"Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu..."İnsanın yüreğine sevda düşerse, duyduğu bir kelimeye bin anlam yüklermiş. İnsanın yüreğine sevdasından sebep yara düşerse duyduğu bin kelimeye bir anlam yüklemekten korkar hale gelirmiş.
Yıldız ile Kuzey'in arasında geçen o konuşmadan sonra Yıldız koşar adımlarla eve gelmiş kapıyı kapatmış ve sırtını kapıya dayamış vaziyette yere çöküp kalmıştır. Elini göğsüne götürüp 20 yıldız hiç çıkarmadığı pusulasına bakmıştır.Yıldız: Sakın Yıldız, sakın...
Aşk değil onunki, vicdan azabı. O senden af diliyor ama sevdiğinden değil, vicdanından. O seni severek gitmedi burdan. Kendi söyledi duymadın mı bekleyenim vardı yıldız sevdiğim yoktu dedi.Yıldız kendi kendine konuşurken merdivenlerden Nahide iner. Evinin anahtarını unuttuğu için dönmüştür o da ama Kuzey ile Yıldız'ı bahçede görünce konuşmanın bitmesini beklemek için eve girip beklemiştir.
Nahide: Bekleyeni vardı sevdiği yoktu da madem, ne diye o kadına dokunduğunda kendisini sorumlu hissetti? Geri dönmek istedi? O kadın hamile olmasaydı geri üstün geri dönecekti nişanlısının yanına
Yıldız: Geri dönmek istedi ama başka kadına dokunduğu için vicdan azabı çektiğinden geri dönmek istedi. Sevdiğinden değil yenge
Nahide: Gönül bağı kuramadığın hiç kimseye karşı sorumlu hissetmezsin kendini
Yıldız: Onunki gönül bağı değil (pusulasının içinden çıkardığı alyansı gösterir) yüzük bağı!
Nahide: (kendi yüzüğünü parmağından çıkarır) Ahanda koparmak bu kadar kolay bu bağı benim bacım ne diye çıkarıp atamadı da pişman oldu
Yıldız: Ya yenge sen ne söyleyeceksen büsbütün söylesene
Nahide: Kuzey burdan giderken sana aşık olup olmadığından duygularından emin değildi, Sana değer veriyordu ama adı aşk değil sanıyordu. Çünkü sürekli dip dibeydiniz. Senin gibi sevmiyordu seni bu doğru. Ama İstanbul'a gidince seni sevdiğini anladı, seni özlediğini, başka birine dokununca sorumluluk hissettiğini o da anladı. Ama demek ki hamilelik işin içine girince dönemedi olan bu Yıldız.
Yıldız: Senin bu söylediklerin, bana karşı aşık olmadığı halde parmağına yüzük taktığı gerçeğini, İstanbul'a gittiğinde benle nişanlıyken, başka kadına dokunduğu beni aldattığı gerçeğini değiştiriyor mu peki
Nahide: Ya sen ne celalleniyorsun. Ben sana olanı biteni sineye çek mi dedim? Ben sana Kuzey'in af dilemesinin sebebi SADECE VİCDAN AZABI DEĞİL DEDİM. Ne dedim?
Yıldız derin bir nefes alır ve sessizce
Yıldız: Sadece vicdan azabı
Kuzey'in evinde ise derin bir sessizlik vardır. Gökçe ve Mine odasındadır. Gökçe babasına olan sinirinden ağlıyor Mine de onu sakinleştirmeye çalışıyordur. Feride kızların arasında en sakin en olgunudur. Babasının Yıldız ile konuşmasından dolayı gergin olduğunu fark edince ona bir kahve yapıp götürür
Feride: Al babacım, afiyet olsun.
Kuzey kahveyi alır, sehpaya koyar.
Kuzey: Bazen senin hastanede karıştığını falan düşünüyorum biliyor musun?
Feride gülümser ve babasına dönerek
Feride: O niye babacım?
Kuzey: diğer iki keçi aynı benim gibi, inatçı halden anlamaz hırçın. Ama sen öyle misin? Naif bir çiçek gibisin güzel kızım
![](https://img.wattpad.com/cover/208695927-288-k266754.jpg)