4. Bölüm: Gökyüzüne Aşık Bir Yabancı

110 11 18
                                    

Yukarıdaki müziği açın ve gökyüzünden bir nefes çekin. Keyifli okumalar ♡

"Sinirlenince çok tatlı oluyorsun? "
4 kelime, saymaya üşendiğim kadar harf, katlanan sinir kat sayısı ve o, bir yabancı.
Arkamdan gelen, ne kadar itiraf etmek istemesem de, bir o kadar hoş olan sesin sahibini görmek için arkamı döndüm. Okyanus gözlerim, bal gözleriyle buluşunca duraksadım.

"Pardon, bana mı dediniz? "
Yok canım niye sana desin, senden başka insan var ya sanki burada. Salak kafam!

"Evet sana dedim" dedi.
"Sinirlenince çok tatlı oluyorsun. "
Tam sinir seviyemi kontrol altına almış cevap verecektim ki tekrar konuşmaya başladı.

"Dur, nefesini yorma. Bana daha çok sinirlenip, fantazik küfürlerini yollayacaksın. Şimdiden hakkını kullanma. "
Ona baktığım da muzip muzip gülerken ben şaşkınlıktan donup kalmıştım sadece.
Cümle kuramıyordum resmen. Hem Gökhan hem de bu yabancı canımı sıkmaya başlamıştı artık. Tam gitmeye yelteniyordum ki elimden çekerek kalktığım yere geri oturmamı sağladı.

"Otur nereye ya? "
Sakinim. Sakinim. Sakinim. Sakinim.

"Kafa dinlemeye gidiyorum. Bugün yeterince birileri sinir etti beni. "

"Evet buraya geldiğinden beri sakinleşmeye çalışıyorsun, gördüm."

"Sen... " dememe kalmadı konuşarak susturdu beni.

"Bugün biraz sessiz kal, ben konuşayım olur mu? "
Gözlerimi tamam dercesine kırptım.

"Evet, sen geldiğinden beri seni izliyordum. Burada oturmuş gökyüzü ve denizin güzel uyumunu izlerken sen geldin. "
Gökyüzüne aşık bir yabancı...
"O kadar öfkeli görünüyordun ki dikkatimi çekti, izlemeye başladım. Yanına neden gelmedim, bilmiyorum. Sakinleşmeye çalışırken ara ara kafanı kaldırıp gökyüzüne bakıyordun ve gözlerinden damlalar süzülüyordu."
Ağladığımı şu an ondan duyuyordum, fark etmemiştim.

"O zaman nedense tek sebebi sinir olmadığını fark ettim bu öfkenin. Öğrenmek istedim. Çok meraklıyımdır " dedi ve güldü muzipce.
Ah hayır, gamzesi var!
Ve konuşmaya devam etti.

"Sonra yanına gelme dürtümü bastıramayıp, geldim. Sana anlat demeyeceğim. Bir gün anlatırsın, zamanımız çok."
Güldü tekrar.Ukala!

"Sadece bilmeni isterim ki, hayat her şeye rağmen çok güzel bir yer. Ne yaşıyorsun, yaşadın cidden bilmiyorum. Öfkelenebiliriz, mutlu olabiliriz, ağlayabiliriz, üzülebiliriz. Ama emin ol bu yol bir gün mutluluğa çıkarır bizi. Çünkü hayatın kanunu budur. Her kötülük iyiliğe gebedir. Şimdi kafandaki her şeyi at ve bu ortama odaklan. Yukarıda gökyüzü altında sen... "
Ve kısık sesle devam etti.
"Altında ben.. "
Yukarı da gökyüzü altında sen, altında ben...
Gözlerimin tam içine baktı, bakışları öyle farklıydı ki. Okyanus gözlerimi kurutuyordu adeta. Devam etti.

"Yetmez mi? "
Sustum, önüme döndüm. Gözlerimden usulca akan yaşı o an fark etmiştim. Bu.. bu yabancı çok farklıydı. İçimde bir yerlere dokunuyordu sanki. Kastettiğim aşk veya başka bir şey değil. Çok farklı bir şey. Ben de bilmiyordum. Ya da birkaç güzel cümlesinden etkilenmiştim, o kadar.
İlerleyen birkaç dakika da ne o konuştu, ne ben. Sustuk birlikte. Ya da adı susmaktı bunun. Çünkü ilk defa yaşıyordum susarak konuşmayı.
Bu yabancı bana yanında susmayı öğretmişti...

Çalan telefonumun melodisi sessizliği bozdu. Selin arıyordu merak etmiş olmalıydı beni.

"Efendim papatyam, bir şey mi oldu?"

"Yok hayır canım. Seni merak ettim. Ne zaman geleceksin? "
Saate baktım tam 3 saattir buradaydım.

"Zamanın nasıl geçtiğini fark edemedim, geliyorum şimdi. "

Göğe Bakma DurağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin