3.BÖLÜM

2.4K 85 28
                                    


Veeeee yeni bölümdeee geldiiii. Daha geç paylaşıcaktım ama dayanamadım 🤗🤗


Amine Hanımın gözleri dolmuştu. Elini koluma koyup sıvazlamaya başladı.

"-Allah senden razı olsun kızım. Sen ona Ana hasretini hissettirme, dile benden ne dilersen."

Cama dönüp dışarıya bakmaya çalıştım, gözümden akan yaşları hızlıca silmeye çalıştım.

Bu hayatın beni nereye sürüklediğini bilmeden oraya gidecektim. O bebeğe annesini aramaması için elimden geleni yapacaktım.

§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§

Uçaktan inene kadar biraz sohbet ettik.
İyi ki telefonumda Cv (Özgeçmiş) 'im vardı.
Telefonumu Amine hanıma uzattığımda incelemeye başladı.
Biraz şaşırmış gözüküyordu.
Çünkü çok iyi bir lise okumuştum. Doktor olmak istiyordum. Sırf istediğim mesleği olabilmek için, gecemi gündüzüme katmıştım.
Sonunda istediğim üniversiteyi kazanmıştım. Ama babam beni lise bittiğinde, Bir fabrikada çalıştırmaya başlamıştı. Üniversite konusunu sonsuza dek kapatmıştı benim için.
Üniversiteye neden gitmediğimi sorduğunda anlatmıştım olan biteni.

Bu kadını ne kadar tanımasam da içim ısınmıştı. Yaşadığım bazı şeyleri anlatırken kadının yüzü renkten renge girmişti. Artık Amine hanım dayanamamış olacak ki, benden özür dileyip saydırmaya başlamıştı.

§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§

Uçaktan Amine hanımla birlikte inmiş yürürken karşıdan gelen Takım elbiseli adamlar elimizdeki valizleri alarak önden hızlı hızlı yürümeye başladı.

Bize doğru hızlı hızlı gelen, az önce valizlerimizi alan kişiler gibi onlar da takım elbiseliydi.

En az yirmi kişi yanımıza gelip, resmen bizi çember içine almış, etten duvar örmüşlerdi. Yavaşça Amine Hanıma sokulup koluna girdim.

Korktuğumu anlamış olacak ki yavaşça elimi sıktı.
Amine hanım gülümseyerek

"-Korkma yavrum. Sadece bu önlem amaçlı. Oğlum Barut biraz fazla evhamlı. Ne olur ne olmaz diye, beni korumak için her zaman yaptığı bir şeydir bu."

Demek oğlunun adı Barut 'tu.
Fazla üstünde durmayıp, Havalimanının çıkışında bulunan arabaya doğru ilerlerken, takım elbiseli adamlar kapımızı açmıştı.
Önde Amine Hanım, Arkada ben arabaya bindik.

İki saatlik bir yolculuğun ardından şehirden uzaklaşmıştık.
Klimadan gelen sıcak hava sayesinde artık mayışmaya başlamıştım. Tam gözlerimi kapattığımda, şoförün geldik efendim demesiyle, evin kapısındaki korumalardan birinin kapıyı açmasıyla kendimi direkt dışarı attım.

Gözlerimi ovuştururken karşımdaki ev demeye bin şahit isteyen 3 katlı villaya bakmamla gözlerimin pörtlemesi bir oldu. Resmen villa baştan aşağı ben zengin eviyim idye bağırıyordu.
Hele ki bahçesi bizim oturduğumuz mahalle kadar vardı.
İsmini bilmediğim bir sürü  Renk renk  çiçekler, değişik değişik ağaçlar. Oyun parkı, kış bahçesi....
Ve daha sayamadığım bir çok şey vardı.

"-Hadi kızım. Valizini çocuklardan biri getirir. Sende içeri gir, Barut'la tanıştırayım seni."

Kafamı salladığımda, Amine hanım beni villanın kapısına doğru yönlendirmeye başladı.
Kapıdaki iki koruma bizi görünce hemen sağdaki kapıyı açtı.
Teşekkür edip içeri girdiğimizde, yukarıdan ağlayan bir bebeğin sesi geliyordu.

Amine Hanıma döndüğümde

" - Yavrum merdivenlerden yukarı çık. Sağdaki ilk oda Batur'umun odası. Kıyamam bebeğime çok ağlıyor bir koşu bak sana zahmet."

Hızlıca yukarı çıkmaya başladım.
Batur'un odasının önüne geldiğimde kapıyı açmamla kafamı öne eğmem bir oldu.

Esmer, yakışıklı bir adamın altında sadece pantolon, kucağında büyük ihtimalle Batur bebek, bir sağa bir sola deli danalar gibi dolanıp duruyordu.
Bebeğe baktığımda ağlamaktan resmen mosmor olmuştu.

"-Neyin var Batur. Neden bu kadar çok ağladın."

Adamın Bebekle konuştuğunu duyunca ,
Utanmayı bir kenara bırakıp adama doğru hızlıca yürüyüp bebeği elinden aldım. Ki beyefendi beni anca farkedebilmişti.

"-Kimsin sen lan!"

Hiçte nazik olmayan bir tavırla bana çıkıştığında, kucağımdaki bebeğin kafasını boynuma yaslayıp pışpışlamaya başladım.

"-Önce bir sessiz olmayı denesene sen, öküz gibi ne böğürüp duruyorsun. Bebeği korkutuyorsun. Şimdi soruna gelirsek Batur'a bakıcılık yapmam için beni işe aldı."

Adamın gözleri yuvalarından fırlayacak kadar açıldığında sinirlendiğini anlamak mümkündü.

Bşraz daha yakınında olduğumdan  yeşil gözlerini net görebiliyordum. O kadar güzellerdi ki böyle bir göz rengini ilk defa görüyordum. Sanki hafif kenarları maviye çalıyordu.

Vücuduna bakmamak için kendimi ne kadar zorlasam da olmuyordu. Adamın six backları (6'lı karın kası. Kısaca baklava 😄)
Beni fıstıksız da yiyebilirsiniz diyordu resmen.

"-Beni kesmen bittiyse eğer aşağı inip konuşalım o halde."

Arsızca sırıttığında yüzümün yine kızardığını görmesin diye odadan çıkmak için  arkamı döndüm.

"-Gerizekalı."

"-Seni duydum."

Fısıltı edasıyla ağzımdan çıkanı nasıl duymuştu bu öküz. Kucağımda Batur olmasa kafamı duvardan duvara vurmuştum. Daha fazla uzatmayıp merdivenlerden aşağı indiğimde Amine Hanımın bana kıs kısngülerek baktığını gördüm.
Kızardığımı farketmiş olacak ki altında bişey aramasın diye hemen konuşmaya çalıştım.

"-Şe - şey Amine Hanım yukarıda bir beyefendinin (ki kesinlikle beyefendi  demek istemiyordum. Tam bir öküz dü 😄) kuca-"

Az önce ki yukarıda bana çıkışan öküzün merdivenlerden aşağı inerken sözümü kesmesiyle ona döndüm.

"-Oğlumu kucağıma alırken kimseye hesap soracak değilim. "

Şaşkınlıkla ağzım açık bir şekilde ona bakıyordum. Yani bu Öküz Barut Beymiydi!!!!





Yarın görüşmek dileğiyle ☺️🥀

Mafya'nın Oğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin