Gün Yüzüne Çıkan Efsane

20 3 0
                                    

Bir süre dükkânının önünde durdum ve sonra içeri girdim. Adam elinde eski bir hançeri parlatıyordu en tuhafi içeri girer girmez kafamdaki sesler susmuştu ve tam o sırada adam beni farketti.
- İyi günler.
- İyi günler. Buyrun size nasıl yardımcı olabilirim.
- Aslında ben birşey almaya gelmedim yardım istemeye geldim bakın benim bi sorunum var. Beni buraya psikiyatristim yolladı bana sizin yardım edebileceğiniz söyledi.
-(gülerek) Âh ben bi antikacıyım bi psikiyatrist değil.
- Evet ama bakın cidden neler olduğunu bilmiyorum. Beni buraya gönderdiler ve sizin bana yardımcı olabileceğinizi söylediler.
Dedim ancak adam sonra ayağa kalktı kapıya doğru ilerledi ve kapıyı açıp.
- Benimle dalga mı geçiyorsunuz? Size tekrardan söylüyorum ben sadece bir antikacıyım bir psikiyatrist falan değilim ve çok işim var eğer şimdi bir şey almayacaksanız lütfen dükkânımdan çıkın.
- Size yalvarırım gerçekten neler olduğunu anlamıyorum. Bana yardım edin Rugor nedir bilmiyorum. Bana noluyor bilmiyorum. Evet siz bir psikiyatrist değilsiniz ama beni size gönderdiler ve sizin yardım edebileceğinizi söylediler ve yardım isteyecek başka kimsemde yok.
-(şaşkın ve tedirgin bir ifade ile) Ne? Sen az önce Rugor mu dedin?
- Evet. Lütfen bana yardım edebiliyorsanız edin.

O an adam hızlıca kapıyı kilitledi. Dükkanın eski perdelerini örttü ve elindeki hançeri boğazıma dayadı. Çok korkmuştum ve hala ne olduğunu anlamamıştım.
- Sen de kimsin? Bu ismi nereden duydun?
-(yutkunarak) Lütfen şu hançeri boğazımdan çekin ben kötü biri değilim kötü birşey de yapmadım. Sadece yardım istiyorum.
- Yardım mı istiyorsun? Önce bu ismi nereden duydun onu söyle hemen!
- Sesler.
- Sesler mi?
- Evet. Nereden geldiğini bilmediğim sesler söyledi.
-(öfkeli bir şekilde) Benimle dalgamı geçiriyorsun lan!
- Hayır. Yemin ederim doğruyu söylüyorum. Bir aydır bu isim aklımda yankılanıyor. Artık dayanamıyorum.
- Hayır bu olamaz! İmkansız bu!
Adam boğazımdaki hançeri çekti ve geriye doğru gitti. Beti benzi atmıştı aniden dengesini kaybetti düşmemesi için onu tutmuştum sonra bana "otur" dedi.
Adamın eli ayağı titriyordu ve sürekli "bu imkansız nasıl olabilir" diyip duruyordu. Biraz sakinleştikten sonra benden neler olduğunu anlatmamı istedi.
- Bir aydır gaipten sesler duyuyorum. Kendimi çok tuhaf hissediyorum heleki bu sabah olan şeye inanamadım ve anlam veremedim.
- Bu sabah noldu?
- Sabah aynaya baktığımda yansımam yerine iblis benzeri tuhaf birşey gördüm o neydi bilmiyorum. Ardından koşarak evden çıktım. Psikiyatristime gittim ve oda beni buraya gönderdi ne oluyor anlamıyorum.
Lütfen birşeyler söyleyin burda noluyor?!

Dedim. Sonra adam ayağa kalktı." beni takip et" dedi ve dükkanın arka tarafına doğru ilerledi. Arka tarafta küçük bir kapı vardı. Kapının kilidini açtı sonra içeri girip merdivenlerden aşağı indi ve bende onun peşinden indim. Tuhaf bir odaya gelmiştik. Tozlu raflar ve eski kitaplar vardı. Raflardan bir kitap aldı bir sayfa açtı ve bana uzattı...
- Gördüğün o iblis benzeri şey resimdeki bu şey mi?
- Evet bu o. Burda ne oluyor?
- Sakin ol anlatıcam.
- Nasıl sakin olabilirim? böyle bir durumda.
Dedim. Adam bir kaç kitap daha aldı sonra "sakin ol ve şimdi beni iyi dinle" dedi.
- Sana bilmek istediğin herşeyi anlatıcam.
- Dinliyorum.
- Öncelikle adını sormadım ama...
- Adım Ufuk sizinki de..?
- Ahmet. Bak Ufuk sana yardım etmeden önce bana şunu söyle sen neler yaşadın evlat nedir seni bu kadar öfkelendiren ve üzen şey?

Ahmet bey böyle diyince çok şaşırmıştım.
- Peki Ahmet bey beni bi şeylerin öflelendirdiği ve üzdüğü varsayımına nereden kapıldınız?
- Âh şimdi beni iyi dinle. Evlat sen lanetlisin.
- Ne?! Siz ne diyorsunuz? Ne laneti? Neden bahsediyorsunuz? Ben hastayim lütfen saçma sapan konuşmayın.
- Bak hasta falan değilsin! Benden yardım istedin değil mi? O zaman beni dinleyeceksin.
- Ama...
- Sadece dinle!
- Ta...Tamam.
- Bak o duyduğun sesler. Bugün gördüğün o şey. Hepsi olacak felaketlerin alametleri. Beni anladın mı?
- Nasıl yani?
- Önce biraz daha geriye gidicez.
Dedi ardından bana bir kitap daha verdi. Kitabın üstünde MARV yazıyordu. Sonra "Marv nedir?" Diye sordum.
- Marv ırkı.
- Marv ırkı mı?
- Evet. Şimdi her şeyin başına döneceğiz yani neredeyse bundan 700.000 yıl öncesine. Fazla detay vermeden sana neler olup bittiğini anlatıcam.
- 700.000 yıl mı?!
- Aynen öyle. Sadece beni dinle herşeyi anlayacaksın.
- Tamam dinliyorum.
- Öncelikle şu aklındaki Marv'lar kim ve nedir sorusunu cevaplayayım. Marv'lar çok farklı bir ırk ama ne insan ne hayvan nede başka birşey değiller. Çok farklılar,çok farklı güçleri,yetenekleri var ve insanların aklının almayacağı bir çok şey. Marv'lar bizim dünyamızdan değiller ama bundan tam 700.000 yıl önce kendi diyarları Erthige yok olmanın eşiğindeydi ve Marv'lar da kurtulmak için diyarlarından ayrıldılar ve dünya ya geldiler.
- Bu tamamen delilik. Neler diyorsunuz siz.
- Demiştim Marv'lar ve onlar hakkındaki şeyler insan aklının almayacağı şeylerdir ama kulağı ne kadar delice gelse de beni dinle sadece...

RUGORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin