Maid Cafe / VKook

7. Bölüm

Lütfen yorum yapıp beğenmeyi unutmayın. İyi okumalar! –Bölüm sonu hafif +16 olabilir. Smut içeren bölümlere utancından yorum yapamayan falan olmasın. Emek o emek, yorum yapın ajsdhak :*-

7. Bölüm

Soyunma odasındaki aynadan kendime bakarken Yoona ve Jimin'in bu kıyafetlerle nasıl düzgün bir şekilde çalışabildiklerini sorguladım. Bugün kafede 'Plaj günü' konsepti uygulamaya karar veren Hyomin noonanın bunu tam olarak nasıl düşündüğünü cidden anlayamıyordum.

Aynada yan dönerek vücudumu gözden geçirdim. Plaj dendiğinde akla ilk gelen bikinili kızlara yeni bir boyut kazandırmıştık. Altımda beni aşırı rahatsız eden yanlarından bağlamalı kırmızı bir iç çamaşırı vardı. Kenarları ve ipleri siyah renkliydi. Kalçamı tamamıyla ortaya seriyor olması çok rahatsız ediciydi. En azından küçük olup kalça arama kaçmadığına seviniyordum. Penisimi aşırı derecede rahatsız ettiği gerçeğini de elimden geldiğince görmezden gelmeye çalışacaktım bugün boyunca. Üstümde kırmızı bir lambada vardı ama onun sadece arkadaki ipleri görünüyordu çünkü üstümüze hizmetçi önlüğü giymiştik. Yanlarında pileler olan ve önü dizimin bir karış üstünde biten hizmetçi önlüğünün arkadan bağlama bir ipi dışında sırtımızı kapatacak hiçbir ayrıntısı yoktu. Beyazdı ve önünde ufak bir cebi vardı. Ön tarafı normal olduğu için herhangi bir göğüs ayrıntısına gerek yoktu. Yoona'nın bizden artısı olan tek şeyi göğsü olduğundan bunu sergileyemediği için fazlasıyla üzgündü.

Kudursun.

Bugün kesinlikle kıyafetlerim nedeniyle çok rahatsız edici bir gün olacaktı. Özellikle Jungkook her gün yaptığı gibi bugün de kafeye girerse işler daha da rahatsız bir hal alacaktı.

Derin bir nefes verdiğim sırada açılan kapıyla kafamı kapıya çevirdim. Jimin her zamanki mutlu surat ifadesiyle içeri girdi ve arkasından kapıyı kapattı. İkimizin kıyafeti bugün aynıydı. Sadece onun bikinisi kırmızı değil pembeydi. Pembe bir bikini tercih edeceğini zaten en başından bildiğim için şaşırmamıştım.

" Bizim okulun salak üçlüsü tekrar geldi. Ben siparişlerini aldım ama seni istiyorlarmış. Siparişlerini sen götürür müsün?" Gözlerimi devirip ofladım. Bu salak üçlü kafeyi keşfedeli bir hafta olmuştu ve her gün pes etmeden geliyorlardı. Sorun bu fakir üçlünün bir tane içecek alıp sırasıyla içmesiyle büyüyordu. O çayı da yaklaşık üç saat içebiliyorlardı. Geçen okul çıkışında insanlardan para almaya çalıştıklarını görmüştüm. Bunu yapma nedenlerinin buraya gelip bir şey alacak paralarının kalmadığından dolayı olduğunu öğrendiğimde cidden şok olmuştum. Nasıl bu kadar büyük fanlarım olmuşlardı cidden anlamıyordum.

" Tamam, ben götürürüm siparişlerini," dedim kendimi hazır hissettiğimden emin olamasam da. Umarım bugün Jungkook gelmezdi.

Jimin önde, ben arkada giyinme odasından çıktık. Jimin hazır olan siparişlerin aralarından üçlünün isteği olan içeceği bana gösterdiğinde, içeceği tepsiye koyup yüzümü kapıya doğru çevirdim. O kapıyı açtıktan sonra üzerimdeki kıyafetlerin rahatsız etmesini umursamayacak, sadece görevimi yapacaktım. Derin bir nefes verdim ve tepsiyi bir elimde tutarak kapıyı itip içeri girdim. İçerisi o kadar kalabalıktı ki duraksayıp gözlerimi etrafta gezdirdim. Tüm masalar tıklım tıklımdı ve Yoona ile Jimin masalar arasında hızla mekik dokuyorlardı. Sanırım bugünkü konsept fazlasıyla ilgi çekmişti. İlgi çekmesine şaşırdığımı söylesem yalan olurdu.

Kendimi toplayıp az önce gözüme çarpan üçlüye doğru yürümeye başladım. Kıyafetimize uysun diye plaj terliği giymiştik ve sanırım rahat olmamı sağlayan tek şey de onlardı. Üçlünün masalarına geldiğimde suratıma en samimi gülümsememi yerleştirdim.