Sınır 40 oy ve 20 yorum. Medyadakı şarkı ile okumanızı tavsiye ederim.
~~~
Bacaklarımı hafifçe sallayarak oturduğum hurda arabanın üzerinde biramdan bir yudum aldım. Arkamdakı terkedilmiş alanda küçük araba yarışları dönüyordu. Derin bir nefes alarak gökyüzünde parlayan yıldızlara baktım.
Tam olarak dört gündür onu görmüyordum ve ya ondan kaçıyordum. Konuşmak için eve gelmişti ama babam onu geri göndermişti.
Onunla konuşmak istemiyordum, onun için verdiğim tüm savaşlar içerisinde sırtıma en yakın arkadaşımla bıçak saplamıştı.
"Geldiğin için tüşekkür ederim." Brain araba üzerine çıkarak yanıma oturduğunda kollarımı boynuna sarıp ona kısaca sarıldım.
Geri çekildiğimde yüzünü inceleyerek yutkundum. Sağ gözünde morluk izi ve dudağında küçük bir bant vardı.
"Tabii ki geleceğim, sen benim arkadaşımsın. Seninle konuşmaya ihtiyacım var üstelik."
Birayı ona uzattığımda itiraz etmeden almıştı. Gözlerimi yeniden karşıma çevirdiğimde o soruyu sormaktan kendimi alı koyamamıştım.
"Sen biliyor muydun?"
Aradan geçen birkaç saniye ardından sesini duydum. "İnan ki haberim yoktu. Ben bunun için gerçekten üzgünüm."
"Üzgün olması gereken sen değilsin. Yaptığı tüm pislikler, ikimeze de yaptığı bokluklar için üzgün olması gereken o!" Derin bir nefes aldım ve biradan küçük bir yudum aldım. "İnsanları kendinden uzaklaştırıp her şeyi mahvetmede üzerine yok. Onun için ikimiz de savaş verdik ama değmeyeceğini anladık."
Kalbimin ne kadar kırık olduğunu tarif edecek bir kelime yoktu. En güvendiğim iki insan tarafından ihanete uğramıştım.
"Seni eve bırakmamı ister misin, geç oldu?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım ve hafifçe gülümsedim. "Beni sorun etme, burada iyiyim. Arkadaşlarının yanına dönebilirsin."
Birkaç saniye bana baktıktan sonra kafasını salladı ve destek amaçlı bacağımı hafifçe sıkarak arabanın üzerinden atlayıp indi. Arkadakı gülen ve eğlenen arkadaşlarının yanına ilerlerken kafamı tamamen yukarı kaydırdım.
Karanlık gökyüzünde ay tüm yıldızları gölgede bırakacak şekilde parlıyordu. Gecenin tüm ışıltısı altında kalbimin daha çok acıdığını hissediyordum. Gözlerimden düşen birkaç damlama ile parmaklarımı ıslak yanaklarıma götürdüm.
Tüm hüzünüm her nefesimde geceye karışırken boş şişeyi göz devirerek yere attım. Burnumu hafifçe çekerek ellerimi arabanın üzerine yasladım ve gözlerimi etrafta usulca gezdirdim.
Aniden arabadakı haraketlenme ile başımı yan tarafıma çevirdiğimde onu tam olarak yanımda gördüm. Hızlıca deri ceketimi alarak arabadan ineceğim sırada bileğimi tutması ile sinirli gözlerimle yüzüne baktım.
"Sadece konuşmak istiyorum."
"Ama ben seninle konuşmak istemiyorum, Zayn!"
Kolumu kendime çeksemde bırakmayarak gözlerime ela gözleri ile baktı. "Lütfen." Hafifçe fısıldadığında birkaç saniye gözlerine baktım. Bir süre sonra derin bir nefes alarak eski yerime oturdum.
"Çabuk ol!"
Onunla aynı yerde olmak istemiyordum, sadece konuşmasını dinleyecek ve ardından gidecektim.
"Biz ayrıldık mı?"
Kadifemsi ve kırılgan sesi ile konuştuğunda gözlerimi yüzüne çevirdim. Karşıya bakıyordu ve gözlerinde derin bir hüzün vardı.
"Ayrıldık."
Dudaklarımı bir birine bastırdım. Bunun sebebi tamamen oydu.
Dolgun dudakları yavaşça aralanırken arabanın üzerinde geriye uzandı. Kaşlarımı hafifçe çatarak yüzüne baktım. Gözleri kapalı bir şekilde konuşmaya başladı.
"Nasıl hissettiğimi biliyor musun?"
"Nasıl hissediyorsun?"
Bu konuşmanın içerisine nasıl girdiğimi bile bilmiyordum. Gözlerim şekilli yüzünde ve uzun kipriklerinin yanağına vuran gölgelerinde gezindi.
"Kaybolmuş. Üzerime doğan bir güneş yok. Yolun sonunda elimi uzatacağım küçük bir ışık yok. Kendimi tamamen dibe vurmuş hissediyorum, Aurora."
Göğüs kafesimin daraldığını hissederken hafifçe gülümsedim ve kafamı salladım. "Peki sen benim nasıl hissettiğimi biliyor musun?"
Gözleri hafifçe aralanırken gözlerimi bulduğunda dudakları da aynı ahenkle birlikte aralanmıştı. "Nasıl?"
"En yakınını kaybetmiş gibi, sanki o ölmüş ve tamamen hayatından silinmiş gibi hissediyorum. Umarım o kişinin kim olduğunu biliyorsundur!"
Gözlerimi hafifçe kıstığımda kucağımdakı deri ceketi tutarak ellerimi arabanın üzerine yasladım kalkmak için. Yükselerek kollarını etrafıma sardığında kaşlarımı çatarak geri çekilmeye çalıştı.
"Özür dilerim."
Kafasını saçlarım arasına gömerek konuştuğunda titrekçe bir nefes alarak burnuma dolan kokusu ile dudaklarımı ıslattım.
Verdiği ağır nefesler boynuma çarparken hafifçe geri çekildi ve kucağımdakı ellerimi sıkıca tuttu.
Gözlerimi kaldırarak ela gözlerine çevirdiğimde tüm yelkenleri suya inmiş bir şekildeydi. Dudakları titrek bir şekilde aralanırken yavaşça fısıldadı.
"Beni seviyor musun?"
Beklenti ile gözlerimin içerisine bakarken gözlerim yavaşça parlak gözleri üzerinde gezindi. Ellerimi yavaş haraketlerimle elleri üzerinden çekmiştim.
"Hayır, sevmiyorum."
Gözlerinin içerisine bakarak yanıtladığımda boşluğa düşmüş bir şekilde bana bakıyordu. Ceketimi tek elimle tutarak ayağa kalktım ve araba üzerinden zıplayarak indim.
Deri ceketimi üzerime giyerek saçlarımı içerisinden çıkarıp onu arkamda bırakarak yürümeye başladım.
Eğer doğruyu söyleseydim onu arkamda bırakmak bu kadar kolay olmazdı.
~~~
Umarım bölümü sevmiş ve şarkı ile birlikte okumuşsunuzdur.
Sizleri seviyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒜𝓊𝓇ℴ𝓇𝒶 ✨ ℳ𝒶𝓁𝒾𝓀
Fanfiction"Lütfen bekleme sevgilim bu gece eve gelmiyorum, harab olmuş durumdayım." zayn malik fanfiction.