Bölüm 5

231 22 19
                                    

Bunu hiç tahmin etmemiştim. O attığı mesajı dikkate almamış, gülüp geçmiştim. Ama şu an pişmandım. Keşke Luhan' ı hafife almasaydım. Bugün her zamanki gibi okula gelmiştim. Her şey sıradandı. Çantamı sırama atıp oturmuştum ama sıramın altında bir şey vardı. Bu hayvan bana muzlu süt almış, üzerine de ' Yarasın kurduma :*' yazmıştı. Benimle dalga geçiyordu. Ben ona muhatap olmayalım demiştim ama buna rağmen bana sulu şakalar yapıyordu. Kimse benimle alay edemezdi. Okula gelir gelmez beni sinir etmişti ama çıkışta sıçacaktım ağzına. Bütün gün Luhan' ın pis sırıtmalarını ve göz kırpmalarını gördükçe sinir krizi geçirmiştim ama son ders dersin bitiş zili çalmıştı. Bu demek oluyordu ki Luhan artık bir ölüydü. Çantamı aldım ve arkadaşlarıma önden gitmelerini söyledim. Luhan muhtemelen ya çatıda ya depodaydı. Genelde arkadaşken oralarda takılırdık çünkü kimse olmadığı için rahatça uyuyorduk. Çatıda bulamayınca depoya bakmıştım ve oradaydı. İşte her şey o andan sonra olmuştu. Luhan ağzımı burnumu kırmış, deyim yerindeyse, beni hallaç pamuğu gibi attırmıştı. Hayatımda hiç böyle dayak yediğimi hatırlamıyordum. İki gün önceki ilk kavgamız ve sevişmemiz bana öyle bir özgüven aşılamıştı ki asla yenilmem, asla sırtım yere gelmez sanmıştım. Şu an ise yerde uzanmış, Luhan boynumu emerken nerede yanlış yapıp bu kadar dayak yediğimi düşünüyordum.

"Ah! Yavaş ol!"

"Sen de bana odaklan o zaman."

Niye ona odaklanmam için ısrar ediyordu bu herif? Altında uzanıyordum işte, beni becerip, kendini rahatlatıp defolup gidebilirdi. Ama yok, illa sevişecektik. Hiçbir şeyi oldubittiye getirme huyu yoktu. Her şeyi tadını çıkara çıkara yapıyordu. Ön sevişme fazlaca uyarılmam için iyi olsa da korkuyordum. Çünkü bugüne kadar bir kez seks yapmıştım, o da iki gün önceydi ve ben Luhan' a girmiştim. Şimdi altta olan ben olduğum için Luhan' ın iki gün önceki zevk dolu inlemeleri değil de beni içine aldığı zaman attığı acı çığlık yankılanıyordu kulaklarımda. Ben mahvolmuştum. Luhan beni çatır çutur sikecekti ve ben sözümden dönmemek adına çığlık atmaktan başka bir şey yapamayacaktım.

"Kayganlaştırıcı getirdin mi?"

Başımı iki yana salladım. Tabii ki getirmemiştim! Çünkü Luhan' ın bana karşı asla kazanamayacağını düşünüyordum.

"O zaman yapacak bir şey yok."

Sanırım bu iyi bir şeydi. Böyle dediğine göre bugün bana girmeyecek miydi? Göğüs uçlarımı emmeye başlamıştı, galiba sadece ön sevişme yapıp bitirecektik.

"Immh!"

"Göğüs uçların iyi hissettiriyor, ha?"

"K-kes sesini."

Sol göğüs ucumu içine çekip diliyle okşarken sağ göğüs ucumu da işaret parmağı ve orta parmağı arasına sıkıştırmış daire şeklinde oynatıyordu. Çok fazla zevk alıyordum, o kadardı ki hızlı soluklarım yüzünden boğazım kurumuştu. Bu şekilde bile boşalabilirdim. Ama Luhan bunu anlamış gibi göğüs uçlarımı bırakıp öperek aşağı indi. Düğmemi açıp fermuarımı indirdi ve eline tükürüp penisimi avuçladı.

"Ooouuh!"

Benden gelen bu sese ben bile inanamamıştım. Luhan dudaklarını yalayarak penisimi izliyor, elini hızlıca aşağı yukarı hareket ettiriyordu. Belimi kıvırmış inlemeye devam ederken bu anın hiç bitmemesini istiyordum. Luhan' ı seviyordum ve Luhan' dan nefret ediyordum. Luhan ile sevişmek güzeldi ama bana ihanet etmesine rağmen ona böyle duygular beslediğim için kendime olan saygımı yitirmeme sebep oluyordu.

"Kayganlaştırıcı olmadığına göre tek seçeneğimiz var."

Ben aldığım zevk ile dışarıdan inleyip, içeriden bu zevkin beni nasıl harap ettiğini düşünürken söylediği şeyi idrak edememiştim. İki gün önce de kayganlaştırıcımız yoktu ve Luhan kendi parmaklarını ıslatıp kendini genişletmişti. Bugün de öyle yapar diye düşünürken dizlerimin altından tutup, dizlerimi başımın iki yanına sabitleyince neye uğradığımı şaşırmıştım. Bir anda kalçamın arasına yüzünü yaklaştırdı ve deliğime üfledi. Paniklemiştim. Böyle bir şey yapacağını hiç düşünmemiştim, bu çok utanç vericiydi. Birinin penisini emmekten, onunla düşman olmana rağmen sevişmekten çok çok çok daha utanç vericiydi. Deliğime dil darbeleri atmasıyla vücudumdaki bütün enerji sadece penisimde toplanmış gibiydi. O kadar güçsüz hissediyordum ki kolumu kıpırdatacak, bacaklarımı çekip onu engelleyecek dermanım yoktu. Deliğime tükürüyor ardından tekrar yalıyordu. Birkaç dakika halsiz bir şekilde bu utanç verici olayın bitmesini bekledim. Çok zevkliydi ama çok da utanç vericiydi. İki gün önce yaşadığımız şeyden tamamen farklıydı ama bunu tekrar yapmasına izin vermeyecektim. Bacaklarımı serbest bırakıp iki parmağını içime itti. Dudakları tekrar göğüs uçlarımı bulmuştu. Evet, göğüs ucumdan zevk alıyordum ama aklım şu an hissettiğim doluluktaydı. Beni diliyle hazırladığı için mi bilmiyordum ama parmaklarının içimde gelip gitmesi canımı fazla yakmıyordu. Sadece tuhaf bir histi. Parmakları hem oraya ait değil ve orada olmaması gerekiyormuş gibi hem de yeri orasıymış da asla çıkmaması gerekiyormuş gibi hissettiriyordu. Bir anda içimde parmaklarını kıvırmasıyla canım yanmıştı.

Ore No Kawaii MonsutaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin