BÖLÜM 2 "Özlem Yangının Külleri"

26 2 0
                                    

“Özlem Yangının Külleri;
Geleceğin Kapısı Geçmişin Anahtarıyla Açılır”

2.BÖLÜM

‘‘Bir yanım kendimi kolluyor, bir yanım seni… Ben benimle savaşıyorum seninle değil.’’
‘‘Can Yücel’’

======

*** Incheon Havalimanı***

‘‘Chae Min !… Chae Min!.. Uyan artık geldik…’’ Ah Young ne kadar seslense de fayda vermiyordu, tabi bu arada; ‘’13 saat fal taşı gibi aç gözlerini, uçak Kore’ye inince kütük gibi uyu Chae Min … ya uyansana ’’ söylenmelerini sıralamaya devam ediyordu.

Bütün yolcular uçaktan inmiş yanındaki hostes ile birlikte arkadaşını uyandırmaya çalışıyordu. Bir yandan hostese mahcup bir ifade ile bakıp göz ucuyla kızı süzerek ‘‘gerçekten özür dilerim ’’ demeyi de ihmal etmiyordu. Belli ki hostes öfkesini sırıtışının altında gizliyordu ve her an patlayabilirdi. Tam o ona doğru uzanırken ayağı takılıp düştü Chae Min’in üzerine ve acıyla yerinden fırladı Chae Min , iki eliyle karın boşluğunun aşağısını tutarak …

Jong Ah Young arkadaşını uyandırdığına sevinse de canını yaktığı için özür dilemeye başladı bu sefer…

Ama Chae Min durumun farkına varınca özür dileme sırası ona gelmişti. Hostes 20 dakikadır süren bu çabaya ve özür dileyen bu ikiliye daha fazla dayanamayarak :
-‘ Özür dilemeyi kesip hemen şu uçaktan inmeseniz, uçağı hava korsanları bastı diye bağıracağım. Şimdi hemen terk edin şu uçağı!!!’’ diye tepindi olduğu yerde.
Chae Min’in ağzından tam ‘‘özü… ’’ kelimesi çıkıyordu ki Ah Young ağzını kapayıp elinden tutarak çıkardı dışarı. Koşarak girmişlerdi havaalanının bekleme salonuna, birbirlerine baktılar ve birkaç saniyelik sessizliğin ardından kahkahalarla gülmeye başladılar…

Valizlerini alıp onları almaya gelecek gelin ve damat adayını beklemeye koyuldular. Ah Young söze başladı, ‘‘Arkadaşının düğün işi çok iyi oldu Chae Min. Ülkemi çok özlemişim, senin de benimle geleceğin yoktu zaten ama en son bana bile haber vermeden gidip geldiğini unuttum sanma! Hem düğüne daha 5 gün var, bol bol gezip eğleniriz.”

Chae Min ‘’Hıı..Evet öyle yaparız‘’ derken dalgındı ve önce çantası ardından parmaklarıyla oynamaya başladı. Tüm yolculuk boyunca da konuşmamıştı zaten.

“İyi misin Chae Min, neyin var?”
“Ah Young düğününe geldiğim arkadaşımı hiç sormadığını fark ettim. Sadece tek derdin benimle bir Kore tatili yapmak değil mi?”
Bunu söylerken elini omzuna koydu kızın ve pembe yanaklarını sıkıp ‘‘Ayy Gu ’’diyerek gülümsüyordu.

“Ya Yoon Chae Min, halmoni gibi tepkiler vermeyi keser misin artık.” diye cevap veriyordu genç kız ve tabi bir yandan da yanaklarını kurtarmaya çalışıyordu Chae Min’in kıskaçlarından.
-“Ya Yoon Chae Min! Tanrım bazen yanaklarımı hissedemiyorum, geçici bir felç yaşıyorum senin yüzünden”

Ah Young, onu evlatlık alan anne ve babasıyla birlikte Amerika’da yaşıyordu… Nişanlısı bir trafik kazasında öldükten sonra, bir uçurumun kenarında tanışmıştı bu kurtarıcı melekle… İntihar etmek için gitmişti ve bu kız ona engel olmuştu. O günden beri her şeyiydi bu kız… Hayatında sahip olduğu tek gerçek dostuydu. Üstelik kanser hastası olan üvey babasının tedavisi için canla başla çalışıyordu, babasına karşı hep ilgili ve anlayışlıydı. Onu mutlu etmek için hastanede pervane olurdu çoğu zaman. Üvey annesi ve babası büyük bir sevgiye sahip değillerdi Ah Young’a karşı ama ona sahip çıkmışlardı en azından. Chae Min ise onların yerine de seviyordu sanki bu kızı.

En büyük hayalide onunla Kore’ye tatile gelmekti ve bu isteği yerine geldiğine göre nasıl olduğu çok da önemli değildi. Ama Chae Min hiç lüzumsuz konuşmazdı ve bunu sorduğuna göre havaalanında onları karşılamaya gelmelerinden önce bilmesini istiyordu belli ki arkadaşının kim olduğunu ‘

İSİMSİZ DUYGUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin