Lütfen yorum yapıp beğenmeyi unutmayın. İyi okumalar!
14. Bölüm Final
Elimdeki tepsinin içindekileri masaya koyarken göz ucuyla biraz ilerimdeki masanın siparişini alan Jungkook'a baktım. Siparişini aldığı masada oturan kızın Jungkook'a alık alık bakarken sipariş şeyi unuttuğunu fark ettikten sonra Jungkook'a mahcup bir gülümseme yollamasını kısık gözlerle izliyordum. Eğer birilerini bakışlarımla öldürme gücüm olsaydı burada çok fazla kan dökülmesini sağlardım.
Kafenin içinde kısık sesli çalan şarkıya eşlik ederek yanımdan geçen Jimin'in kolunu yakalayıp kendime çektim. Jimin afallayıp dengesini sağlayamasa da umursamayıp onu mutfağa çektim. Mutfağa girdiğimde kolunu bıraktığım Jimin bana boş bakışlar atarken yan tarafımda duran tost makinesine ufak bir bakış attım. Kafamı içine sokup intihar edebilirdim veya o tost makinesini Jungkook'a şuh bakışlar atan kadınların kafasına geçirebilirdim. Hangisinin daha uygun olduğunu düşünmeyi akşama devredip bakışlarımı tekrar Jimin'e çevirdim.
" Görüyor musun?" dedim tıslarcasına. Jimin tek kaşını kaldırırken kollarını birleştirdi ve ayağını hafifçe yere vurmaya başladı.
" Nasıl cinnet geçirdiğini mi? Evet, fazlasıyla iyi görüyorum." Gözlerimi sıkıca kapayıp derin bir nefes aldım.
BEN CİNNET FALAN GEÇİRMİYORDUM. SADECE ÇOK KISKANÇ BİR İNSAN OLDUĞUMU YENİ KEŞFETMİŞTİM BİR KERE!
İçimdeki kargaşayı dindirmek adına boğazımı temizleyip gözlerimi açtım. Jimin'in bana attığı baygın bakışlar bana hiç yardımcı olmasa da kendimi sakin olmaya zorladım. Sonuçta bu benim uzun zamandır yaptığım bir işti ve Jungkook hiç sinir krizi geçirmemişti. O benim işimi sakinlikle karşıladıysa ben de bir günlük her şeyi alttan alabilirdim.
" Burada bir adet kıskançlıktan patlayan V-chan görüyorum," diyerek bize laf atan Yoona'ya boş bakışlar yolladım. Elindeki tavanın içindeki yumurtayı tersine çevirirken bana yandan bir sinsi gülüş bahşetti. " Jungkook'un saçları gibi kıpkırmızı olmuşsun. Kıskandığını biraz daha az belli etseydin keşke."
" Yoona, vızıldanmayı kes. En azından benim kıskanabileceğim sevgilim var. Sen de fitne fesatla uğraşmaya devam et." Yoona gözlerini kısarak bana baktığında ona meydan okuyan bakışlarla bakmaya devam ettim.
" Ben yalnızken mutluyum tamam mı?" dedi atar yapan bir sesle. Bir tek cümlesinin sonunda 'yha.s.s' eksikti resmen. Gözlerimi devirdim.
" Yalnız insanların kendini bu şekilde avutmasına bayılıyorum ya," dedim gülerek. Yoona'nın kaşları çatılırken elindeki tavayı ocağa bırakıp bana doğru döndü. " Bu çekememezlik zor gelmiyor mu Yoona? Ağır geliyordur vücuduna." Yoona sinirle derin bir nefes verdiğinde Jimin az önceden beri elinde bir çekirdeği eksik olan sokak arasındaki cazgır teyzeler gibi davranmıyormuş gibi aramıza girip ikimize kötü bakışlar attı.
" İçeride onlarca müşteri ve yapılmayı bekleyen bir sürü sipariş varken neden atışıyorsunuz?" Yoona bana soğuk bir bakış attığında aynı bakışlarla cevap verdim. Jimin ikimizin de onu dinlemediğini anlayınca derin bir nefes verdi. Yoona gözlerini devirip işine döndüğünde ben de gözlerimi devirip mutfaktan çıktım.
Resmen gerim gerim germişti beni, yelloz!
Gözlerimi masalarda gezdirdiğimde kapının önündeki uzun ve kadınlardan oluşa sıraya bakmamaya çalışırken gözüm bizim okulun tayfasından oluşan gruba takıldı. Adımım havada kalırken gözlerimi Jungkook'a çevirdim. Onun da bana baktığını gördüğümde ne yapacağıma karar veremeyerek yutkundum. Jungkook kararsız halimi fark etmiş olacak ki bana doğru bir adım attı ama bu adımı yakınında olduğu masadaki kadının kolunu tutmasıyla engellendi. Jungkook bana endişeli bir bakış atıp kadına doğru döndüğünde yüzüne yerleştirdiği profesyonel gülüşe sinirle baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maid Cafe / VKook
Fanfiction" Erkekler ne zamandan beri maid kafelerde hizmetçi kıyafeti giyerek çalışıyor?" - Kaichou Wa Maid Sama animesinden esinlenerek yazılmıştır.- Uke: Taehyung Seme: Jungkook Mini Fic! Başlama tarihi: 19.01.2021 Aşure