(İki bölüm attım sakın atlamayın.)
Oğuz titreyen ellerinde tuttuğu telefonu hırsla yatağına doğru fırllattı.Sinirinden soluğunu kontrol edemiyordu bu da astımını tetiklemişti.Bir kaç saniye nefesini kontrol altına almak için sakince nefes alıp verdikten sonra yatağının kenarına çöküp sırtını arkasına yasladı.Bütün gün!Lanet olası bütün gün beyfendiden beklediği tek şey lanet olası bir mesajdı ve Berkay bunu bile ona çok görmüştü.
Aptaldı , babasının arkasından iş çeviren koca bir aptaldı sadece o.Bir de bu kadar geç yazmasının belki de onunda kendisini istiyor olabileceğine işaret olduğunu düşünecek kadar da ahmak.
"Oğuz!Gel annem , meyve yiyoruz baban çağırıyor."
Annesi salondan onu çağırıyordu.Normalde bu kadar geç saate kalmasına hayatta izin vermezlerdi ama babasının cumartesi izin günü olduğu için bu akşam illegal bir serbestlim vardı evlerinde.
Oğuz ne zaman yanaklarına düştüğünü bile hatırlamadığı göz yaşlarını sildikten sonra çömeldiği yerden kalktı ve tişörtünü çıkardı.Bu gece erkenden yatıp kimseye gözükmemek istiyordu.
"Anne ben yatıyorum!Yarın dershaneye gitmem lazım."
"Emin misin kuzum?Bak nar da soydum."
"Eminim anne, hadi iyi geceler."
Odayı tek aydınlatan şey olan komidinin üstünde duran abajurun lambasını da kapattıktan sonra kendini yatağına bıraktı oğuz.
"Oğuz , iyi misin oğlum?Bak ateşin falan varsa hadi kalk da hastaneye gidelim."
Oğuz aradan ne kadar süre geçtiğini bilmiyordu ama gözlerini babasının endişeli sesiyle ve alnına koyduğu soğuk ellerinin dokunuşuyla açtı.Daha tam olarak ne olduğunu anlamamış uyku sersemliğiyle gözlerini açık tutmaya çalışıyordu.
"Allah Allah!Ateşinde yok ki?Ne oldu evladım sana?"
"Ne olmuş ki bana?"
"Ee onu diyorum ya oğlum titreyerek ağlıyordun uykunda.Kötü bir şey mi gördün rüyanda Oğuz?"
"Sanırım...Neyse bakma bana öyle baba , iyiyim ben.Hadi sen de yat."
"Bak emin misin Oğuz.Eğer istersen anneni çağırayım."
"Yok baba gerek yok , git artık odana."
"İyi bari , gidiyorum ben.Ama bak bir şey olursa hemen seslen tamam mı?"
"Tamam baba."
Babası kapıyı kapatıp gittikten sonra oğuz biraz arkasına doğru yaslandı.Başı çatlayacakmış gibi hissediyordu çünkü hangi yola girerse girsin düşündükleri hep aynı kapıya çıkıyordu.Aklına Berkay geldikçe ağlamamak için gözlerini sıkıyordu ama çok dayanamadı ve kendini serbest bıraktı.Babasının yan odada olduğunu umursamasaydı avazı çıktığı kadar ağlayabilirdi ama kendini tuttu.
Sonra ne kadar zaman geçti bilmiyordu ama başını kaldırdı ve saate baktı.Çoktan 01.34 olmuştu.Birisiyle konuşması lazımdı.Ani bir kararla yatağının üzerinde hemen yanında bulunan telefonu kaptı ve hemen hemen her gün küfür ettiği o sapığa mesaj attı.
Oğuz:Hey yavşak sapık!!
Oğuz:Her şeyi gördüğünü ve her şeyi bildiğini iddia eden o gerizekalılardansın sen de değil mi?
Oğuz:Ama ne var biliyor musun?
Oğuz:Hiç birinizin bir şey gördüğü yok.
Oğuz:Eğer biriniz bile bana neler olabildiğini görseydi,
Oğuz:Şu an bu durumda olmazdım.
Oğuz:Her gece ağlıyorum biliyor musun?
Oğuz:Kanıyorum görüyor musun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anne Ben Çirkin Miyim? ||Boy×Boy||
Short Story"Anne ben çirkin miyim ? Neden yüzüme konuşan yok ?" Bilinmeyen numara:Bugün gördüm seni ben. Bilinmeyen numara:Berkay'ın yanında. Bilinmeyen numara:Ondan bir şey aldın. Oğuz:Bundan sana ne? Bilinmeyen numara:Aldığın şeyin ne olduğunu biliyorum Oğuz...