Herşey Nasıl Başladı - 2. Kısım

36 3 1
                                    

Alperen tutuklanmıştı. Ertesi gün Sıla'nın cenazesinde yanıma kayınpederim geldi ve işte ozaman herşey daha da beter oldu. Sıla'nın ölümünden beni sorumlu tutuyordu. Aslında bende kendimi suçluyordum çünkü geçmişimin bidaha beni rahatsız etmeyeceğini düşündüm ve ona gore yaşadım. Işte o gün yanıma geldi ve...
- Merve bundan sonra benimle kalıcak
- Ne?! Neden?!
- Neden mi? Sen kızımı benden aldın ve ben onu bidaha nasıl görmeyeceksem sende kızını bidaha asla göremeyeceksin.
- Hayır. Bunu bana yapamazsınız.
- Yaparım ve daha fazlasını yapmadığım için şükretmelisin.
- Hayır. Bunu yapmaya hakkın yok!
- Yeter! Bu konuşma bitti. Artık Merve benimle kalıcak o kadar.
Dedi ve Merve'yi de alıp gitti. Bedenim ve ağzım kilitlenmişti. Ne bişey yapabildim ne de bişey diyebildim.
Yanlız kalmıştım. Hayatımın iyi giden zamanları da sona ermişti o gün. Hayattan umudumu kesmiştim artık. Tam bi alkolik olmuştum. Ztn bir haftaya kalmaz işten de kovuldum. Rezalet bi haldeydim her akşam içip içip ağlıyordum. Bir gece çok kafam attı.İntihar etmeye karar vermiştim. Arabaya atlayıp son sürat sürdüm ve kaza yaptım ama istediğim olmadı. Gözümü hastenenin acilinde açtım ve yanımda Kadir vardı. Şaşırmamıştım başka kimim vardı ki ztn. Benim uyandığımı fark etti ve...
- Uyandın demek. Bunu neden yaptın?
- Sadece bi kazaydı.
- Kaza değildi Ufuk. Ölmek istedin.
- Eğer anladıysan niye ölmeme izin vermedin.
- Yani seni orda ölümüne mi terk etmeliydim? Sen kızsan da istemesende seni orda bırakmıyacağımı bilmen gerek.
- Peki beni nasıl buldun?
- Aslında o çok büyük bir şans oldu diyebilirim. Tam seni görmeye gelmiştim. Arabaya atlayıp gittiğini gördüm ve böyle bisi yapacağını tahmin ettim. Sana bağırdım ama beni duymadın. Arabaya atladın hızlıca gittin ve bende seni takip ettim.
- Şimdi kendimi şanslı mı yoksa şanssız mı saysam bilemedim.
- Kendini şanslı say ve bidaha asla böyle bişey yapma.
- Sen öyle diyorsan.
- Bana söz ver Ufuk.
- Tamam söz veriyorum.
- Bak Ufuk bu sen değilsin. Artık bu halden çıkmalısın. Ya dün gece ben orda olmasaydım. Şuan ölmüş olabilirdin. Bana can dostumu mu kaybettireceksin. Evet olanlar kötüydü hemde çok kötü ama daha fazla bu halde kalamazsın.
- Ne yapabilirim. Sıla gitti. Merve gitti. Onlarla beraber hayatımın iyi günleride sona erdi. Şimdi söyle ne yapabilrim.
- Âh o zaman ne yapabilirsin söyleyeyim. İlk önce bu halden çık. Alkolu bırak ve kafanı topla. Gel bende kal,artık o evden taşın sana iyi gelmiyor çünkü. Ardından sana yeni bir iş bulalım. Bi yolunu bulup Merve'yi de geri alırız ama bu halden çıkmalısın artık hayat devam ediyor beni anladın mı?
- İyi ki varsın Kadir.
Dedim ve bir hafta sonra hastaneden taburcu oldum. Alkolu bıraktım. Kadir'in yanına taşındım. İş aramaya koyulmuştum. Artık Kadir'le beraber yaşıyordum herşeyin tekrar düzeleceği hissine kapılmıştım. Tâki yine bir karanlık günün geldiğini anlayana kadar. Bir gün saat 21.00 olmuştu. Kadir eve gelmedi. Normalde bu saate kadar çoktan gelmeliydi. Merak ettim ve aradım ama telefonu açmadı. Sonra bir telefon geldi ve Kadir'in araba kazasın da öldüğünü söylediler. İşte o an bitmiştim. O beni kurtarmak için yanımda olmuştu ama ben onun yanında olamamıştım.Sevdiğim bir başka insan daha gitmişti. Çok öfkelenmiştim ve üzülmüştüm. Hayat teker teker yaşama sebeplerimi alıyordu ama bu sefer Kadir'e söz vermiştim. Bi daha aynı şekilde yıkılmayacağıma söz vermiştim. İste asıl o zaman başladı herşey. Önce aklımı yitirdiğimi sandım. Sürekli gaipten sesler duyuyordum. Ateşim hiç düşmüyordu. Bana ne olduğunu hiç bilmiyordum. Sonra bir psikiyatriste gittim. Tedavi görmeye başladım ama bir gün sabah uyandım ve aynaya baktığımda yansımam yerine onu gördüm. Soluk dumanlar içindeydi, kısmen yanıyordu kuyruğu ve boynuzları vardı ama bi hayvan değildi. Üzerinde tuhaf parçalanmış eski bir şövalye zırhı vardı. Zırhın parçalanmış yerlerinden lav ve kanlar akıyordu. O an kesinlikle delirdigimi düşünmüştüm. Belki rüya görüyorumdur dedim ama hayır o tamamen gerçekti. Sonra gözlerimi bi anlığına kapadım ve açtığımda kaybolmuştu ama sonra başıma ağrılar saplandı ve sürekli gaipten gelen o sesler bana "Rugor,Rugor,Rugor" diyordu. Kulaklarımı ne kadar tıkasamda sesler hiç susmuyordu. Hızlıca evden çıktım ve psikiyatristime gittim ve olanları anlatınca bana hiç bişey demeden masanın üzerinden küçük bir kağıt aldı ve kağıda bi adres yazıp bana verdi...
- Bu adrese git. Artık bana gelme seni daha fazla tadavi edemem ben.
Dedi ve bende ne olduğunu anlamamış bir halde hala içimdeki korkuyla o adrese gittim ama adres beni eski bir antikacı dükkanına getirmişti...

RUGORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin