"Gerçekten inanabiliyor musun?" Sinirle gülerek ellerimi saçlarım arasından geçirdim. Aşağıdakı tüm gürültü sanki kafamı yumrukluyor gibiydi, beynimde dönen görüntüler bir fırtına gibi etrafımı sarmıştı.
"Sadece on beş gün oldu, Betty. Ama şimdi onu başka bir kızla odaya çıkarken görüyorum." Gözlerim dolarken hayal kırklığı yine beni en dibe batırmıştı.
"Onun nasıl biri olduğunu biliyorsun."
Gözlerim dolu bir şekilde odanın içerisinde turlarken başımı olumsuzca salladım. "Bilmiyorum, o eskiden böyle değildi. Şimdi nefret edeceğim kişiye dönüştü."
Pencereye adımlayıp bahçedeki insanlara ardından bulutlar ile kaplanmış tutkun gökyüzüne baktım. Müthiş bir şekilde canım yanıyordu, ayrılmıştık ama onun bu kadar çabuk geri çekileceğini düşünmemiştim. İki hafta geçmiş olabilirdi, sadece benim gibi üzüntü içinde olacağını düşünmek istemiştim.
"Ama belki de temizlendin?"
Yanıma geldiğinde "Ne?" Dedim başımı yüzüne doğru çevirerek.
"Sana zarar veren, yalan söyleyen insanlardan temizlendin. Zayn'in bundan sonra kendine bile saygısı yok, nasıl başkalarına saygı ve ya sevgi göstermesini beklersin ki?"
"Aptallık olur değil mi?"
Başını yavaşça salladı bana sarılırken. "Ama sen çok akıllı bir kızsın, daha iyi bir adamı hakkediyorsun."
Bedenimi yavaşça geri çekerek dolu gözlerimi elimin tersi ile sildim. "O zaman artık aşağı inelim, Brain sarışın kızla bunalıyor olmalı." Gülerek beni onaylamıştı odadan çıktığımızda. "Brain çok masum ama kız oldukça vahşi."
Betty ile birlikte aşağı indiğimizde onun arkasından yürüyordum gözlerim başka bir noktaya takılı kalana kadar. Bahçenin camından süzülen yağmur damlacıkları arkasında Zayn ve bizden oldukça büyük gözüken birisi vardı. Hap almıştı ve uyuşturucu sarıyorlardı.
Beynimin içerisinde tehlike çanları çalarken ayaklarım olduğu yerde durdu. Aşırı doz alıyordu, ona zarar gelmesinden korkuyordum. Hala sevgim ve endişem beni ona doğru itmeye yetiyordu. "Sikeyim!" Kendime kızarken ayaklarım onlara doğru yürümeye başladı.
İnsanlar yağış yağmaya başladığı için içeri geçmişlerdi. Islak zemine ayak basarak yanlarına vardığımda ikisinin de gözleri benim üzerime dönmüştü. Adama bakarak kollarımı göğüsümde bağladım ve tek kaşımı yukarı kaldırdım.
"Şu an buraya polis çağırıp seni ihbar etmek çok ilgi çekici geliyor."
Adamın yüz ifadesi değişirken beni kolumdan sertçe tuttuğunda acıyla ile inlemiştim, ardından bir saniye sonra Zayn onu sertçe geriye iterek yüzüne yumruk geçirmişti. Adımlarım gerilemeye başlarken şiddetlenmeye başlayan yağmur üzerimi ıslatıyordu.
Onu geriye iterek kovduğunda bana doğru yürümeye başladı. "Ne yaptığını sanıyorsun, Aurora?"
"Artık uyuşturucu almayı bırakmalısın, gözlerinden haberin var mı senin?"
Kan çanağı olmuş yorgun gözlerine bakarken tembel bir şekilde gülümseyerek ellerini ön ceplerine yerleştirdi. Karşımda duruyordu ve tüm kusurları ile beraber bile ışıldıyordu.
"Benimle artık konuşmak istemediğini sanıyordum?"
"Ben sadece insanların bilerek kendilerine zarar vermesinden nefret ediyorum, bu yüzden onları şimdi bana ver." Avuç içimi açarak ona doğru uzattım ve başı dik bir şekilde ayağımla yerde ritim tutarken beklemeye başladım.
Alnına düşen ıslak saç tutamlarını geriye iterken mahvolmuş bir şekilde gülümsüyordu. Bir elini cebinden çıkardığında sarılmış ot parçalarını ve beyaz hapları elimin içerisine bıraktı yukarıdan. "Teşekkürler." Samimiyetsiz bir şekilde gülümseyerek hepsini yere attım ve ayakkabımın topuğu ile toprağa karışana kadar ezmeye başladım.
"Yalan söylediğin o kadar bariz ki."
Kaşlarım çatılırken başımı yerden kaldırarak yüzümü izleyen gözlerine baktım. "Ne?"
"Beni sevmediğini söylediğinde yalan olduğunu haykırıyor gibisin." Islak ve uzun kirpiklerinden akan küçük damlacıklara bakarken kalbimin sarsıldığını hissediyordum. "Ne önemi var?" Fısıldarken alt dudağımı ısırdım.
"Benim için bu dünyadakı her şeyden önemli."
Cevabı ile alayla gülümseyerek gözlerimi başka noktaya çevirdim. Aldığım her nefes ile göğüs kafesim bıçak ucu ile kesiliyor gibiydi, mükemmel bir aşk acısı yaşıyordum. "Senin için önemli demek ama bizi unutman tek bir geceye bakıyor. Bunu aşk mı sanıyorsun?"
Gözlerimi yeniden üzerine çevirdiğimde kendimi bırakmış ve yüzüne doğru bağırmıştım. Kırmızılar içerisinde parlayan ela gözleri hüzünü içerisine haps ediyordu.
"Ayak parmak uçlarımdan başıma kadar nasıl bir pislik olduğumu biliyorum, kendimi tanıyorum." Başını sallayarak konuştu, hepsini kabul ediyordu. "Bizi kuraklık içerisine çekerek tüm güzel anılarımızı da öldürdüğümü biliyorum."
Dudaklarımı bir birine bastırarak sızlayan gözlerimle başımı olumlu anlamda salladım. Onu bu kadar çok severken beni kendinden uzak tutmuş gibiydi. İstesem bile yaklaşamıyordum, her seferinde etrafına darbeler atıyordu. Ben de onların içerisinde zarar çeken kişi olduğumu biliyordum.
"Ama şu an burada beni sevdiği ve benim için endişelendiğini bilmek bile derince nefes almam için bir neden."
Yutkunarak gözlerimi ıslak çimler üzerinde tutarak onları inceliyordum, benim için derince nefes almak zor geliyordu. "Beni hayata döndürüyorsun, Aurora." Kadifemsi sesi ile fısıldadığında gözlerimi ağır bir şekilde bana sevgi ile gülümseyen yüzüne çevirdim.
Ona sarılmak istiyordum ve yaralarını sarmaya devam etmek ama ben bile onun açtığı yaralar içerisindeyken bunu yapmak imkansızdı.
"Hadi içeri geç ve kurulan. Hasta olma."
Önümden çekilerek konuştuğunda son kez yüzüne bakarken adımlarımı cam kapıya doğru yönlendirdim.
Yağmur sağanak bir şekilde üzerimize yağarken ben temizlenmemiştim, boğulmuştum en dipte.
~~~
Uzun zaman sonra bu hikayem için bölüm geldi, umarım yorum yaparsınız siz de. Yorumlar gerçekten çok az, yorumlar çok olduğunda yazmak için hevesim oluyor.
Ve umarım medyadakı şarkı ile okudunuz böülüm.
Sizleri seviyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒜𝓊𝓇ℴ𝓇𝒶 ✨ ℳ𝒶𝓁𝒾𝓀
Fanfiction"Lütfen bekleme sevgilim bu gece eve gelmiyorum, harab olmuş durumdayım." zayn malik fanfiction.