"Size kafanızı kaldırmanızı kim söyledi? Onları aşağıda tutun!"
Yanlış anlamayın. Bu askeri eğitimden bir sahne değil. Bu özellikle, ilk yılların doğrudan doğal bir kaynaktan - kavurucu yanan güneşten- doğal D vitamini almaları için iyi niyetlerle planlanmış, Baş Kıdemli Arthit'ten geldi.
Kesinlikle.
Öğlen. Futbol sahasının ortasında. Herkesin yüzünün yanıp kırmızı olduğu belliydi. Hepsi sadece bir sebepten ötürü buradaydı: Ceza.
Arthit terden sırılsıklam olmasına rağmen, hala sıkı bir şekilde duruyor, rahatsızlığını saklıyor, şiddetini koruyordu. İlk yılların yanan güneşin onu etkilediğini görmesine izin vermezdi. Bundan daha fazlası olduğunu onlara göstermesi gerekiyordu.
"Eğitim için sizi ne zaman çağırdım?"
İlk yıllar bir arı sürüsü gibi mırıldanıyor Baş Kıdemli'nin ani tutum değişikliğine yol açıyorlardı. Sesini yükseltip o alanın dışının bile duyabileceği kadar yüksek sesle bağırdı.
"Yüksek ve net bir cevap istiyorum. Hepinizin tam olarak ne zaman toplanmasını istedim?"
"Öğlen saat 12'de!"
Neden hep işleri zorlaştırmak zorundasınız? Size nazikçe sormuşken bana düzgün bir cevap vermeniz gerekirdi. Bende bağırmaktan bıktım!
Mesele şu ki, antrenmanı burda futbol sahasının ortasında yapmak, göründüğü kadar kolay değil. Kıdemli ekibi konuşmalarını yapabilmek için çok yüksek sesle bağırmak zorundadır çünkü burası çok geniştir. Çok fazla bağırmakta ses tellerini kötü bir duruma sokacaktır.
İlk yılların, tüm Kıdemli ekibinin hergün evde ballı limon içmesi gerektiği hakkında hiçbir fikri yoktu. Ayrıca Marketlerdeki limonların Kıdemli ekibi tarafından bitirildiği hakkında da en ufak fikirleri yoktu.
Yine de gösteri için buna katlanmak zorundalardı. Kıdemli ekibi sert olmalı. İlk yıllara yenilmez ve olağanüstü iradelere sahip olduklarını göstermeleri gerekiyordu. Ayrıca seslerini yükseltmek için ne mikrofon ne de megafon kullanıyorlardı. Ve Arthit, Başları olarak, aralarında en serti olmalıydı. Konuşmak için daha çok sorumluluğu vardı.
Arthit devam etmeden önce boğazını temizler.
"Bana saatin kaç olduğunu söyleyebilir misiniz?"
İlk yıllar tekrardan aynı mırıldanma sesini çıkarırlar ve bu bütün Üçüncü Yıl Kıdemlilerin sabırlarını kaybetmesine sebep olur. Ayrıca bu Arhiti daha fazla rahatsız eder ve bağırıp çağırmaya başlamasına sebep olur. Tekrardan.
"Kapayın çenenizi! Cevap vermenize gerek yok. Saat 12:18 ve 57 saniye şuan. Hepimizi geç kalarak bekletiyorsunuz! Bu bizim görevimiz mi? Sizi beklemek? Sorumluluk ne demek biliyor musunuz? Yoksa öğrendiğiniz herşeyi lise öğretmeninize geri mi verdiniz?
Arthit, kafaları aşağıda yerde oturan ilk yıllara bakar. Arthit'in dediklerini dinledikten sonra, çok sessizleşmişlerdir. Çok sessiz. Ancak bunun zor bir başlangıç olduğunu unutmamak gerekir. İlk yıllara saldırmak için mağazada daha çok şey var.
"Sorun değil. Bunun ilk kez başınıza geldiğini bildiğim için, size kendinizi kurtarmanız için bir şans vereceğim."
Bu sözler ilk yıllar için bir ilahi gibi duyuluyordu ve sonunda ölüm kadar kötü olan cezayı duyduktan sonra bunula biraz rahatlayabileceklerini düşünüyorlardı. Ama onlar daha rahatlayarak nefes almadan önce Arthit'in bir sonraki emiri göğüslerinin sıkışmasına sebep oluyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sotus : The Evil Senior and Mr. Freshman - Türkçe Çeviri
RomanceBittersweet'in BL novelinin Türkçe çevirisidir . . 28 bölüm + özel bölümlerden oluşur . .