7. Bölüm: Işıkları Teker Teker Yakmak

105 10 2
                                    

Müziği açmayı unutmayın, keyifli okumalar dilerim ♡

Aylar sonra Ağustos, 2019

Elimde kahvem, önümde gökyüzü. Her zaman ki yerimdeyim, terasımda. O günden sonra çok kahve içmeye başladım. Yaşadığım şeyleri öldürmek için kahveye sardım kendimi. Okulu dondurdum. Selin'siz bir gelecek hayal edemiyorum çünkü. Hiç arkadaşım yok. Ailemle çok zorunlu olmadıkça görüşmüyorum. Yanımda olmasını istediğim insan olmadığı için kimseyle muhatap olmaya tahammül edemiyorum. Psikolojim bozuk veya travma geçiyorum, bilmiyorum. Gözümün önüne sürekli Selin'imin güzel ama cansız yüzü geliyor. Onu düşünmeden duramıyorum. Bazı geceler kendimi suçladığım için ağlamaktan uyuya kalıyorum. Bazı geceler ise kahvenin dozundan sabahlıyorum.Gecem gündüzüm birbirine girmiş durumda, hayatımın da olduğu gibi.
Tam doğum gününde öldü Selin. Tam 18 Ağustos'ta. Her yaş gününde bana 18 yaşının kendisi çok özel olduğunu söylerdi. Onun için o kadar özel olmalı ki, meleklerle kutlamak istedi.
Hava kararırken odamın kapısı tıklandı. Uzun zamandır olmayan bir şeydi bu. Ailem ellerinden bir şey gelmeyeceğini anladıklarından beri ilgilenmeyi kestiler. Ya da uğraşmak istemediler. Ara ara Gökhan arıyordu. Kendi kendine çalıp kendi kendine susuyordu telefon. Kimseyi umursayacak halim yoktu.
Bir zaman sonra 'gel' demediğim için kapıda bekleyen kişinin sesi kesildi. Ben gittiğini sanmıştım ama kapıyı açıp odama girdi. Umursamadan önüme bakmaya devam ettim.

"Bahar kızım müsait misin? "
Gelen Aysel ablaydı. Kendisini çok sevdiğim için saygıda kusur etmek istemedim. Gözlerimi evet dercesine kırptım. Terasa girip bir sandalye çekerek oturdu. Kısa bir süre sessizlik oldu.

"Çok bitkin görünüyorsun. " dedi üzülür gibi Aysel Abla.
Hafifçe gülümseyip "Biliyorum... " dedim.

"Nereye kadar gidecek bu güzel kızım? Doğru düzgün yemiyorsun, uyumuyorsun. Okulu bıraktın, dışarı da çıkmıyorsun. Ölü gibisin. Üzülüyorum güzel kızım. "

"Belki de Selin'in öldüğü gün ben de ölmüşümdür Aysel Abla. Yaptığım tek farklı şey, nefes almaktır belki. "
Gözlerimin dolduğunu gören Aysel abla saçlarımı okşamaya başladı.

"Yapma kızım böyle. Tamam çok acı bir şey yaşadın. Çok acı çektin. Ama yok mu seni hayatta tutacak birisi?"
Tam 'hayır' cevabını verip Aysel Ablaya nazikçe yalnız kalmak istediğimi söyleyecekken, gözlerimin önüne bomba patlamış gibi bir çift bal rengi göz düştü. Koray...
"Sanırım var... " dedim. Aysel Abla gülümseyerek odamdan çıktı. Neredeyse 1 yıldır aklıma bile gelmiyordu Koray. En son Selin'im gömülürken yanımdaydı. Sonrasında ise ne gördüm, ne düşündüm onu. O kadar melankolik bir haldeydim ki hayatımda güzel olan her şeyi yapmayı kestim. O bal rengi gözleri aklımdan çıkarmak gibi...
Duygularım yoğun karmaşa içine girerken kendimi anlatmak, içimi boşaltmak istedim. O kadar uzun süredir aklımda değildi ki Koray, bir an da beynimin en orta yerine düşünce baskı yapmıştı hislerime. Uzun süredir yapmadığım bir şeyi yapıp laptopumdan yazı bloguma girdim. Hoparlörümden kısık sesle bir Evengy Grinko parçası açtıktan sonra yazmaya başladım.

Sevgili bal gözlerin sahibi. Gökyüzüne bakıyorum, buluşuyor mudur acaba gözlerimiz?
Keşke olsan... Şu an sımsıkı sarılmak isterdim sana. Kelimelerinle acımı azaltmanı isterdim. Gözlerinde huzur bulmayı isterdim. Yeni yeni düşünmeye başladıkça seni, kalbim sızlıyor. Varlığını sevdiğin birinin olmaması böyle bir şey mi acaba gamzelim?
Çok korkuyorum sensiz kalmaktan. Kaybetmek istemiyorum seni. Belki çok geç farkına vardım ama istemiyorum. Çok özledim... Göğe bak özlem giderelim...
Yazıyı bloga yükledikten sonra bal gözlerine ulaşmak istercesine gökyüzüne baktım. Bilgisayardan bildirim sesi gelince yazımın altına bir yorum geldiğini gördüm.

Göğe Bakma DurağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin