Bu ufak giriş bölümünü olayların nasıl başladığını daha rahat anlamanız için buraya bırakıyorum, ana karakterlerimiz bu bölümde yok fakat geliyorlar, umarım onların hikayelerini seversiniz.
✰
Gece, güneşin kucağına düşüp erimeye hazırlanırken iki eski dost neden bu depoya çağırıldıklarını merak ediyorlardı. Etrafta kuru bir sessizlik kol gezerken bu sessizliği bir bıçak gibi kesen yağmur damlalarının gürültüsü her yerdeydı. Bu eski, boş depoyu aydınlatan tek şey yıpranmış tahta masanın üzerine sarkıtılmış cansız bir sarmaşık gibi sallanan sarı ışıktı. Teşkilattan üç kişi, ellerinde kalın dosyalarla gelmişlerdi. Dosyaları yavaşça masaya attılar ve bıyıklı olan boğazını temizledi.
"Sizi buraya çağırdım çünkü ilk defa bu kadar büyük bir olayın içerisindeyiz."
İki eski dost birbirine göz ucuyla sakin fakat yorgun bir ifadeyi ağırlayarak baktılar. Ardından bıyıklı memur devam etti.
"Dosyaları incelersiniz. Çok büyük bir baron. Yüze yakın çetesi bile olabilir diye düşünüyoruz. Bu kadar ciddi bir işe girişip yardım etmeyi kabul edecekseniz gruplarınızı birleştirmenizi istiyoruz. Eğer kıvırabilirseniz size teşkilattan büyük bir destek de olacak."
Adil Karameşe, gözlerini memurun üzerinden çekip boşluğa çevirdi. Zihninde yıllar uçuşuyordu. Yılları günler, günleri çocukların simaları kovalıyordu. Düşündü. Bu grubu neden oluşturmuştu? Kendisi bir polis olamayacak olsa bile onun canını kurtaran polis teşkilatına bir şekilde yardımcı olmak istemişti. Yıllardır bu böyle ilerliyordu. Evet, bu çok büyük ve tehlikeli bir işti fakat çocuklar yeterince eğitimliydi. Düşünceleri hızla aklında süzdü. Sonunda analizini tamamladığında bakışlarını boşluktan kurtarıp dostu Metin'e çevirdi.
Metin Oltu, kötü bir adam değildi fakat parayı çok severdi. İşin ucunda destek olacağını duyduğu an fikri kesinleşmişti bile. Bu işe girişecekti.
"Kararınızı verdiniz mi?" dedi bıyıklının yanında duran renkli gözlü memur.
"Ben varım." Metin Oltu tekrardan eski dostuna baktı. Ve Adil Karameşe de başını sallayarak ona katıldı. "Ben ve çocuklarım da varız. Her zaman size yardım etmek için hazırız."
İkisi de farkındaydı ki bu iş zorsa en az bu iş kadar zor olan diğer bir şey de aynı amaç uğruna çabalayan fakat iki ayrı galaksi kadar uzak olan bu iki grubu birleştirmek olacaktı.
Fakat bilmiyorlardı. Gecenin karanlığında gökyüzünde asılı duran yıldızlar gibi parlayan bu yedi kişi, beraber olduklarında sabahın ilk saatlerinde bile güneşe eşlik ederek ışık saçmaya devam edeceklerdi.
✰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SABAH YILDIZI
ActionGece düştü. O gün, gece sona ermedi; güneşin kucağına düştü. Güneş geceyi yaktı, kavurdu, kül etti ve sabahı misafir eden gökyüzüne bulut olarak astı. O gün, gecenin cesedi sokaklara yağmur taneleriyle beraber durmadan dökülürken bir daha hiçbir şe...