Bölüm 5: Kıdemli Ekibinin Görevini Anlamak İçin

277 18 8
                                    

"Daha önce size birliğin ne olduğunu öğreten oldu mu?"

... Evet...

Tabii ki cevap bu olurdu, çoktan üniversitede okuyorlardı, böyle basit bir kelimenin anlamını kim bilmezdi ki? Fakat saat akşam dörtte, birinci sınıf öğrencilerinden sorumlu olan Baş Kıdemli'nin gözlerinde, bu genç öğrenciler anaokulundaki çocuklardan daha yetenekli değildi. Özellikle yakın tarihleriyle.

"Herkes bu görüşmelere gelmiyor, çizgilerin içine girmeniz çok uzun sürüyor, cezalandırıldığınız halde hala hazır değilsiniz! Birliğin ne anlama geldiğini bilmiyor musunuz? Yoksa beyniniz umursamıyor mu?!"

Mühendislik bölümünün tezahürat tişörtlerini ve çalışma pantolonlarını giymiş birinci sınıf öğrencilerine bağırdı. Hepsi hazırlanmıştı, sanki kaderlerini ve bugün neler çekeceklerini biliyorlarmış gibiydi. Ve hayal ettiklerinden farklı değildi, Baş Kıdemli her zaman cezalarla hazırdı.

"Eğer unuttuysanız sorun değil, size tekrar tekrar öğreteceğim! Öncelikle sizi uyarmalıyım, eğer zayıfsanız ve bunla başa çıkamayacağınızı biliyorsanız, burdan defolun gidin!"

Kıdemliler ekibinin zayıf vücutlu olanları diğer öğrencilerden ayırması normaldi, güvenli olması için. Çünkü Kıdemlilerden gelen eğitim askeri eğitim kadar sertti. Bu nedenle, ilk yılın çoğu öğrencisi, Baş Kıdemli'den gelen sonraki kelimeler olmasa, bu cezalardan uzak durmak isterdi.

"Ama... eğer dışarıda oturursanız arkadaşlarınızın geri kalanının sizin yerinize birliğin ne olduğunu öğreneceğini unutmayın!"

... Tuzak böyle kurulduğu için, kim ayrılmaya cesaret edebilirdi ki? Birisi ayrılacak olsaydı, geri kalan arkadaşları onun yerine cezasını da çekmek zorunda kalacaktı ve bu nedenle kimse bencil olup ayrılamazdı. Arthit, kimsenin elini kaldırmaya cüret etmeyen, güzel organize edilmiş çizgilerdeki öğrencileri izliyordu. Bunun için onlara iltifat etmek zorundaydı.

"Güzel! Ruhunuza göre sizle iltifat etmek istiyorum, sonunda birlik olarak hareket etmeye başladınız. Ama bu yeterli değil! Herkes arkasını dönsün! Sahanın diğer tarafındaki arkadaşlarımı görüyor musunuz? Oraya koşup 3 dakika içinde çizgilerinize geri dönmelisiniz! Eğer geç kalırsanız, sizi cezalandırırım, anlıyor musunuz?!"

"Anlıyoruz!"

Birinci sınıf öğrencileri, solgunlaşmaya başlayan yüzlerinin aksine hemen cevap vermişti. Üzerinde durdukları alan oldukça büyüktü, bir futbol sahası büyüklüğündeydi. Bekleyen diğer Kıdemliler öbür kale direğindeydi, ve sadece üç dakika içinde, bunu kim başarabilirdi? Bütün kalpleriyle protesto etmek istediler, ama Baş Kıdemli merhamet edecek gibi durmuyordu. Sadece bağırıyordu...

"Gidin! Eğer anladıysanız gidin! Neden hala orada duruyorsunuz? Zamanı çoktan başlattım!"

Bu sözleri duyduktan sonra, yeni bozulmuş bir arı kovanı gibiydiler. Herkes üç dakika içinde yapmayı umarak sahanın öbür tarafına koştu, ama tabii ki bu mesafeyle başaramazlardı. Sonunda hepsi cezalandırılıp tekrardan koşmaya gönderilmişti. Bu çizgiler tekrar organize edilene kadar tekrarlanmıştı. Arthit herşeyin yolunda gittiğinden emin olmak için etrafta dolaştı.

Bu kadar çok koştuktan sonra tabiki yorulmuşlardı, ve bazı öğrenciler gerçekten solgun görünmeye başlıyordu. Çok terliyorlardı ve nefesleri yüksekti, ama Baş Kıdemli onlara baktığında, yorgunluklarını gizlemek ve dik durmak zorunda kalmışlardı. Ama Arthit ona baktığı halde hala kambur duran ve hala yüksek sesle nefes alan bir kız öğrenci vardı.

Sotus : The Evil Senior and Mr. Freshman - Türkçe Çeviri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin