile anlamak istemeyecek adam,bunu saçma sapan fotoğraflarla öğrenmişti. Hemde koskoca bir okul dolusu insanla. İtibarının sarsıldığını falan düşünüyor olmalıydı. Şuan düşündüğü en son şey bile Taehyung değildi.

Tek bir cümle,tek bir nefes çıktı ağzından; Senin gibi oğlum olduğu için kendimden utanıyorum. Taehyung'un suratına bir pislikmiş gibi bakıp odadan çıktı. Darbeleri tek tek kalbine indi. O an çaresizliği tattı. Dili lal oldu. Olduğu yerde yığılıp kaldı. Sonra annesi ağır adımlarla yanına yürüdü. Başını yukarı kaldırıp , gözyaşlarının akmasına izin vermedi. Taehyung'a baktı ve zorlukla gülümsedi. Yanağını okşayıp, kulağına fısıldadı;

"Sen ne olursan ol,kim olursan ol benim oğlumsun. Seni çok seviyorum. Bunu unutma olur mu?"

Biliyordu. Oğlunu gördüğü son gün olduğunu biliyordu. Onu diri diri gömeceklerini biliyordu. Kendince veda ediyordu Taehyung'a.

Öyle de oldu. Babası ertesi gün herşeyini eline verip beni tek başıma Seoul'e gönderdi. Oğluymuş,buna yapacak birşeyi yokmuş. O yüzden tüm masraflarını karşılarmış. Taehyung onların oğluymuş ama onlar artık onun anne ve babası değillermiş. Göremezmiş onları. Göremedi de.

Taehyung ilk defa 16 yaşında öldü. 4 duvar arasında tek başına ağladığı o gün, o çok sevdiği bileğine ilk kırmızı çizgiyi atarken öldü.

İlk ölüşü o gündü belki ama son olmadı.


_______________________Moon__________________

Moon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin