•1.4•

202 25 129
                                    

Bölüm şarkısı: Aldattım - Dolu Kadehi Ters Tut

Okula 100 metre kalmıştı ki yanımda bir araba durup kornayı çaldı. Araba güzel bir Range Rover'dı. Arabayı kullanan kişi arabanın yan koltuğundaki camını indirdi. "Atla okula ben bırakırım seni. Bu arada sweatin güzelmiş."

Ruhsal olarak düne göre daha iyiydi. Kulaklığımı çıkarıp çantama attım ve arabaya bindim. Bana bakarak. "Bence dünü unutmalıyız... Hiç yokmuş gibi davranalım." Gözlerimi devirdim. Azıcık şaka yapsam eğleniriz herhalde.

"Benle beraber duşa girdiğini de mi unuttun?" Burak bana mal mal bakıyordu. "Öyle bir şey yaşandı? Yaşandıysa artık sevgiliyiz nokta." Şaşkın gözlerle ona bakarak. "Burak saçmalama!" Kıkırdadı. "Söz ağızdan bir kere çıkar Auracığım."

İki dakika şaka yapayım dedim olmadı. "Şimdi sevgilim olduğuna göre üstündeki o şapşal çoçuğun sweatini bırak bebeğim." O bana bebeğim mi demişti?

Elini arka koltuklara götürdü ve çantasının kenarındaki sweati aldı. Bana verdi. Verdiği sweati her basket antrenmanı çıkışı giyiyordu. Zamanında ona deli gibi aşıktım ve antrenmanları bitene kadar okulda bekliyordum.

Üstümdeki sweati çıkartıp Burak'ın sweatini giydim. Emir'in sweatini çantamın arka gözüne koydum.

Araba okula yaklıştıkça bakışlar arabaya dönüyordu. Burak arabayı okulun önüne park edip arabadan inip benim kapımın önüne geldi. Kapımı açıp arabadan çıkmama yardımcı oldu.

Arkadan çantalarımızı aldı. Eli yavaşça benim elimi bulduktan sonra kalp atışlarımın hızlandığını fark ettim. Birlikte okula girerken bütün gözler bizi izliyordu. Mert arkadan koşarak geldi. "Aura yengemiz olmuşsun farkında değiliz."

Gülerek gözlerimi devirdim. "Hiç sorma Mertçim bende az önce öğrendim." Gözleri Burak'a kaydı. "Mert bakma sonra anlatırım."

Okulun binasına giriş yaptık ve en üst katta yani liselerin olduğu katta çıktık. Ben sözelciyim Burak sayılsalcı yani koridorlarımız farklıydı. Burak benle beraber sözel koridoruna girdi. İlk dersimiz Edebiyattı (kodumun manyağıyla). Burak benle beraber Edebiyat sınıfa kadar geldi.

Sınıfa girdiğimizde sınıftakilerin bakışı bir anlığına bize çevrildi sonra birbirimize kenetlenmiş ellerimize.

"Nerde oturuyorsun." Sınıfın köşesindeki sıramı gösterdim. Nisa ve Mete bana ağızları açık kalmış şekilde bakıyorlardı. Ben sırama geçerken Burak taşıdığı çantamı bana verdi.

Sonra arka cebinden bir not çıkarıp elime koydu. Eliyle yavaşça çenemi tuttup sakin bir şekilde yüzümü kendisine çevirdi. Alnını yavaş yavaş kendi alnına yaklaştırdı... "Dersten sonra mutlaka yanıma gel. Nisa isterseniz siz de gelebilirsiniz."

Dudaklarıma ufak bir öpücük kondurduktan sonra sakin adımlarla sınıfı terk etti. Sınıfta kızların bazıları fısıldaşarak bazıları ise çıldırmış bağrıyorlardı. Nisa ve Mete ağızları açık bir şekilde hala bana bakıyorlardı.

Nisa'nın beni sarsmasıyla kendime gelebildim. Beni öperken kalbim durmuştu herhalde. "KANKA DÖKÜL!" Tam Nisa'ya dönüp anlatacakken kodumun edebiyatçısı gelmişti.

Dersin ortasında aklıma Burak'ın elime verdiği not geldi. Nereye tıkıştırdım ki onu ben? Cebimde yoktu, çantamda da değildi. Son umut olarak kalemkutuma baktım. Tombala! Kağıdı çıkarıp okumak için açtım.

Eğer aşık olucaksam bunun sen olduğunu biliyorum. Çok fazla insanla tanıştım fakat hiçbiri senin gibi hissettirmedi. Lütfen kalbimi kırma bana güven. Daha önce kırıldım zaten...
-Sevgilin

Sevsen Ne Olur? [T A M A M L A N D I]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin