Saat sabahın üçü ve beni uyku tutmuyor. Bir anda kalkıyorum. Bir daha asla uyutmuyor beni bu durum. Annem bana uyumam için baskı yapıyor. Annem beni ne zaman anlayacak diye kara kara düşünüyorum ama bunun hiç olmayacağını ne yazık ki biliyorum. Beni hiç anlamayacak. Erkek kardeşim mışıl mışıl yatağında uyurken yanan şöminemizin kokusu burnuma çalarken ve aynı zamanda gökyüzünün aydınlanmasını beklemek o kadar tuaf ki. Aslında normalde değil ama belki sorun bendedir. Hiç bilmiyorum doğrusu. En sonunda yataktan kalktım. Merdivenlerden aşağı indim ve babamın kitaplığından bir kitap alarak şöminenin önüne geçip ısınarak o kitabı okudum. Aslında kitaplar hiç sıkıcı değil. Hele ki bu kitaplar babamın kitaplarıysa hiç değil. Babam evde değil ama ayda bir kere uğruyor çünkü kendisi bir tüccar. Her yolculuğunda değişik hediyeler bizi karşılıyor. Beni karşılayan şeyler genelde kitaplar oluyor. Hatta şu an okuduğum kitap benim kitabım ama babam getirdiği için babamın kitabı demek istiyorum böyle diyince kendimi babamla hayal ediyorum. Ona sımsıkı sarılırken... Zaten burası küçük bir kasaba. Babam geldiği gibi ordan oraya yayılır dakikasında ve süpriz bile olsa babamın gelmesi yine de kulağımıza gelir. Bu beni mutlu etmesi gerekirken üzüyor. Biliyorum garip ama ben babamın; odamda kitap okurken bir anda kapıdan girmesini isterim. Çok güzel bir duygu olurdu. Ama ne zaman gelse ( Süpriz olarak )
yayılıyor. Süpriz olmayan zamanlarda babam bize mektup gönderiyor.
"Johanna, Johanna hadi kalk tanrı aşkına burada ne yapıyorsun? Yatağında yatman gerekirken burada yatman çok saçma." Uyumuştum. Gerçekten mi? Bu iyi bir şey ama kitabı okuyamamıştım. Demek ki kitaplar gerçekten beni uyutuyor. Annem " Ben yiyecek bir şeyler almak için kasabaya iniyorum. Sen burada Göthe ile ilgilen." Dedi ve çıktı. Biz Düsseldorf'da yaşıyoruz. Göthe (erkek kardeşim) kalktı ve kalktığı gibi şu soruyu sordu. "Annem nerde?" Ona dik dik bakıp "Sanada günaydın." Demek istedim ama hemen beni anneme söyler diye kendimi tuttum ve "Kasabaya yiyecek bir şeyler almaya gitti." Dedim. "Benim karnım aç." Dedi Göthe. "Annem gelince yersin." Dedim bende ona. Sonra bir şey demeden tekrar yukarı çıktı. İşte benim hayatım bu. Ne eğlenceli ama.( Yeni bölüm yarın gelecek )☺️❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YIL: 1924
Teen FictionHerkes doğar büyür ve ölür, ama doğdukları andan itibaren olan bu sarsıcı yola kendilerini bilerek başlamazlar. Zamanla keşfederler kendilerini. Johanna ise bu yola kendini bulmak için çıktı. Yıllardır yaşadığımız bu bedeni bizim haricimizde kimse b...