İyi okumalar :)
✰
Sabahın ilk saatleriydi, güneş yeni uyanmış ve boynuna doladığı ilmekle kendini gökyüzünün ortasına asmıştı fakat çığlık gibi yere dökülen yağmur damlalarından bu belli olmuyordu. Adil neden bu kadar erken gelmiş, neden bizi gürleyerek uyandırmıştı hiçbir fikrimiz yoktu. Adil'den önce uyanık olmama rağmen üzerimden atamadığım uyku sersemi bakışlarımı Batuhan'a çevirdim. Tek gözünü kısmış, elleriyle saçlarını karıştırıyordu. Kısacası ayılmaya çalışıyordu.
"Ne bu sabah telaşı böyle?"
İlk cümleyi dudaklarından serbest bırakan kişi Eymen olmuştu. Adil gözlerini hızlı fakat telaşsız bir şekilde teker teker üzerimizde gezdirdi. Ardından siyah deri kayışlı saatini taşıdığı kolunu kaldırdı ve kirli sakallarını sıvazladı.
"Sizi uyandırdım çünkü bugün her şeyin değişeceği gün. Önemli bir dosya var."
Kaşlarım istemsizce çatıldı. Batu'nun da tek kaşı sorgulayıcı biçimde kalkmıştı.
"Bizi böyle apar topar kaldırdığına göre hem acil, hem de bu işi çaylaklar halledemez. Yanlış mıyım?" Ses tonum olması gerektiğinden biraz daha fazla sertti. Duyan herkes kolaylıkla gergin olduğumu anlayabilirdi.
Adil başını salladı.
"Tehlikede mi olacağız?" Sorunun sahibi Eymen'di.
"Siz her zaman tehlikedesiniz, Eymen. Sadece bu seferki biraz daha farklı. Daha zor, daha ciddi ve diğerlerine göre daha farklı şartlarda çalışacaksınız."
Bakışlarımı yere çevirdim. Batu hiç konuşmamıştı. Kafasında değerlendiriyor olmalıydı. Her zaman en geç tepkiyi o verirdi.
"Daha farklı şartlar?"
Batu ilk sorusunu sormuştu. Adil, üzerinde saç olmayan başını birkaç kez ovaladı ve bakışlarını salonda gezdirdi.
"Oturun, çocuklar. Birazdan söyleyeceklerimin hoşunuza gitmeyeceğini biliyorum fakat beni tamamen dinleyene kadar hiçbirinizin salondan çıkmasını istemiyorum."
Birkaç saniyelik bir sessizlik odayı avucunun içine aldı ve hepimizi kıstırdı. Ardından koltuklara oturduk. Adil de oturmuştu.
"Metin'in grubuyla çalışacaksınız."
Batu ondan beklenmeyecek şekilde fevri bir hareket yaparak hızla ayağa kalktı.
"Ne? Ne dediğinin farkında mısın sen?"
Adil de ayağa kalktı ve Batu'nun karşısına dikildi.
"Farkındayım, Batuhan! Ama bunu yapmak zorundasınız, beni anlıyor musun? Teşkilattan özel istek geldi. Sabahın dördünde Metin'i de beni de çağırdılar ve dosyayı gösterdiler. Koskoca polis teşkilatı ilk defa biz yardım götürmeden sizi seçti çünkü özel ve eğitimli gençlersiniz, ergenlik döneminden çıktınız; duyuyor musunuz beni? Bu iş bir rekabet değil, Metin benim dostum ve o da bu grubu benden örnek alarak bile olsa, insanlığa yardım etmek için kurdu. Sizin bu işi saçma bir yarışa ve düşmanlığa çevirmeniz burada olma amacınızı unutturmasın. Hepiniz ne durumlardan çıkarak buraya geldiniz, bunu da asla unutmayın!"
Geldiğinden beri tüm tedirginliği aslında yüzünden ve hareketlerinden rahatlıkla okunabilen Adil, Batu'nun çıkışıyla beraber patlamıştı. Batu ona sertçe bakmaya devam etse de konuşmadan yerine oturdu. Adil hâlâ ayaktaydı. Derin bir nefes verdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/218981502-288-k755440.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SABAH YILDIZI
ActionGece düştü. O gün, gece sona ermedi; güneşin kucağına düştü. Güneş geceyi yaktı, kavurdu, kül etti ve sabahı misafir eden gökyüzüne bulut olarak astı. O gün, gecenin cesedi sokaklara yağmur taneleriyle beraber durmadan dökülürken bir daha hiçbir şe...