-6-

199 15 0
                                    

Diğer boş bölümü paylaşmak zorunda kaldım ,silinmiyor da kusura bakmayın.

İyi okumalar , Multimedia var :) 

Son birşey daha söylemek istiyorum,bölümü aslında telefondan zar zor yazmıştım  sonra bilgisayardan düzenledim ve gözümden kaçırdıklarım olabilir,bunun için de özür dilerim.

Cumartesiydi.Bir saattir yatakta debeleniyordum boş boş.Laptobumu bulmak için etrafa göz gezdirdim.Fazla uzaktaydı.Yatağıma verdiğim savaşta mağlup gelmek zorunda kaldım.

Telefonumdan mesaj geldiğini belirten bildirim sesi geldi.Şükürler olsun ki,telefonum uzakta değildi.Yastığımın altındaydı,yani onun içinde yatağımla bir savaşa girmeme gerek yoktu.Hızla telefonumu kaptım ve sifremi girdim

"hudsonberry"

İki mesaj.

Kimden:Annem 

Cumartesi de çalışmamız gerekiyordu tatlım,üzgünüm.

Hayır,hayır.Annem ve babam o hikayelerdeki alışıldık isinden dolayı çocuğuyla ilgilenemeyen ebevynler değiller.Sadece,bazen haftasonlarıda çalışmalarını gerektiren bir meslekleri var.

Diğer bir mesajda Tina'dan.

Kimden:Tina

Bizim evin yakınlarındaki kafedeyiz,kahvaltı yapacağız, Gelsene

Hemen geleceğime dair bir cevap yazıp gönderdim.Kendi kendime kahvaltı hazırlamam büyük bir ızdıraptı zaten,

Tina benim kurtarıcım.

Aynadaki yansımam,dikkatimi çekti,dehşet görünüyordum,kesinlikle kotu anlamda!Dağınık saçlarım ve pijamalarımdan kurtulmak için kendime 10 dakika verdim.Planlamadan bir şey yapamıyorum,gerçekten!

10 dakika sonra aynadaki yeni yansımam en azından diğerine göre iyiydi.

Siyah converselerimide ayağıma geçirdim ve yola koyuldum.Tinaların evi bize yakin sayılırdı.Haliyle söylediği kafe de .En azından yürüyerek gidilebilecek gibiydi yani.Üzerime sadece ince bir hırka aldığım için kendime,saydırdım,çünkü hava bozmaya başlamıştı bile!

5 dakika sonra hızlı bir yağmur başlayınca kendime bir küfür daha savurdum,ve bir daha,bir daha.Neden Ağustostaymış gibi giyinmiştim ki!

Korna sesi,bana yolun ortasında olduğumu fark ettirdi,duraksadım..Arabanin içindekini görünce,bir kez daha duraksadım.

Finn!

Bu oydu.Beni görünce,cami açıp kafasını uzattı ve

"Hey,Rachel!Bize gidiyoruz,Size planımı açıklayacaktım,muhtemelen şuan Tina ,Mercedes ve Kurt ile kahvaltı yapmaya gidiyorsun ama ben hepsini bize cağırdım,gelsene"

Çok uzun bir cümle kurduğunu farketmiş olacak ki,derin bir nefes verdi ve gülümsedi.

Bende sessiz bir "peki" diyip arka koltuğa yerleştim.Bu halde başka birşey deme hakkım yoktu değil mi!Ön koltukta varlığımı fark eden çocuk,duygusuz bir "selam" dedi kenarları kazınmıs tren yolu gibi anlam veremediğim saçlarıyla oynarken.Bu Puckerman,okulumuzun her okulda olan kötü çocuğuydu,yatmadığı kız kalmamış olan.

Yol boyunca hiç konuşmadık,arada bir öndekiler konuştular,anlamadığım türden.Zaten bende karnımda uçusan kelebekler,hatta kelebek değil kuşlar,kartallar yüzünden birşey diyemedim.

Tam da hoşlandığı çocuk ile aynı arabada,nasıl bu kadar sakin diyordunuz,değil mi? O zaman koltuğun üzerinde rahatsız rahatsız hareket ederken çıkan sesi osuruk sesi sanmasınlar diye aptal aptal hareketler yapmamı buna cevap olarak sayın.

Finn de bugün evde tekmiş,bu yüzden anahtarıyla kapıyı açtı ve Noah ondan önce girdi.Noah Puckerman.Burada ne işi var hala anlayamıyorum.Hatta benim burada ne işim var,okulun en popüler iki çocuğu ile.Onu da bilmiyorum.

"Kahvaltıyı Tina getirecek" dedi Finn merakli "kahvaltı??!!!" bakışlarımı anlamış olacak ki .Zilin çalması da ,ne kadar temiz kalpli olduğumu doğruladı.Kesinlikle öyleyim.Oturduğum yerden kalkmadım,Finn kapıyı açtı.Karşımızda dört sırıtan koca ağızla karşılaşmamız bir oldu.Kurt,Mercedes ve Tina.Finn aradıktan sonra Artie'yide.unutmayıp onu da alıp gelmişler.Ve inanın onlar Finn'in popüler olmasını artık umursamıyor,en azından benim kadar değil .

Sıcak bir gülümsemeyle onlara karşılık verdim ve artık birşeyler yapmam gerektiğini düşünüp ,ellerindeki paketleri mutfağa götürdüm.Geri döndüğümde herkes koltukta gülüşüyor,sohbet ediyor,Puckerman olayın dışında herzamanki cool tavırlarını takınmış bir şekilde oturuyordu.Finn'in telefon zil sesi ile hepimiz sustuk.

"Tamam,tamam"

"Sorun değil,sana konuştuklarımızı atarım"

"Peki"

"Bende seni"

"Görüşürüz"

Kiminle konustuğu,ne konustukları gayet ortadaydı farkettiğiniz gibi.

"Quinn gelemiyormus,Brittany ve onun ailesinin bir planı varmış,ve Santana gelirmiş ama gecikirmiş"

Bahaneler bahaneler.Masum Finn'im .İnanmış miydi gerçekten buna.

Düşüncelerimde yalnız olmadığımı kanıtlar bir şekilde diğerlerinin Finn'e ağızlarını yukarıya doğru büzmüş bir şekilde "inanır mıyız sence buna" bakışları attıklarını farkettim.

"Şimdi,planımı tek cümlede açıklıyorum,Sevgili Puck ,(Bunu dediğinde Puckerman elini hafif kaldırıp kısa bir gülüş attı,ve sonra tekrar duygusuz haline büründü) bildiğiniz gibi , kızların gözdesi-tıpkıbenimgibi-,cupcakeleri satmanın kolay bir yolu var,"Cupcake alana,bir Puck öpücüğü bedava" sloganıyla çalışıyoruz. Ve kızların akınına uğrayıp o parayı bir haftada elde edebileceğimiz,hatta fazlasını bile kazanabileceğimiz şimdiden kesin.Bunu bendede uygulayabilirdik ama ,Ah onun gib-"

"kes sesini" dedi Puck yastığı fırlatırken

Parlak fikirli ,zeki,uzun,yakışıklı Finn'im.

"Cupcake alana,bir Puck öpücüğü bedava"

sevdim bunu!

The QuarterbackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin