''Güzel bir çocuğun bir kaç dakikadır beni beklediğini duydum.Bu siz misiniz acaba beyfendi?''
Oğuz birden gözlerini kapatan ellerle tedirgin olsa da tanıdığı yumuşak ses tonunu duyduğunda gülümseyerek arkasını döndü.Cüneyt'in gülümseyen yüzüyle ani bir refleksle ona sarılmış sonra da kendini geriye çekmişti bir gören olur korkusuyla.Cüneyt tedirgin çocuğu tekrar kolları arasına almış kulağına sakinleştirici bir tonla fısıldamıştı.
''Bu saatte buradan kimseler geçmez.İn cin top oynuyor bir baksana çevreye.''
Oğuz etrafa bir göz gezdirdi , Cüneyt doğru söylüyordu.Zaten olduğunca erken bir saatte bu parka gelmişler ve gözden uzak diğer kısımlara nazaran daha ıssız bir yerde ağaçların altında buluşmuşlardı.
Çimlerin üzerine yerleşip tekrar birbirlerinin gözlerine baktılar.İkisi de bundan sonra konuşacakları mühim konular için karşıdakinden bir hareket bekliyordu.İlk konuşmaya başlayan Oğuz olmuştu.
''Cüneyt sen beni biliyorsun bu tür işlerde ne kadar berbat olduğumu , sana her şeyi anlattım.Berkay , terapim.Bu yüzden aramızdaki bu şey hem kalbimin kanat takıp uçması bir de sevgime karşılık bulmam ve bunun sen olman; beni hem yeryüzündeki en mutlu insan yapıyor hem de ölümüne korkutuyor.''
Cüneyt gözlerini kısmış başını sevimlice yana eğmiş karşısında heyecandan kızaran Oğuz'u dinliyordu.Yüzüne kocaman bir tebessüm kondurup gerginlikten titreyen ellerini tuttu Oğuz'un ve kendine doğru çekti.
''Daha yeni tanışıyoruz seninle bir ay ya oldu ya da olmadı ama sanki bütün hayatım boyunca beklediğim senmişsin gibi geliyor.Seni ilk gördüğüm gün bir şeyler olduğunu biliyordum.İnancımı anlattım sana , ne yaşarsak yaşayalım Tanrı bize günün birinde doğru kişileri getirecek.Sen benim doğrumsun Oğuz.''
İkisi de birbirlerine ziyadesiyle yakınlaşmıştı.Oğuz'un artık avuç içleri terliyor zihni bu kadar yoğun duygulara yenik düşmüş hata veriyordu , mantıklı gelebilecek tek bir fikir bile yoktu aklında.Sadece yaşadığı ana odaklanmıştı.Berkay'la yaşadığı şeylerden hiçbirinde ne böyle hissetmiş ne de sevilmişti.Şu an dünya yansa umurunda olmazdı , tek istediği Cüneyt'in dudaklarını kendilerinkiyle birleştirmekti.
Cüneyt'in de aklında bu vardı ama kendisini yeterince cesaretli hissetmiyordu.Karşısındaki çocuktan bir hamle gelmedikçe bir eylemde bulunmamayı seçmişti.Yüreğinde ufak bir zerre de olsa hala reddedilme korkusu vardı.
Cüneyt'in gözlerinde zihninden geçenleri az buçuk görebilmişti Oğuz ve hiç beklemediği bir anda dudaklarına uzanmıştı sevdiğinin.Bir anda bütün dünya ikisi için kararmış sadece birbirlerini görebilmişlerdi.Yalnız ve Özgür.
''Oğuz!''
Tutku dolu dakikaları Oğuz'un babasının sesiyle bölünmüştü ve birden dünya yerli yerine oturmuştu.Etraf aydınlanmış ikisi de hızlıca kendilerine gelen yaşı geçkince olan adamı görmüşlerdi.
Selam , ben geldim.Şey öncelikle belirtmek istiyorum ki ben hiç hayatımda birisini bu tarz bir şekilde öpmedim , herhalde sevdiği insanı öpmek bu şekilde hissettirir diye tahmin ediyorum.
Umarım beğenmişsinizdir
Sevgiler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anne Ben Çirkin Miyim? ||Boy×Boy||
Short Story"Anne ben çirkin miyim ? Neden yüzüme konuşan yok ?" Bilinmeyen numara:Bugün gördüm seni ben. Bilinmeyen numara:Berkay'ın yanında. Bilinmeyen numara:Ondan bir şey aldın. Oğuz:Bundan sana ne? Bilinmeyen numara:Aldığın şeyin ne olduğunu biliyorum Oğuz...