Yalan değil gerçek

9 2 0
                                    

Emily nasıl bir insandı böyle? Ona ne desem bilmiyorum doğrusu. Leonie başta abartıyor sandım. Ama abartmıyormuş. Ben de bu tepkileri verirdim. Bir insan bunu en yakını olarak gördüğü arkadaşına neden yapar? Hoşlanabilir. Kalbimizin kime hizmet edeceğini sadece o bilir. Ama kandırma... İşte bu olmaz. Her ikisi için de olmaz. Biri Leonie'nin en yakın arkadaşı diğeri ise sevgilisi. Bu nasıl bir çelişkiydi böyle? En yakın arkadaşını ya da sevgilisini bile karıştırımadan, en basitinden bir insanın gözlerine nasıl onu kandırırken bakabiliyorlardı? Bu resmen bir hayal kırıklığı... Güvensizlik çıkarırdı. Leonie yaralanmıştı. Darbeyi ailesinden sonra onun için ilk sırada gelen insanlardan iki tanesinden almıştı. Belki ailesinden de yakın görüyordur. Onu bilemem. Ben Leonie'nin hep arkasında dostu olarak duracaktım. Evet, dostu. Onu hep dağıtmayı seven, sadece eğlence için olan bir kız olarak görüyordum biraz. Ama şu an anlıyorum ki onun dağıtmayı ve her şeyi eğlenceye vurmasının tek sebebi gülünce hayal kırıklıklarının sarılacak olması. Bu böyleydi işte. Leonie ile yaptığım bu konuşmadan sonra onu uyuması için bıraktım. Daha sonra karanlık koridorlarda tek başıma yürüdüm. Herkes her hafta olan ve gitmesi mecbur olan etüt sınıfındaydı. "Bir dakika! Etüt sınıfı!" Diye bağırdım. Merdivenlere koşmaya başladım. Merdivenler gözümde büyüyordu sanki. Alt tarafı on beş dakika olmuştu. Koşarken bir yandan Martin'i düşündüm. O da çok üzülmüş. Ne kadar tanımıyor bile olsam bile bu soğuk tavırlarının nedeni buydu. Kimseye güvenmiyordu. Tanıdıkları hariç yani. Etüt sınıfına ulaşınca, kapıyı çaldım ve içeri girdim. İçeri girince herkes bana döndü. Bunun olacağını tahmin ediyordum zaten. Süpriz olacak hali yoktu. Kalabalığın içinde Thomas'ı  aradım. Okulun yarısı nerdeyse burdaydı. Düşüncelerimi ismini bilmediğim bir öğretmen böldü, "Evet, neden geciktin?" Hiç bir şey diyemedim. Nutkum tutulmuştu. "Leonie'nin yanındaydım, o yüzden gelemedim." Dedim. "Leonie kim?" Dedi. "Arkadaşım, şey... Hasta oldu da... o yüzden onun yanındaydım." Dedim. "Peki, ama lütfen bir daha gecikeceksen haber ver." Sessizce işaret ettiği yere geçtim ve oturdum. Tüm öğrenciler dört sınıfa bölünüyordu. Dört etüt sınıfı vardı ve tüm öğrenciler listelenerek ayrılmışlardı. Ben tesadüfen Thomas  ile aynı sınıftaydım. Martin diğer sınıftaydı. Thomas ile konuşmak daha iyi olabilirdi. Martin ve Leonie'de yeterince üzgündü. Thomas daha açık ve mantıklı düşünebilirdi. Oturduğum yerde başımı bir sağa, bir sola çevirerek Thomas'ı bulmaya çalıştım. Çok kıpırdandığım için arkamda oturan üst sınıflardan bir kızın uyarısıyla irkildim. "Sürekli dönüyorsun. Dikkatimi dağıtmayı kes, senin yüzünden okuduğum kitabın tek bir cümlesini beş kere okumak zorunda kaldım." Dedi sinirli ama fısıldar bir biçimde, "Şey... ben özür dilerim." Dedim. "Bir daha ses yaparsan ya da beni rahatsız edecek herhangi bir eylemde bulunursan yarın sabah kalktığında saçlarının yeni boyutu ile uğraşmak için epey zaman harcaman gerekir." Dedi. Bunların derdi ne? Tehtid etmekten başka bir şey bilmiyorlar mı? "Tamam, bir daha rahatsızlık vermem." Dedim ve önüme döndüm. Burdan bulunmak zorundayız. Hem de iki saat, ama yanıma ne kitap aldım, ne de başka bir şey... Sadece ben ve koskoca bir sessizlik. Harika. Belki başımı masaya koyup uyuyabilirdim. Gözlerimi kapattım. Ama olmadı. Bir sağa döndüm, bir sola döndüm. Ama hiç  bir şekilde uyuyamadım. En solunda başımı kaldırdım. Etrafıma bakındım. Bu sefer sessizce tabiki. İsmini bilmediğim bir çocuğun uyuduğunu gördüm. Benim uykum bana uğrama zahmeti bile göstermezken fosur fosur uyuyanlar varmış demek ki. Bir dakika ben uyku mu kıskandım? Yok artık. Saçmalıyorsun Jojo. Ne Jojo mu? Şey Johanna. Evet Johanna. Ah Leonie bana Jojo diye diye kendi ismimi karıştırır oldum. Leonie demişken, Leonie ne yapıyor acaba? Ne mi yapıyordur? Uyuyordur herhalde.
Umarım iyidir. Kendisini iyi hissetmesini istiyorum. Ayrıca yaşadığı onca saçma ve üzücü olaydan sonra.. Ona baya bir ağır olmuştur mutlaka. Onu biraz yanlış değerlendirdiğimi hissediyorum. Ayrıca Martin'de çok kırılmış belli ki. Ama aldattığını bilmiyor olması daha da kötü. Bir de aldatılmış olduğunu bilse çok kötü olacaktır. Emily konusunda Leonie kesinlikle haklıydı. Ona kesinlikle güven olmaz. Ama yapmam gereken tek şey Leonie'ye bu süreçte destek olmak, ayrıca bundan sonra da destek olmaya devam edeceğim. Onun yaralarını sarmasında yardımcı olacağım.
"Evet çocuklar etüt saati bitti artık  çıkabilirsiniz." Ben mi yanlış duydum yoksa etüt saati bitti mi dendi? Etüt saatini tamemen kendi kendime konuşarak mı geçirdim yani? İlk defa arkadaşım olduğunu bildiğim birine bu kadar yardım etmek istediğimi fark ettim. Genelde daha doğrusu hiç arkadaşım olmamıştı. Buraya gelene kadar. Ama biliyorum. Leonie benim gerçekten arkadaşım. Kendisine bu duygulardan çıkmasına, onun gerçekten arkadaşım olduğuna ve en önemlisi de mutlu olması için yanında olmaya devam edeceğim. O bunu hak ediyor. İyiler iyilik bulmalı. Kötüler ise iyi yola girmeli...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 29, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YIL: 1924Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin