Hastane Arkadaşı

47 7 23
                                    

Eğer dikkatli dinlersen sessizlik güzeldir.
1984-George Orwell

Bıçak Sırtı kitabında şöyle bir alıntı var;
Bana anlatılanlar şunlar:
Zaman alıyor...
İyileşmek, unutmak zaman alıyor.
Bense şöyle diyorum onlara:
Bu iyileşme kayıtsızlık ve unutkanlıkta yatmaz
Onun yattığı yer
Senin hatıralarındadır.
Denizin tenindeki kokusudur;
Kumda bıraktığın küçük, kusursuz ayak izlerindedir.
Sona eriş diye bir şeyin olmadığının anımsanmasındadır.
Ve sen burada, şimdi ve her zaman, denizin yanı başında yatarsın.
Aç gözlerini. Dokun bana.
Güneş parmaklarının ucunda.
İşte iyileştim.
İyileştim.

Her şey zaman alıyor, benim iyi olmamda zaman aldı. Birkaç ay geçti, hastanede tanıştığım Lütfi dede beni bulmaya çalışmış. Aklımdan bir an bile geçmemişti, Zevahir'de hiç söylemedi. Dedim ya Zevahir zaten üstüne başına bakmakla meşgul birisi, ne yapsın o benim ne olacağımı. Neyse yine de öyle demeyelim, Zevahir benim her zaman gördüğüm ve hissettiğim birisi, o yüzden ona bir şey söylemek gelmiyor içimden.

Ben çocuğum tabi beni nasıl bulacak, babamın telefon numarasını sormuş bazı yerlere. Sonunda bulmuş ve birgün babamı aramış, kendini tanıtmış işte beni çok sevdiğini; sürekli gelip gitmek istediğini belirtmiş. Normal tabi eski insanlar böyleymiş, eski insanlar bir seyi sevdiginde peşinden gidermiş.

Ben eski insanlar üzerine çok konuşurum. Bir keresinde "sen de bir kurtulamadın şu eski kafandan" dediler. Çok alınmıştım, aynı eski insanlar gibi üzülüp üzüldüğümü belli etmemiştim. İçime kapanmıştım, kimseye söylememiştim. Oysa kimseye zararım yoktu, neden eski insanlara olan özlemime karışırlar ki? Yoksa kendileri istemedikleri için benimde aynı şeyleri düşünmemi mi bekliyorlardı? Çünkü insan ayrım yapmadan bekler, eğer severse karşılıksız bekler.

Bana bunu Zevahir öğretti, insan eğer birisine değer verdiyse mutlaka zaman içerisinde onunla görüşmek ister. Görmediğin, konuşmadığın birisi unutulup gidiyor. Halbuki bu insanlar unutulacak insanlar mı? Bu insanlar değer görmesi gereken insanlar. Var mı şimdi sevdiği, değer verdiği birisi için numara arayan, onu görmek için can atan? Bakın olay aşk, sevda değil! Olay arkadaşlık.

Şimdi sosyal medya var, bizim oradan arkadaşlarımız var artık, kaç takipçimiz varsa o kadar seviliyoruz. Numara aramak, adres bulmaya çalışmak, sevdiğin birisi için değer vermek benim yaşadığım o olay ile birlikte uçup gitti bir daha gelemeyecek yerlere.

Neyse bu konular çok derin, ben sadece Zevahir'in sevdiğin insan için emek ver dediğini söyledim. Ama Zevahir "herkes istediğimiz gibi olmaz, kimi insan ceviz gibidir, içinde beyin vardır ama dışında o kadar sert kabuk vardır ki, ona en sivri iğneyi batır geçiremezsin"de dedi.

Önemli olan sivriliği, keskinliği değil. Önemli olan kimin neyi nasıl, ne derece ve hangi süratle anladığını bilmek.

İçini Takip Etme SanatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin