"Çıldırmış olmalısın Arthur..."

25 14 0
                                    

     Sonsuza kadar yaşamaya çalışan, küçük aptal kız,Biraz zevk için ruhunu sattı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

     Sonsuza kadar yaşamaya çalışan, küçük aptal kız,
Biraz zevk için ruhunu sattı.
Ve eğer görebilirsen kızın gözlerinde ki bakışı, mükemmel bir koyun maskesinin altında hain kurt var.
Ve kız biraz yaşlanmış gibi, Jennie'ye bir bak.
Artık 90'nında, hala 19 gibi gözüküyor...
Ve yapmayı bildiği tek şey hayatta kalmak.
Şimdi ise ağlıyor çünkü ölemiyor.
   

-Medya

"Hiçbir zaman benim üzerimde ki etkisini unutmadım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hiçbir zaman benim üzerimde ki etkisini unutmadım. Her gece çığlıklar ile uyanmama sebep olan dokunuşları ve neyim olduğunu sorduklarında bana attığı tehditkar bakışları. Herkesin gözünde ki güçlü kız olmaktan çok bıkmıştım oysaki. Ben de diğerleri gibi olmak istiyordum. Şimdi bile kendimi ne kadar güçlü gibi gözükmek için sıktıysam, kendim olamıyorum. Zaten her gün annesi acı çekerken kendi olarak kalabilen bir insan olduğunu sanmam. Ama siz, siz o kadar büyük bir iyilik yaptınız ki... Size ne kadar teşekkür etsem az. Bugün ve bundan sonra yaptığım her iyiliği sizi düşünerek yapacağım. Dualarım hep sizinle olacak." dedi kız gülerek ama kalbinde ki hançerin parıltısıydı gözlerinde ki. Gözler kalbin aynasıydı ama her parıltı güneş ışığı demek olmuyordu.

Arthur düşündü, ne kadar da ilgiye ihtiyacı vardı minik bir sevgiye. Kim bilir Mikolas da arayıp da bulamamıştı belki. Ondan dı o çocuğa karşı siniri ve öfkesi. Belki de hala bu yüzdendi Lisa'ya ya da başka bir kıza dokunduğunda kıskanması.

Arthur bunun saçma olduğunu biliyordu ama Jennie'nin Mikolas'ı kıskanması onu üzmüştü. Ne olmuştu ona tek bir günde?

Keşke biri çıksa da ona hakettiği sevgiyi verse. Keşke onu sevgiye boğacak biri çıksa ve kendini utanmadan gösterebilse diye düşündü adam.

Jennie tebessüm edip burukça bakarken adam sesinin titremesine engel olamadan konuştu. "Bu bizim görevimiz. Daha önceden haber verseydin, daha önce o adam hapiste olabilirdi. Tabiki onları tam o anda basmak en mantıklı şeydi ama... Neyse ki baban Cinayete teşebbüsten en az 5 yıl yatar. Ama biz yine ifadenizi alır bunun üstüne birkaç yıl daha ekleriz." dediğinde kızın bakışlarından kaçmaya çalıştı.

Gülen kız yüzünü yere eğdi ve daha ne olduğunu anlamadan göz yaşlarına boğuldu. Her ne kadar sessiz bir ağlayış olsa da bu Arthur'u çok üzdü. İçine içine ağlayan kız'ın göz yaşları adamın kalbinde ki çöle serap oldu birden.

Adam dudakları titrerken kızın yüzüne bakmak için eğildi. Ağlaması ile ıslanmış kıpkırmızı dolgun dudakları titriyordu. Adam istemeyerek dudaklarını yalarken kızın dudaklarına bakmamaya çalıştı. Ancak kızın her bir zerresi yutkunmasına neden oluyordu. Kızın gerdanına kayan gözlerini telaşla çekip konuştu.

"Neden ağlıyorsun?" dediğinde kız konuştu. "Çünkü bu gerçek olamayacak kadar güzel. Bunların hemen bitmesini ve eve gidip kapıyı sonuna kadar açarak uyumamı dört gözle bekliyorum. Bu benim için rüya gibi bayım. Aslında bir başkasına göre isteyerek yaptığı bir şey bile değilken, bana göre gece annesi ile korkmadan oturmak, ışıkları açık uyumak ve kapının sonuna kadar açık olması öyle büyük bir lüks ki..." dediğinde adamın gözleri doldu.

Bedeni ondan habersiz hareket ederken kocaman eli ile kızın yüzüne düşen bir tutam saçı, yüzünü avuçlar gibi çekti. Eli hala alev alev yanan kızın yüzündeyken kızın yüzüne yaklaştı ve bir şarkının en güzel yeri gibi konuştu. "Elimden geldiğince mutlu olman için çabalayacağım." dediğinde kız utanmıştı ama umursamadı.

"İyi ama neden?" dediğinde Arthur omuz silkti ve kızdan uzaklaştı. "Bilmiyorum. İnan bana hiçbir fikrim yok. Belki de polislik iç güdüsü." dediğinde Jennie gülümsemiş ve çıkışa ilerlemişti.

"İyi geceler bayım. Minnettarım." dediğinde adam yüzüne bakmamaya çalışmış ve gitmesini beklemişti. Karanlık odada tek başına kalan adam kendini bir koltuğa atmış ve yüzünü elleri ile kapatıp söylenmişti.

"Çıldırmış olmalısın Arthur..."

   
 

   

         Mikolas etrafta ki herkesi sorgular bir şekilde süzdü. Gözleri yere bakan yeşil gözlü ve turuncu saçlı kızda asılı kaldı gözleri. Adı Bethony olan bu kız oldukça utangaç görünüyordu. Uzun saçlarını eli ile ittirdi ve siyah elbisesinin pilesini değiştirip ayağa kalktı. Onlara doğru gelen Jennie'nin yanına gitti ve utangaç bir şekilde sordu.

"Polisin odasını tarif eder misin rica etsem?" dediğinde Jennie tedirgin ve soğuk bakışlar atmış ve yeri tasvir etmişti. Bethony dolu gözler ile etrafa bakarken ne kadar da sönük bi tip olduğunu fark etti. Aslında kimse tarafından sevilmeyen ama ayak işleri için kullanılan grupta olmasına rağmen tek takılan kişiydi o.

Bir zamanlar Lisa ile arkadaş olmuştu ama pek anlaştıkları söylenemezdi. Bu yüzden kısa süren arkadaşlıkları hep içinde ukte kalmıştı.

Jennie'nin bahsettiği yere geldiğinde yanakları al al olmuştu. Cılız elini yumruk yapmış bir şekilde kapıya vurdu ve içeriden gelen izin verir ses ile içeri girdi. Sigara kokan odayı havalandıran ve saçları dağılmış Arthur yine kıravatını bir tarafa atmış ve kendini rahat edeceği bir pozisyona sokmuştu.

Aslında bir merak ile Jennie'yi bekleyen adam karşısında Bethony'i görünce şaşırmıştı. Odasının sürekli misafirinin Jennie olmasını tercih ederdi oysa. Gelen kıza içeri girmesini işaret edip koltuğa oturdu.

Kız mırıldanır gibi konuştu.
"Bendim, Anastasia'nın dolabına o notları yazan kişi bendim." dediğinde Arthur güldü.
"Seni dinliyorum."


"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
LOUDER THEN BOMBS (Genç kurgu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin