''Ağzından çıkanı kulağın duysun lan. Bana yakıştırdığın şeye bak. Ben sen miyim insanların duygularıyla oynayıp kenara atayım.'' '' Sana kardeş dedim ben be nasıl beni sırtımdan vurursun. '' ''Hop hop noluyor burda? Beyler kendinize gelin yakışıyor mu size ulu orta kavga etmek. Çıkın dışarıya hesabı halledip geliyorum ama sakın birbirinizi öldürmeyin.''
''Evet abi ne halt ederseniz edin. Şimdi derdiniz ne sizin? İki dakika kızlarla dışarıya çıktım o kadar.'' ''Şerefsiz olmuş Ateş bey. Arkamdan iş çevirmiş. Kardeş dedim ben sana. Ne zaman başım sıkışsa sana geldim ben. Yakıştı mı lan cevap ver yakıştı mı... Bir kız için kardeşini sattığına deydi mi?'' ''Ben seni satmadım kardeşim asla da satmam bunu bil. Ama madem bilmeden, dinlemeden, sormadan bu kadar eminsin sana açıklayacak tek bir şeyim yok. Hoşçakal Toprak.'' ''Ateş dur abi Allah Allah. Bir bok anlamadım. Orhan dur desene. Lan gitti kardeşimiz... Kime diyo...'' ''YETER. ATEŞ GİTTİ. ARTIK HAYATIMDA ATEŞ DİYE BİRİ YOK SORMA ARTIK GİDERSE GİTSİN KENDİ BİLİR.'' ''Benim suçum ne ya. İkinizin yemediği bok yok derdiniz sorununuz hep bana. Karışmıyorum artık. Şunu bil ikiniz tekrar barışıncaya kadar ben de yokum. İkiniz içinde yokum.''
''Alo Ateş nerdesin bilmiyorum abi ama acil bizim eve gel konuşmamız gerekiyor.'' ''Toprak sonra kardeşim. Cidden konuşmak istemiyorum şimdi.'' ''Lan en sonunda ana avrat düz gidicem. Gel dedim bitti. Bekliyorum.''
Ateşten
''Geldim Toprak noldu bu kadar acil ?'' ''Sende mi delirdin Ateş. İkiniz birbirinize girdiniz şimdi noldu diyorsun iyi misin?'' ''Ben gayet iyiyim. O konu hakkında ne bilmek istiyorsun Orhan anlatsın. Ondan dinlemen daha doğru.'' ''O anlattı zaten birde sen anlat. Tarafsız olmam lazım sonuçta.'' ''Peki... Dinleyin o zaman Toprak bey.''
BİR HAFTA KADAR ÖNCE
''Ateş... Ateş. Lan baksana bu tarafa.'' ''Ne var Orhan. dersteyiz kardeşim niye bağırıyorsun ?'' ''konuşmamız lazım. Acil.'' ''Yine kimi dövüyoruz söyle. Çıkışta düşünürüz bir şeyler. Şimdi izin ver oyuna döneyim.'' ''Ya birini dövecek olsam önceden gelip bilgi mi veririm arkadaşım. Önemli diyorum ya. Top daha önemliyse yürü git ben bulurum illa anlatacak birini.'' ''Sen baya ciddisin. Dur dur geliyorum .'' ''Gel şöyle sessiz bir yere geçelim. İşte burası iyi.'' ''Orhan delirdin mi abi sen ne diyeceksen de işte niye saçma sapan hareketler yapıyorsun?'' ''Tamam be anlatıyorum. Ateş... Ben ilk defa böyle hissediyorum.'' ''Siz acı ve zevkten başka duygu hisseder miydiniz Orhan bey?'' ''Dalga geçme ciddi bir konu bu ve ben bu konu da ne yapacağımı bilmiyorum.'' ''Ben dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum. Şunu baştan doğru düzgün anlat bende yardım edebileyim.'' ''Tamam... Ben bilmiyorum Ateş. Konu Asel... Ben ilk defa birine karşı merhamet gösterdim. Birine zarar veririm diye korktum. Kendin biliyorsun ben hastayım. Sadece sana birde Toprak'a merhametim var. Sizin dışınızda ailem de dahil hastalığım yüzünden herkes gitti yanımdan ama o farklı. Yıllar oldu ben yeni birini kabullenmeyeli. Okulda bir tek sen vardın yanımda olan ama o gün... Ben o çocuğu dövmeye kalktığım gün ilk kez karşıma biri geçti hemde bir kız geçti. Anlıyorsun dimi Ateş. Düşünsene yeni gelmiş okula kimseyi tanımaz ama bir çocuk için karşısına aldı beni ve ben... Tek kelime edemedim. Sadece uyardım. Bu ben değilim be Ateş. O günden sonra her seferinde karşıma çıktı ama ben bir kez olsun alışık olduğum şeyi yapmadım ona zarar vermedim.'' ''Busen misin lan? Bu benim tanıdığım Orhan olamaz. Kardeşim bu söylediklerin doğruysa sen iyileşmeye başlamışsın. Asel'e aşık olmuş olabilir misin?'' '' O kadar da uzun boylu değil. Tamam kıza karşı garip olabilirim ama o kızda farklı bir şey var. Ben aşık olamam. Ben kendimi bile sevemiyorum ki. Başkasını nasıl severim. Hele de böyle duru bir güzelliğe bunu yapamam. Yazık lan kıza. Bu sefer olmaz Ateş bir kez daha olmaz.'' ''Bak kardeşim ben seni anlıyorum ama herkes aynı değil. Üzerinden zaman geçti bak sende en azından bir kişiye karşı normal davranmak istiyorsun bunun neresi kötü?'' ''Kötü tarafı yok tabi ki ama ben düzelemem. Denedik daha önce ama olmuyor sende biliyorsun.'' ''Bana sorarsan denemekten zarar gelmez.'' '' Neyse tamam konuyu kapatalım. Anlattım ve bitti. Bu konu burada kapanıyor.''
''İşte böyle Toprak. Olaylar aynen böyle oldu. Orhan o gün öyle söyleyince bende dikkat ettim. Cidden Orhan o kıza karşı farklıydı. Bende gittim Asel ile konuştum. Yani bir nevi anlattım. Kız korktu tabi haklı olarak. Bende ... Neyse işte bu kadarını bilsen yeter.'' ''Hassiktir. Neler diyorsun oğlum sen. Orhan ne demek değişmeye başladı.'' ''Hani anlatmıştı lan Orhan sana. Bir yalan söylemediğin kalmıştı bana.'' ''Bunu yalan olarak algılama kardeşim. Anlattığını söylemeseydim anlatacak mıydın? Anladığım kadarıyla sende Asel'e karşı boş değilsin.'' ''Hiçbir şey anlamamışsın Toprak. Hem kızın sevgilisi var yani Orhan içinde imkansız artık o kız. Lan nasıl benden şüphe eder ya. Tamam kız farklı. Cidden onunla birlikteyken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsun ama dediğim gibi sevgilisi varmış.'' ''Asel beni alakadar etmez. Benim için önemli olan Orhan ve sensin. Ona söyledim sana da söylüyorum ikiniz barışıncaya kadar benimle muhabbeti kesin. İkinizi ayrı ayrı görmektense hiç görmeyeyim daha iyi. Eyvallah anlattın neler olduğunu sağol. Dikkat et kendine.''
acaba günüm daha ne kadar kötü gidebilir ki. Daha dün kızın sevilisi olduğunu öğrendin bugün kardeş dediğin iki insanı da kaybettin. Hayır ne olmasını beklediysem her şeyi yanlış hissettin bunu sende biliyorsun ama söz geçiremedim işte. ''Ateş... her şey yolunda mı?'' ''İyiyi Bade neden sordun?'' ''tek başınasın ve deli gibi kendinle konuşuyorsun.'' ''sanırım bundan sonra sadece kendimle konuşacağım sadece.'' ''Orhan var ya. O seni bırakmaz sende biliyorsun.'' ''Bu sefer bıraktı. Ne kadar inkar etsem de haklı.'' ''Yine mi kavga ettiniz? Yapma Ateş kapıma kaç kez geldin bu sefer arkadaşlığımız bitti diye ama bir şekilde tekrar barıştınız. Hadi gel içeriye annem kurabiyeleri yeni çıkartmıştı fırından. Çay eşliğinde kurabiye yerken bana bütün olayı baştan anlatırsın olur mu?''
''İşte böyle Bade. Kendi kendime bunları düşünürken her zaman olduğu gibi yine sana gelmişim.'' ''Benden başka kime gideceksiniz Ateş bey. Orhan da sen de ağır konularınızı gelip bana anlatırsınız. Geldiğine sevindim.'' ''Öyle tabi bizi bizden daha iyi tanır hale geldin.'' ''Övünmeyi sevmem bilirsin ama evet haklısın fakat keşke bu sefer daha erken gelseydin.'' ''Ne bileyim yaa. İlk başta çok ciddiye almadı Orhan onun için altından kalkarım diye düşündüm. Ama elime yüzüme bulaştırdım.'' ''Öyle düşünme. Her ne olursa olsun Orhan be sen... Ayrılamazsınız. Bana rağmen bile bitmedi dostluğunuz eminim tekrar aranız düzelecek rahatla birazcık. Asel Orhan için normal birisi. Gelip geçici bir şey. O yüzden en yakın zamanda aranız düzelecek.'' ''Bade bir şeyi çok merak ediyorum. Nasıl oluyor da Orhan hakkında hiç yanılmıyorsun?'' ''Beni fazla hafife almışsın Ateş veya geçmişi çok çabuk unuttun.'' ''Hiçbirini unutmadım... Haklısın... Neyse Bade çok sağol. Yine imdadıma sen yetiştin.'' ''Her zaman Ateş bey. Benim kapım siz iki keçiye her zaman açık. Görüşürüz.'' ''Görüşürüz.'' ''Ateş... Bence kızı ara. Belli ki aklına takılmış. Belki konuşup anlatmak ister. Orhan kafana takılmasın lütfen'' ''Belki olur. Tekrar teşekkürler.''
Ya Bade haklıysa? Ya cidden geçici bir şeyse? Saçmalama Ateş. Orhan'a bunu yapamazsın. Ya kız kötüyse? Sonuçta kıza yürümeyeceksin sadece iyi mi değil mi soracaksın o kadar. Hadi Ateş ara kızı.
''Alo Asel... Nasılsın?''
''Teşekkür ederim Ateş sen nasılsın? Kötü bir şey yok dimi saat biraz geç ya.''
''İyiyim iyiyim... Kusura bakma rahatsız ettim. İyi geceler.''
''Dur dur kapatma. Öyle demek istemedim. Sen gerçekten iyi misin?''
''Cidden iyiyim. Sadece... Aklıma sen geldin sabah morelim bozuk falan demiştin. istersen anlatabilirsin. Yani yardımım dokunursa...''
''Teşekkür ederim ama anlatılacak çok bir şey yok. Ben senin sesini çok iyi bulmadım istersen konuşabiliriz.''
''Yok ya. Seninde canın sıkılmasın boş yere.''
''Olur mu hiç öyle şey. Hadi gel evlerimiz yakın zaten.''
''Geldim. Gelirken de bir kaç bir şey aldım marketten ne seversin bilemedim.'' ''Hoş geldin. Teşekkürler hiç gerek yoktu aslında.'' ''Olsun konuşurken iyi olur diye düşündüm.'' ''İyi yapmışsın. Hadi başla bakalım neymiş canını sıkan konu?'' ''Şey... Biz Orhanla...''
''ASELL.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RASTLANTI
Teen FictionSadist bir çocuk düşünün... kimse için değişmeyen, ailesini bile bu uğurda kaybeden bir çocuk... Ya tüm bildiği doğrular yanlış çıkarsa? Olaylardan bir haber hayatını sürdüren Orhan ve hayatına birden bire dahil olan Asel. İyi okumalar...